- 610 Okunma
- 1 Yorum
- 1 Beğeni
Anneler Kutsalsa...(Kızımın Kaleminden)
Anneler kutsalsa, harikaysa, öyleyse böyleyse neden psikoloğa, terapiste, yaşam koçuna, aile dizimciye mizimciye gidenler hep bir “anne” figürüyle yüzleşip bertaraf etmek zorunda kalıyorlar, neden hep bi annlelerine öfkeleri ortaya çıkıyor (tabi baba figürüyle de ilgili ayrı sıkıntılar çıkıyormuş da anne çok dominant benim duyduklarımda) neden hep bi anne kaynaklı çıkıyor insanların seçimleri, hayatı yaşama biçimlerine dair mutsuzluklarının sebebi? (Ben hiç gitmedim gidenler öyle diyor) 😉🙃🙂 Neden neden 😄😄
Açıklıyorum ; insanların çoğu çok bilinçli, özgür, mantıklı, sağlıklı ve en önemlisi de MUTLU, kendini sevip ruhsal bütünlüğünü sağlamış, kendi kendine yeten, tek başına da olsa yalnız hissetmeyen , hayata dair korkuları olmayan vs vs bireyler değil... E anneler de bu bireylerin içinden çıkıyor ve bazen de anne olmak da artı başka kaygıları yükleyince ... Çok normal yani annelerin de kusursuz olmamaları.
Çocuklarına canlarını verecek kadar düşkün olsalar da onları korkular , doğrular, hedefler işleyerek , sarıp sarmalayarak yetiştirip güçten düşürmeleri ve özgürlüklerini ellerinden almaları.
Dolayısıyla insan içten içe, derinlerde hayatını heba ettiği, istediği gibi yön veremediği için annesini suçlamak, kızmak , günümüzün moda lafı “travma” sahibi olmak ve bunu da ancak para ödeyip gittiği X bir uzman söylediğinde göz yaşları içinde fark etmek (anlatılanlar o yönde 🙃) istemiyorsa o zaman annesini hep objektif değerlendirmeli.. aklı ermeye başladığı andan itibaren...sanki kan bağı olmayan bir komşu gibi... annem nasıl biri ne istiyor bana neler empoze etmeye çalışıyor ben kimim nasıl bir hayat yaşamak istiyorum ... bunları objektif değerlendirebilirse işte o zaman kişi zaman zaman annesiyle ters düşme , çatışma, zıtlaşma, kötü evlat olma pahasına kendi varoluş sorumluluğunu alarak , istediği şekilde yaşar ve annesine de kimseye de öfke duymadan, suçlama yöneltmeden , köprüleri yakıp kaçıp kurtulmak ya da onun yerine hayatını yaşamaktan vazgeçip ipleri anneye vermek istemeden sağlıklı, iç huzuruyla, etrafıyla barışık ve “keşkesiz” yaşar.
Annişkooommm sen beni o bebeklik döneminde nasıl gereken yoğunlukta, sevmişsin ki , nasıl gereken yoğunlukta hep yanımda olmuşsun ki hayata güvenle bakan ve kendini seven birisi ortaya çıkmış...sevgi verip yanından ayırmazken, ayrıca otoriteni de çok çok ciddi ortaya koyarken, Aslan burcunun tüm dominantlığına sahip ve uygularken de bir yandan, diğer taraftan utangaçlığımı yenmem, medeni cesaret kazanmam için hayata atılmama nasıl teşvik etmişsin, nasıl özgür bırakmışsın geleceğime dair okul iş vs seçimlerimde, korkular ekmemişsin zihnime... sen nasıl ayakları üstünde duran bir rol model olmuşsun ki benim de hayata dair korkularım olmamış, 10-11 yaşımda tek başıma Moda’dan Söğütlü çeşmeye kursa gitmişim hafta sonları, 12 yaşımda uçağa binip Almanya’ya.. tiyatro sahnesine attın küçük yaşta ki bu medeni cesaretimi geliştiren en önemli şey...Üniversite sınavına herkes maaile giderken sen benimle Okmeydanı da okul nerede önceden gelip bulup, sınav günü istediğim için yalnız gitmeme izin verdin. Sertlikle toleransı , özgür bırakmakla sonuç yaşatmayı ne güzel harmanlayıp yoğurmuşsun beni sen Tüloş’um ki birey olmuşum🥰🥰🥰🥰
Bu hayatta atmak isteyip atabileceğim her adımı atmışsam, içimden geldiği gibi yaşamışsam , (senin hoşuna gitse de gitmese de 🙃) ama kendimi de bozmamışsam, geçmişe de geleceğe de sevecenlikle bakıyorsam , sen dahil herkese hayır diyebilecek , kendi ruhuma ihanet etmeyecek kadar eyvallah sız durabiliyorsam icap ettiğinde , ve bu yazıyı yazabiliyorsam, ifade edebiliyorsam gayet net sözcüklerle, SAYENDE ANNEM; nasıl sağlam bir temel atmışsın ... Kendin gibi olup, dobra cesur ayaklarının üstünde duran, sanatçı, sürprizli nasıl sağlam bir rol model olmuşsun sağ ol var ol Annem 💕💕🥰🥰🥰 Hadi uyan da balığa çıkalım 🤩🤩 Tülin Öztunç