- 300 Okunma
- 0 Yorum
- 3 Beğeni
"SIKILDIM DEME YOĞUN BAKIM DAHA SIKICI!!!"
Hikaye uzun, Adana bir iki, Adana bir iki diyerek bir simsar narasıyla kendi sesime uyandım ve Sevgili Doktorum Selahattİn Bey ile göz göze geldik; A da na ..dedim, karşılıklı gülümsedik...Fakat, niye, nerede, nasıl, bu durum ne, bunların hiçbirinin farkında değilim, tek farkında olduğum o an doktorumun varlığı ve benim hasta olduğum gerçeği. Bir baktım ellerim, ayaklarım bağlı, her tarafıma trafo gibi kablolar döşenmiş bir biyonik adamdan ibaretim, altı buçuk saat süren ameliyatımın ilk uyanma anındaymışım...Önce kendimi çok iyi hissettiğimi hatırlıyorum; ağrım, acım, bir sancım yok, doktorum da durumdan memnun. Zaman ilerlemeye başladı, karşımda ranzalarda bir kaç insan yüzü var, on, on beş yüz desem yalan olmaz. Uyuyorum tabi bolca, sonra uyanıyorum, karşımdaki yüzlerin eski yüzler olmadığını farkediyorum, ama, ben de bir değişime ve idrake neden olmuyor. Bir hemşire hanıma ( Allah onlardan razı olsun...) burası neresi dedim? Yoğun bakım ünitesi dedi. Ha dedim yoğun bakım demek böyle bir yer. Bir gün ve gece geçirdim, yine bütün yüzler değişmiş, fakat bu arada bir şey oluyor; hemşireler geliyor, bir perde çekiyorlar, sonra bir sedye geliyor, perde içinde çıkıp gidiyor, yeni sedye geliyor, böyle bir trafik neredeyse sürekli devam ediyor. Sonra yanıma benden yaşlı bir adam getirdiler, iki yastıkla oturur gibi yatırdılar, adamla bir bakıştık ama adamın gözleri inanılmaz fersiz. Bir saat filan geçti, adama bir baktım boynu düşmüş, gözleri açık ama gözler vücudundan bağımsız bunu farkettim, hemşire hanıma seslendim; geldi, eli ile adamın gözlerine bir yelpaze yaptı, adamda tık yok tabi. Hemen bir perde çekildi, arkasından bir sedye geldi, o an bende şafak attı! Ulan dedim bu herifler demek hep ölüyordular! Baksana dünden tanıdığım yine hiçbir yüz yok, ey vah !!! Bu arada Ankaralı bir vatandaşta hep nara atıyor en yüksek perdeden, altı oğlu varmış onlara ana avrat sövüyor, İstanbul’a sevk edilmesini istiyor, ama hiç susmuyor, sonunda gitti de. Tabi beni aldı bir korku, çok iyi olmama rağmen moralim sıfır, ulan burada herkes ölüyor, biz niye kalalım ki, korkusu, inanılmaz bir telaş, hemşireye dedim, benim eşimi, doktoru, bir de arkadaşım var onu çağırın. Birazdan geldiler; beni buradan acilen çıkartın dedim, herkes iknaya çalışıyor ama bana para etmiyor, ulan işin ucunda ölüm var inanır mıyım!! Hasılı bir gün gecikme ile de olsa başardım ve servisime çıktım, ulan köşk müsün mübarek, ne ölen, ne iten, ne feryat; servis değil, saray yavrusu...İstersen on yıl yat desinler umurum da bile olmaz...
"SIKILDIM DEME YOĞUN BAKIM DAHA SIKICI !!!!"
Hayrettin YAZICI
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.