- 454 Okunma
- 0 Yorum
- 3 Beğeni
DİL VE KÜLTÜR
Kendi konuştuğun ana diline sahip çıkarsan asla Araplaşmazsın, ama kendi dilini bırakır başka dillerle anlaşmaya kalkarsan tarihin tozlu sayfalarında yok olmaya mahkumsun. Böyle tarihten silinmiş kaybolmuş bir çok millet vardır. Milleti millet yapan en önemli unsur dildir.
Türk milleti farklı coğrafyalarda devlet kurduğu için hep başkasının dilini kültürünü çok kolay kabul etmiştir. Uygurlar Çinlilerin dinini, Gazneliler ve Selçuklular Arapça ve Farsçayı yazışma ve edebiyatta yazı dili yapmışlar. Osmanlılarda aynı hastalık devam etmiş, Osmanlıların yıkılma dönemine doğru Fransızca, cumhuriyet döneminde ise İngilizce hakim dil olmaya başlamıştır.
Hatta okullarında ana dilde değil de İngilizceyi eğitim dili yapmışlardır. Sanki ülkemiz bir sömürge ülkesi gibi. Dil öğrenmekle, eğitim dilinin İngilizce olması çok farklı bir durumdur.
Dilimizin ebedi yaşaması için, Karamanoğlu Mehmet Bey ve Mustafa Kemal Atatürk gibi dirayetli yöneticilere ihtiyaç vardır.
Türkçe zengin bir dildir. Lehçeleri geniş bir coğrafyada konuşulmaktadır. İsmail Gaspıralı’nın dediği gibi "dilde, fikirde, iş’te iş birliği" yaparak dilimizin gelişmesi ve dünya dili haline gelmesi mümkündür. Bunu gerçekleştirmek bütün Türklerin boynunun borcudur. "Muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asıl kanda mevcuttur."
Kültürler de dil gibi kendi mecrasında her zaman etkileşim halindedir. Dünya hangi milletin merkezinde dönüyorsa, hakim kültür, egemen kültür o olmuştur. Tarih boyunca böyle olmuştur.
Her milletin milli güç unsurları vardır. Bu milli güç unsurları askeri, siyasi ve ekonomik güç unsurlarıdır. Ekonominiz çöktüyse dolaysıyla diğerlerinin de bir işlevselliği kalmaz. Her zaman bilimin yolunda üretim yaparak ekonomik yönden güçlü olmak zorundayız.
Aybars KARLIDAĞ
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.