- 447 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
YENİ BİR HAYATA BAŞLAMAK.... (Dokunduğum Hayatlar 6 )
Yeni Bir Hayata Başlamak
Yıllar önce, bir mülteci aile geldi sokağımıza. İki erkek iki kız çocukları ve anne baba. Türkçe bilmiyorlar. Çevreyi bilmiyorlar. Gerçi gelirken ilk durak Ankara, sonra dağıtım yapılmış ve buraya gelmiş , bir Iraklı aile. Kendi ülkelerinde, eğitimli, meslek sahibi, maddi durumları çok iyi, kültürlü saygın bir aile imiş.. Savaştan kaçmışlar.
Her şeye rağmen yeni bir hayata başlamak için bütün güçleri ile hevesle coşkuyla ve sabırla öğrenip, alışıp ,yeni şartlara uyum sağlamak için çabalıyorlar. Bu istek ve heves olunca, çok çabuk öğrendiler birçok şeyi. Çevreden pek yakınlık görmediler, biraz dışlandılar ama, benim gibi bir iki komşu yardımcı oldu. En çok da benimle sevgi bağı oluştu. Kısa zamanda dil öğrendiler. Baba ve büyük çocuk iş buldu. Irak’tan gelirken getirdikleri hazır para bitmeden ekonomik durumu düzenlediler. Bu arada yaz bitti, okullar açıldı. Evin yakınındaki Anaokuluna küçük kız kayıt oldu. Diğerleri de ilkokul ve ortaokula kabul edildiler. Baba çalışıp para kazanıyor, eğitimli, çalışkan ve çok becerikli anne de hepsine yardımcı oluyor aileyi ayakta tutuyordu. Kısa sürede uyum sağladılar, her şey yoluna girdi. Okumayı ilerletene kadar ,okullardan, öğrenci toplantısı için Velilere gelen yazıları ve diğer çeşitli evrakları bana okutur ve vereceği cevap konusunda yardımcı olurdum. Hatta veli toplantılarına beraber giderdik.
Okulda dersler başladı, başarı ile yol alıyorlardı. Bir gün ellerinde beyaz bir kağıtla geldiler, Kağıtta İstiklal Marşımız yazılı idi. Bunu marş olarak okumayı öğrenmeleri istenmişti. Okulda birkaç defa okumuşlardı bütün arkadaşları ile tüm sınıf birden ama, evde anne de bilmediği için biraz umutsuzluğa kapılmışlar ve benden yardım istediler. İki hafta sonra okulda makamıyla okumaları gerekiyor…
Önce ben ağır tempoyla birkaç kez okudum. Dinledikçe benimle birlikte söylemeye ve makamı kavramaya başladılar. Sonra akılı anne ,hemen cep telefonunun kamerasını açtı ve ben söylerken videoya çekti. Bu videoyu defalarca dinleyip birlikte söylediler ve birkaç gün sonra kontrol edip hatalarımızı söyle bize diye çağırdılar… Dinledim ve beden dili de ekleyerek, müzik dersinde notalarla okur gibi söyledim ve koro halinde hep birlikte, anne ve çocuklar , öyle içten, öyle coşkulu ve severek okudular ki gözlerim doldu.
Kendilerini gerçek bir vatandaş hissederek, yüreklerine Atatürk sevgisini almış ve anlamış olarak okudular. Sınavı başarı ile kazandılar , benden ON puan aldılar. Hepimiz çok mutlu olduk ve bu başarıyı hep birlikte alkışladık… Uzun süre dostluğumuz devam etti. Çok şey öğrendiler. Artık kendi ayakları üzerinde duruyor ve yarınlara güvenle bakıyorlardı.
Sonra onlar başka yere gitti, biz başka yere geldik. Kalpler uzaklaşmasa da mesafeler iletişimi biraz engelledi. Telefonlar haberleşmeyi sağlasa da , corona salgını çıkınca görüşme umudumuz askıya alındı. Bu yasaklı dönemde ,herkes gibi onlarında hayatı da etkilenmiş ve ekonomik zorluklar başlamış. Her şeye rağmen ayakta durmaya çalışıyorlar. Umarım çaresiz kalmazlar ve dilerim bu virüs kaybolup gider de herkes normal hayatına geri döner.
Bütün dostlara sağlıklı, huzurlu, mutlu ve corona’dan uzak günler dilerim.
SEVİL AĞTAŞ