- 331 Okunma
- 0 Yorum
- 2 Beğeni
HER ŞEY ALTI KİŞİLİK
Her şey, ama her şey halen altı kişilik. Biz yirmili yaşların tam başında evlendik ve çok erken de çoluk çocuğa karıştık. Evliliğin, ev olmanın nece ve nasıl bir şey olduğunu da çok bilmeden. "Göç yolda düzelir" tabiri tam da bizim evliliğimiz için söylenecek bir söz denebilir. Memurdum, ama daha henüz askerliğimi bile yapmamıştım. Bir kızım olmuştu, sekiz günlük askerken de bir oğlumun doğum haberini aldım. Düşüncenin donduğu, akılların askıya alındığı günlerdi; yüksek nabızdan başka çalışan hiçbir şey yoktu hayatımızda. 12 Eylül 1980 darbesi bir çokları gibi benim de askere alınmamla son buldu. Alınmam diyorum, çünkü bir yandan çalışıyor bir yandan da üniversite sınavlarına hazırlanıyordum, yoklama kaçağı durumuna düşmüştüm. Birinci hamleyi savuştursam da ikinci hamleden kurtulamadım; soğuk, kasvetli, rüzgarlı bir kasım sabahı askerlik şubesine teslim oldum. Tabi maaşımız kesildi, ev kiralık, doğum bekleyen bir eşiniz var, on sekiz ay boyunca size harçlık, eve geçim lazım ve birikmiş tek kuruşunuz yok doğal olarak. Hasılı zor günlerdi benim için.
Bütün bu fırtınalı günler geçip, yeniden görev aldım, artık çocuk sesleri evimizde önce üçe, sonra da dörde çıkmıştı. Bu sesler yıllarca evimizde hiç kesilmedi, ne iyi ki kesilmemiş...Dört çocukla beraber biz de büyümeye çalıştık. O şehir senin, bu şehir benim derken, en sonunda Bursa’yı yurt tuttuk kendimize. Birer birer gelenler, günü geldi, birer birer de gittiler. Artık bizim başlama noktamız onlara emanetti. Biz ise usul usul sessizliğe gömülmeye başladık. Önceleri sessizliğe alışmak çok ağır geldi. Eşim ve ben bazen bir birimizi ayrı, bazen aynı odalarda unuturken, bazen de göz göze gelip ince ince gülümsedik.
Geldiğimiz eşikte bir çok şeye alıştık, yalnızlığa da sanki, ama, bunu yüksek sesle söyleyemem. Çünkü en deli gerçek alışamadığımız gerçeği. Alışmamız lazım biliyoruz ama, insan bazı şeyleri çok doğru da olsa kendisine bile anlatamaz. Yine de alıştık diyelim her şeye ve yalnızlığa. Ama bir şeye asla alışamadık; hanım halen yemekleri altı kişilik yapıyor, bense çayı; ekmeği de henüz düzene oturtamadık, hep fazla veriyor. Hepsi olurlar dünyasında kabul de, iki kişilik salata gerçekten olmuyor ve yapılamıyor. Ben çorba olmadan ve salatasız yemeğe oturamam, iki kişilik salata yapmak dünyanın en zor işiymiş bunu yaşayarak anladık. Ben salatayı öyle sövüş filan yaparak da geçiştirecek türden bir insan değilim, illa da salata olacak, bildiğimiz çoban salatası, ama, olmuyor, beceremiyoruz iki kişilik salatayı. Aşk iki kişiliktir diyenlere isyan ediyorum, siz de edin!...
Hayrettin YAZICI
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.