- 418 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
DİREN İKİZDERE!
70’li yılların başlarında çocukluk yaşlarımda tanıştığım Doğu Karadeniz yeşilinin tüm tonlarıyla hafızama kazınmış lığı İlkokul 3. ve 4.sınıfı Artvin Gazi ilkokulunda okuduğum yıllara dayanmakta. Çocukluk günlerimin en güzel anlarını içermekte olan anlatımlarım bu yazımızın konusu değil. Ancak şu kadarını belirteyim Kafkas Ör Yaylası Boğa Güreşleri, 7 Mart şehrin “düşman” işgalinden kurtuluş günü, evimizin yanında kiraladığımız bahçede yetiştirdiğimiz meyve ve sebzeleri şehir stadyumuna (evimiz stadyumun hemen üzerinde bir tepedeydi) maç izlemeye gelen ahaliye külahlar içerisinde satarak aile bütçesine katkı sunma gayretlerimizi, Kurban Bayramında kurban edileceğini bilmeden bir yaz bize arkadaşlık eden koyunumuz “Meral’le Kaçkar dağı eteklerinde uzun yürüyüşlerimizi, Zafer Sinema salonunda ailecek izlediğimiz filimler sonrası Çoruh Nehrini tepeden görmek için anne ve babamızı ikna için yalvarmalarımızı anlattığım yazılar mutlaka olacak.
Çocukluğumun Doğu Karadeniz’i Cengiz Holding tarafından kuşatılmış durumda. (Hani sahibinin “milletin anasını ……” Diye cümleleriyle kamuoyuna mal olan Cengiz Holding.) İkizdere halkı doğasının yağmalanmasına, talan edilmesine karşı direniyor. Madencilik, Liman, Hava Alanı Çevre Yolu vb. Müteahhitlik işleri gerekçeleriyle AK Partiye yakınlığı ile bilinen Cengiz Holding eliyle adeta delik deşik edilmek isteniyor.
Doğasını, toprağını, suyunu, deresini, tarihini savunan Doğu kara deniz halkı polisin, jandarmanın orantısız güç kullanımıyla karşılaşıyor. Polis Saraydan aldığı güçle direnen halkın üzerine ve evlerine gaz bombaları ile saldırıyor, direnişi göz altılarla kırmaya çalışıyor. Ama nafile. Çocukluk yaşlarımdan bildiğim Artvin halkının direnişçi karakteri şahlanmış durumda. Dur durak dinlemeden sokaklarda, esnaflar kepenk kapatıp eylemlere destek sunmakta. “Madenci şirket Doğu Karadeniz ’i terk et”, “vali İstifa” sloganları ile şehri çınlatıyorlar.
Özünde emek ve doğa düşmanı patronların asıl niyeti, ülkenin tüm tepelerini, vadilerini de Cengiz Holding’e gibi tahrip etmek istiyor. Siyasal iktidarın insani olan her şeye düşman olma tavrı burada da gün yüzüne çıkmakta, Doğu Karadeniz halkının üzerine atılan gaz bombalarına da seyirci kalmaktalar.
Artık yeter! Kendisinden olmayan herkese düşman muamelesi yapan, ayrımcı ve rüşvetçi, doğayı sermayenin dizginsiz talanına sunan, halklarımızı kutuplaştıran, insani olan her şeye saldıran bu zalimin zulmüne karşı birleşelim. Özgürlük ve adalet için tek yumruk olalım. Holdinglerin çıkarları uğruna çocuklarımızın geleceğinin karartılmasına ve ateşe atılmasına izin vermeyelim.
İkizdere direnişini, Doğu Karadeniz i sahiplenelim. Şimdi İkizdere, tıpkı coğrafyamızın haksızlığa uğrayan diğer bölgelerinde olduğu gibi, hepimiz için ve ortak geleceğimiz için direniyor. Zor ve zorbalığı durduracak olan da emekçilerin, gadre uğrayanların, yok ve hor görülenlerin birleşik örgütlü mücadelesinden geçmektedir.
Doğu Karadeniz’in İkizdere başta olmak üzere taş ocağı alanı yapılmak istenen köylerinin mahkeme başvurularının sonucu dahi beklenmeden jandarma ve polis desteği ile girip dinamitler patlatarak taş ocağı işletmeye başlanması şirkete karşı Doğu Karadeniz halkın gösterdiği direnişi desteklemek insanım diyen, duyarlılık gösteren her bireyin görevidir.
“Herkes sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir” denilerek Anayasal güvence altına alınmış haklarını kullanan Artvin halkına karşı yapılan saldırı tüm yurttaşlarımıza yapılmış bir saldırı olarak görmekteyim. Yine Anayasa’ya göre insanların sağlıklı yaşam hakkını ve çevreyi korumak bizatihi devletin göreviyken, devlet gücünü elinde bulunduran iktidarın bu görevini yerine getirmek bir yana yaşam haklarına sahip çıkan insanlarımıza yönelik saldırgan tutumu ne bu dünyada ne de öteki dünyada affedilemez bir durumdur.
Göksel Rıza Özkan
Okur Yazar
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.