- 797 Okunma
- 3 Yorum
- 2 Beğeni
GURBETTEKİ DOST
GURBETTEKİ DOST
Yıllar içinde çok insan tanıdım ve her hayattan özel anılar birikti. Bugün de çok uzaklardan gelen bir hikaye.
Bir tesadüf mü diyelim, hayatın kendi projesi mi. Bazen çok beklenmedik rastlantılar hayatları karşılaştırıyor ve sağlam dostluklar oluşuyor. Her zaman şehir hayatında komşuluk ve dostlukların bittiğini, aynı binada bile komşuluk kalmadığını üzüntü ile ifade ederiz.. İşte böyle bir dönemde, kilometrelerce uzakta, yedi dağın ardında derler ya, yurt dışında , sadece bir saatlik dost sohbetinde tanışırlar bu öykünün kahramanları.
Bilgi birikimleri, yaşam felsefeleri ve ruhları öyle paraleldir ki, ortak konuları konuşmaya dalıp, isimlerini bile sormadan, adres telefon almadan, ayrılırlar. Kadın geri dönüş yoluna çıkarken, gurbetçi yaşlı adam, kendi kendine şaşkınlıkla düşünür. Aynı ortamda tanıştığı kişilerden sadece tarif ederek, telefon numarasını yazamadım telaştan, sizde vardır der ve ister, böylece bir dostluk bağı başlamış olur. Bir süre sonra arar ve izin ister yaşlı adam. Sizin sohbetinize doyamadım, uygun görürseniz, Mektup yazabilir miyim ? olur tabi der kadın da.
Bilgi paylaşımı anlamında uzun uzun mektuplar gelir, sonra da haftada bir gün telefon görüşmesi eklenir . Yaşlı adam, çok donanımlı, bilgilerini kitap olarak değerlendirmiş, birçok yerde konuşmalar yapmış ,yıllarca anı biriktirmiş bilge bir kişi, Genç Kadın ise daha farklı şekilde bilgi doldurmuş heybesine. Onun gibi fazla okul okumamış, yazmamış ama evlenip de uzun süre evde kapalı kalınca bütün mutluluk ve huzuru kitap dergi gazete okumakta bulmuş. Her gün, ne bulursa okumuş. O kadar çok bilgi birikmiş ki belleğinde, bu engin bilgiler onu var eden bedensel varlığı ile bütünleşmiş. Hatta, o kitaplar yazan bilge adamdan bile daha çok şey öğrenmiş. Onun bilmediği şeyleri ona iletmiş. Böylece adamın hayranlığı günden güne daha da büyümüş.
Birbirini hiç tanımayan iki kişinin,bir merhaba ile açılan dostluk kapısı bir saat süren şiir,müzik,edebiyat ve tarih muhabbetinden sonra uzun bir süre devam ederek seviyeli gerçek dostluğa dönüşmüş.
Adam,bir sohbet sonrasında, size bir şey söylemek istiyorum demiş. Eğer Tanrı bana bir dilek dile dese; Ne dilerdim biliyor musunuz ? Ben yedi yaşında bir çocuk olayım, siz de benim ögretmenim olun derdim.. Bu sözler yıldırım gibi düşmüş kadının kalbine, bulutlanan gözleri sağanak yağmura dönüşmüş.Çok duygulanmış. Hayatımda hiç kimse benim için böyle bir dilekte bulunmadı , diyebilmiş titreyen sesiyle..Böylece bu kutsal dostluk, uzun süren, seviyeli bir dostluk yolculuğuna dönüşmüş.
Zaten ilk tanışmada isimlerini sorup öğrenmemişler ya, zaman içinde de kendi ismi ile hiç hitap etmemiş kadına. bu bile kişi. Bu kadar bilgiyi özümseyen genç kadına Latince Kutsal anlamına gelen DİVİN ismini vermiş. Hep böyle hitap etmiş o günden sonra. Divin de bunu çok benimsemiş ve kabullenmiş.
Kadın da Bilge bey demeyi uygun görmüş o değerli kişiye. Divin ve Bilge beyin dostluğu ikisi için de çok önemli ve değerli imiş. Önemli bilgiler paylaşılmış. Mektuplarda ölümsüzleşen degerli bir Arşiv oluşmuş.
İki yıl sürmüş bu bilgi akışı. Her güzel şey gibi bu dostluk da bir gün sona ermiş ve anılardaki yerini almış.
Mesafeler görüşmeleri engelliyor. Bir süre sonra sözler de tükeniyor. Adam kitaplarını göndermiş, beni okumak istediğinde mektuplar yerine bu kitaplarımı okursun demiş... Kitaplar, Divin in kitap rafında, bu güzel dostluk da yüreklerde yerini almış. Anılar da ,hep dost sohbetlerinde hatırlanıp anlatılmış.
Keşke herkesin anılarında böyle güzel dostluklar olabilse. İnanın dünya daha güzel olurdu.
O şarkıdaki gibi, Hayat Bayram olurdu. Ve en son cümle, o çok bilge adam, bir gün, sorulan en önemli soruya en anlamlı cevabı vermiş. o gün yine,çok şey anlatmış, anlatmış ve susmuş., eee bitti mi bilgiler , başka ne biliyorsunuz, . ? diyen Divin’e benim en iyi bildiğim şey, Haddimi bilirim ben demiş… "Sizdeki bu sonsuz okuma ve öğrenme aşkı bendeki bilgiyi çoktan aşmış "diyerek de bilgi birikimine olan hayranlığını belirterek sözlerini tamamlamış.
Saygıya dayanan bu dost sohbetleri de böylece noktalanmış. Bir daha haber almamış DİVİN, Bilge beyden. Sağlık durumu da pek iyi değilmiş zaten.. Hep yaşıyor olarak hatırlamak istediğinden belki de , yakın dostlarından da sormamış, hayatta mı diye… Bilgi birikimi ile, kitapları ile mektupları ve dost sohbetleri ile anılarda yaşasın istemiş..
SEVİL AĞTAŞ
YORUMLAR
Ne güzel dile gelmiş en içten dostluklar
Öyküyü de o kadar güzel Türkçemizle yazmışsınız ki; bir çırpıda çağlayan gibi akıp gitti gözlerimden.
Güçlü bir kalemi daha tanımanın mutluluğundayım.
Nice yazılara Sevil hanım.
Saygı ve selamlarımla uzaklardan
direniş tarafından 18.5.2021 12:43:37 zamanında düzenlenmiştir.
gerçek yaşam hikayeleri her zaman beni etkilemiştir. Zevkle dinledim ve hafızamda yer etti. İlgili kişiden de izin alarak yazmak istedim.
direniş
Yürek sesinize yürekten tebrikler
Okunası bir kaleminiz var.
Yazmaya devam...