- 395 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Yazıya düştüm
Gerçeklerden kaçtığımdan değil, elime mürekkebin
Bulaşmasından korktum. Tarafsız değildim ama yorgundu yüreğim. Yazıyı da omuzluyacak gücüm yok diye kaçtım hep. Kelimelerim döküödükçe yeniden açılacaktı yaralarım. Yeniden yüzleşecekti yüreğim mazide ki hatıralara. Ama biliyordum ki kolayı sevmedim hiç, zorluğun, engellerin komşusunu yapmaktan anremanlıydı bacaxkladım.
Ama bacaklarım ayakta tuttuğunu zannederim de, öyle değildi, topallayan yüreğim, boşa harcanan Sevgilerim. Nehir gibi akan merhametime yenildim hep.
Sancılar vardı doğumun, yazmalıydım. Bir nefes bir esinti olmak istedi yüreğim. İçimdeki fırtınalara susturmanın yoluydu belki. Yada küçük ateşi bir kucak odun olup alevlendirecektim kimbilir.
Toprak sahada oynadığım oyunlardan amatör bildiniz beni. Sadece yaşadığım zamanın ve mekanın doku uyuşması yoktu. Kalite her sahada profesyonel oynar sadece seyircinin azlığı yada çokluğu aldatmasın.
Sınırlarım genişti, çok kaybetmekten her cephede
Gönül gönüle Yürümekten, aşk kokuyordu havada. Ne Zaman bulut çıksa anlardım ki ben yine düştüm bir gönlün kapısına. Her kaybettiğimde yeniden Işkınlar göveriyordu Yüreğimden. Bir ölüp bin doğuyorum her sabah yeniden.
Yazmak yaralanmaktır, bile bile düştüğün aşka aldanmaktır. Bazan seyredalmak bazan da ummana dalmaktır. Bir yol bilirim ben bir de köprü.
Gönül den gönüle akıp, uslanmaktır yazı. Mürekkebi örsünde dövüp ateşte tavlamak tır.
Melikşah Selçuklu
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.