- 678 Okunma
- 0 Yorum
- 2 Beğeni
Nathalie
Sizin için de aynı şey geçerli midir, bilmiyorum. Hikâyesi olan şarkıların benim için ayrı ve özel bir yeri vardır. Bu şarkıları daha farklı duygularla dinlerim ve dinlerken de ister istemez hikâyeleri gözümde canlanır.
Bu tarz şarkılar içerisinde en ilginç hikâyeye sâhip şarkılardan biride, kuşkusuz, Fransız müziğinin önde gelen isimlerinden, Gilbert Bécaud’ un ‘Nathalie’ isimli şarkısıdır.
Önce Gilbert Bécaud’u biraz tanıyalım isterseniz.1927 doğumlu Bécaud, kendine özgü hareketleri ve dansları, muhteşem sahne performansı ve sahnede harcadığı enerji yüzünden kendisine "bay 100bin volt" ismi takılmış, Fransız müziğinin en ünlü isimlerinden biridir. Müzisyenlik hayatı boyunca 33 kere Olympia’da konser vermiştir. Her ne kadar Nathalie şarkısıyla özdeşleşmiş olsa da, aralarında ‘L’important c’est la rose’ ve ‘Et Maintenant’ gibi ünlü şarkıların da bulunduğu dört yüze yakın şarkısı vardır.
Gelelim Nathalie’ nin hikâyesine ...
Gilbert Bécaud bir konser için Moskova’ya gider. Sovyetler Birliği dönemidir. Her yabancıya verildiği gibi ünlü sanatçıya da bir rehber verilir. Şehri gezdirirken ülke için tehlikeli olup olmadığına da baksın diye, aynı zamanda. Tahmin edeceğiniz gibi, rehberin adı Nathalie’ dir.
Moskova’da. Bir an bile olsa ayrı kalmadıklarından Nathalie, müzisyenin kalbini fetheder. Rehberinden çok etkilenen Gilbert Becaud ona bir hediye almak ister. Fakat istediği gibi bir hediye de bulamaz. Paris’e döndüğünde “Nathalie için en güzel hediye bir şarkıdır” der ve gerisi de gelir, zaten:
Kızıl Meydan bomboştu ve önümde yürüyordu Nathalie
Güzel bir adı vardı Rehberimin, Nathalie
Kızıl Meydan kardan bir halı ile kaplanmıştı, bembeyazdı
O soğuk Pazar günü Natalie’yi dinliyordum
Ölçülü cümlelerle söz ediyordu Ekim devriminden,
Lenin’in mezarından sonra Kafe Puşkin’e
Bir sıcak çikolata içmeye gideceğimizi düşünüyordum şimdiden
Kızıl Meydan boştu, kolunu tuttum, gülümsedi
Sarı saçları vardı, rehberimin
Nathalie, Nathalie ...
İşin ilginç yanı, Bécaud her ne kadar ‘Kafe Puşkin’den bahsetmişse de Moskova’da böyle bir yer de yoktur, aslında. Şarkı ünlenip te her yerde çalınmaya ve dillerde dolanmaya başlayınca, Moskova’ya gidenler özellikle bu kafeyi sorarlar. “Kafe Puşkin?” Bu soruyu soranlar artınca da, Puşkin Caddesi üzerinde ve Puşkin Anıtı’nın yakınındaki üç katlı bir binada açılır, kafe.
Bununla ilgili bir söylenti de vardır. Moskova’ ya gelen bütün yabancılar Kafe Puşkin’ i sormaya başlayınca, Parti ileri gelenleri, Moskova Belediye Başkanını sorgular.
- Evet, Yoldaş Başkan ... Moskova’ da Kafe Puşkin varmış. Söyle bakalım, nerede bu Kafe Puşkin?
- Hayır, efendim. Siz yabancıların bu Kafeyi sormalarına bakmayın. Kesinlikle böyle bir kafe yok.
- Böyle bir kafe yok, demek. Pekâla ... Bundan sonra olacak, o zaman. Anlaşıldı mı?
Adından bir café olduğu izlenimi uyansa da, Café Pushkin aslında Moskova’da klasik Rus mutfağını sunan en şık ve pahalı restoran konumunda, günümüzde. Sanki yıllardır da oradaymış gibi… “O şarkı burada yazıldı, aşkın yaşandığı kafe işte bu” dercesine…
Bécaud’ nun şarkısında bir imge olarak Puşkin’i seçmesi de ilginçtir. Bilindiği gibi Rus Edebiyatı’nın büyük şairi Puşkin, uzun süre peşinden koştuktan sonra evlenmeye ikna ettiği sevgilisi Nathalie için ölümü göze alarak, ordunun en iyi nişancılarından biri olan George Charles d’Anthes ile girdiği düelloda ağır yaralanmış ve iki gün sonra da, 38 yaşında hayatını kaybetmiştir.
Kimbilir, belki de Bécaud, rehber Nathalie le dolaştıkları yerlerde bir zamanlar Puşkin’in sevgilisi nathalie ile dolaştıklarını hayal ederek kafe Puşkin’ i özellikle seçmiştir; Nathali’ ye duyduğu sevgi ve özlemi, Puşkin’ in aşkı ile özdeşleştirmek istemiştir.
Öyle ya da değil. Sevgiler, aşklar hikâyelere dönüşüyor; Hikâyeler de şarkılara. Aşk hikâyeleri, müziğin kalbini oluştururken mekânlara da hayat vermeye devam ediyor.
Remzi Ormancı
29 Nisan, 2021
BURSA
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.