- 256 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Diyalektik
Evrenin ve evrenin içinde olan her şeyin bir diyalektiği var bu diyalektik zıttıyla var olma biçimi var olan her şeyi birbiriyle karşılaştırma düşüncesidir önce karmaşa olur sonra da ahenk ta ki taşlar yerli yerine oturana denk hal böyle olunca var olanlar için yalnızlık pek mümkün olmuyor çünkü sen zıttınla var oluyorsun ve ana başlıkların alt kategorilerin bir sonu yok bir döngü içerisinde durmadan bu bu şekilde gerçekleşir her şey bir enerji enerji durmadan şekil ve boyut değiştirir gerçek manada yalnızlık yok iken insanlarda yalnızlık bir duygu biçimidir bu duygu biçimini tetikleyen bazı etkenler vardır
yalnızlık genelde etrafında ki insanlara benzememektir anlamadığını veya anlaşılmadığını hisetme duygusudur zaten insan başkalarına benzese neden yalnız olsun ki çünkü bu benzerlik bir yerde bir uyum yakalayabilmek bir ahenk oluşturabilmektir bir uyum yakalayıp bir ahenk oluşturan insanlar birbirlerine yalnız olmadıklarını hisettirler her insan kendinden bir parça bulduğu insanlarla dost olur arkadaşlık kurar kendinden bir şeyler gördüğü insana aşık olur çünkü her insan özünde yarımdır diğer yarısını arar eksiğini tamamlamak için ve insan anlaşılmak ister insan hem sevip hem seviliyorsa birde üstüne anlaşıldığını hisediyorsa bu insan için bulunmaz bir nimettir çünkü insanın etrafı ne kadar kalabalık olursa olsun anlaşılmadığını hisettiğinde ister istemez yalnızlık duygusu uyanır kendisinde şair demiş ya hani insan sevilmekten çok anlaşılmayı istiyordu belki diye birbirini anlamadıktan sonra sevgi bile anlamsızdır bir yerde çünkü sizin birlikteliğiniz esasen birbirinizi anlamamanızdan kaynaklanıyor olabilir eğer siz bunun farkında değilseniz birbirinizi anladığınızı düşünürsüz bu da büyük bir yanılgı olur işte burda bilinç devreye giriyor neyin ne olduğunu ne olmadığını anlayabilmek önemli insan için bu dünyada yalnız olduğunu bilmeyen yalnızların yanılgıları etraflarında ki kalabalıklardan ibaret genel de oysa ki tek bir kişi tarafından bile olsa anlaşıldığını hisetmek insanda ki yalnızlık hissini giderebilir ve insan bu düşünceyle kurduğu bağla yalnızlığın üzerinden gelebilir yalnız olmak veya olmamak etrafınızda bir kalabalığın varlığına veya yokluğuna bakmaz bir bağ kurup birbirini anlayamadıktan sonra herkes yalnızdır eğer böyle bir kalabalığa sahipseniz kalabalık bir yalnızlığınız var demektir sizin için hangisi daha önemli bunu idrak etmek yine size kalmış bir şey gürültülü kalabalık bir yalnızlık mı yoksa sessiz ve sakin azdan az bir yalnızlık mı tabi her insanın içinde kopan fırtına farklı kimi insanlar azdan az bir yalnızlık içinde içlerinde kopan kalabalık bir yalnızlık hissiyle büyük fırtınalara göğüs gererler kimileri etraflarında ki kalabalık bir yalnızlığa rağmen durgun bir su gibi küçük bir ürpertiyle ürperirler insanın yalnızlığı içinde kopan fırtınalar kadar büyüktür denizde fırtınalar içinde gemisini sağlam bir limana sağlam bir şekilde getirmekte usta kaptanların işidir maalesef yalnızlığa yakalanan her insan genel de yalnızlığın karşısında tecrübesiz oluyor bu da içlerinde büyük fırtınaların kopmasına sebep oluyor tecrübeli olmak hazırlıklı olmaktır insan yalnızlık için kolay lokma olmuştur hep
Pek bir tad vermese de kendisini çiğneyene tadının acı olması çiğnenmek istemediğinden olabilir tabi doğru şeyi doğru şekilde isteyebilmek ve sonra bunu gerçekleştirebilmek için bilinçli olmak gerekiyor sadece istemekle olsaydı bu işler insanlar neler neler istiyor insanın kendinden bir parça araması insanlarda doğada kimi nesnelerde aşağı yukarı her tarihte bu olmuş bir şey anlaşılma istediğinden ve kendini tamamlayabilme gerçekleştirebilme arzusundan geliyor bu gel gelelim ki insanın gerçek manada var olabilmesi için kendinden olmayana da ihtiyacı var yaşadığımız hayatın gerçeği bu evrenin içinde bulunduğumuz dünyanın diyalektiği bu şekilde çalışır karşılaştırmalar yapar karşılaştırma yapabilmesi için aynı şeyin zıttınında olması gerek bu yüzden her şey zıttıyla var olur evrende dünyada zıttıyla var olma kavramını düşününce yalnızlık nasıl mümkün olabilir böyle bir durumda denilebilir doğal olarak daha önce de demiştik yalnızlık insanlarda çoğu zaman bir duygu biçimidir diye yani kişi sayısına eşya sayısına canlı sayısına bakmaz duygusal insanlarda özellikle sevilmediğini hisetmek yalnızlık duygusunu beraberinde getirir anlaşılmadığını hisetmek yine öyle biraz daha duyarlı ve anlayışlı olunabilse bu yalnızlık duygusu kalkar belki ortadan ama duyarlı olup olmamakta kişinin mevcut yapısında kalıbında olan bir şey bir irade olmadığı için kimseye kendisinde olmayanı veremiyorsun
insan kendinde bulduğudur daha ötesi değil herkes kendinde olanı bir şekilde yaşayarak tecrübe ediyor ve her insan yaşadıkça kendini gerçekleştiriyor yalnızlık duygusu kimileri için lükstür bu duygudan muaf büyük bir kalabalık olunca yalnızlığı tadan insanlar kendi iç dünyalarına dönerler genelde kendini hayattan soyutlamış bir şekilde kabuklarını kırıp dışarı çıkmaları sancılı olabilir eğer ki bir hayat istiyorsak hayat dışarda tabi insanın iç huzuru daha önemli yalnızlık bir tercihse yalnızlığıyla mutlu olabilir insan mutlu olduktan sonra yalnız olmak veya olmamak pek farketmiyor zaten çünkü hayatın tadı mutlulukta saklı ne olursa olsun ne olursak olalım mutlu olalım acıyı unutmayarak ölçüsünde yeri geldiğinde gerektiği kadar üzülerek üzüntü ve acı mutluluğu besler mutluluğu daha da kıymetlendirir eğer ki tutturabilirsek ahengi gökyüzünde hep birlikte gökkuşağı olabiliriz yeryüzüne uzanan yine yeryüzünde bir ağaç gibi tek ve hür bir orman gibi kardeşcesine yaşayabiliriz bunu ne de güzel demiş şair değil mi mesele ahengi tutturabilmekte sonra gökkuşağı içinde de olsa her renk tek başına yine sonra bir ormanın içinde de olsa her ağaç tek başına yalnızlığı hisedersek bir ağaç olarak bir ormanın içinde olmamızın pek bir önemi yoktur yine bir renk olarak yalnızlığı hisedersek gökkuşağından dışlanmış siyah olmasak bile ondan olmaz farkımız asıl mesele birlikte var olurken yalnız olduğunu birbirine hisettirmemekte saklı yalnızlık hissini duymak istemeyen her insan bunun üstesinden bu şekilde gelebilir hayatın diyalektiği bu zıttınla bir uyum yakalamak bir ahenk oluşturabilmek evet yalnızlık bu diyalektiğin bir parçası olabilir ama yalnız olmamakta öyle insanlar neyi istediğini bilerek istediğini elde edebilir bunun yanında hayatın diyalektiğini çözerek ne istediğini bilmek çünkü önemli insan her şeyden önce kendini sonra hayatı okuyarak başlayabilir yaşamaya doğru bir analiz iyi bir hayatın olmazsa olmazıdır diyalektiğimize uygun etki ve tepkiler meydana getirebiliriz bunun üstesinden gelebilecek olan yine bizim varlığımızdır mevcut ahengi koruyarak yalnız olmadığımızın bilincine vararak varlığımızın diyalektiği buna son derece uygun var olmanın karşılığı diyalektiktir zaten karşıtlık tez antitez sentez değişim içerir tıpkı hayat gibi değil mi ne ararsan var insan bilinmezliğin içinde doğar sonra bu bilinmezliğe mantıksal bir açıklama getirmek ister yapısı gereği işte bu insanoğlunun kısa ve öz tarihidir her şey bu şekilde ortaya çıkmıştır dinler ideolojiler kültürler gelenek ve görenekler kavramlardan sonra kategoriler oluşmuş ve sınıflar ortaya çıkmıştır bu sınıflandırmalar sayesinde insanlarda yalnızlık hissi vuku bulmuş daha bir çok etken bunu tetiklemiştir varlığımızın ve hayatın diyalektiği birbiriyle bağlantılı yine etki ve tepkiyle meydana gelmiştir her şey gibi
Sinan Bayram
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.