- 481 Okunma
- 0 Yorum
- 2 Beğeni
BABAM
BABAM
İlkbahar ’ın ılık gündüzünün sonrasında şaşırtacak derece de soğuk olan bir gecede dünyaya gelmişim. Hayatı anlamam Rukiye’yle tanıştıktan sonraya rastlıyor.
Rukiye, benim üniversitede tanışıp sonrasında da tek can yoldaşım,arkadaşım olan dostum. Çocuk Esirgeme Yurdu’nda büyümüş annesini,babasını,kardeşini,evini yangında yitirmiş bir kız.Üniversitede ilk günlerde tanıştık onunla sarışın,yeşil gözlü zayıf masum yüzlü dostum o benim. Zayıf dediysem fiziken zayıf.Karekter olaraksa çok güçlü bir insan o.Dürüst,anlayışlı,kimseyi kırmamak için çalışan iyi niyetli, sevgi dolu naif birisi.
Rukiye’yle kampüste bir bankta otururken yanıma oturmasıyla başladı dostluğumuz.İlk söze başlayamayan ben kanı kaynamak mı dersiniz bilemem ama o masum yüze bir - merhaba - demek geldi içimden.Konuşmaya başladık ve onun hemşireliği yeni kazandığını öğrendim melek gibi yaralarımı saracağını o gün anlamıştım.
Ben de yeni başlamıştım İşletme Fakültesine. Annemin dırdırından, babamın hallerinden kaçtım ben. Lisede başarılıydım ama çok da ders çalışmazdım.Abimin sesli çalışmalarından bende nasiplendim, dersi de çok iyi dinlerdim. Abim çok çalışırdı hak ettiği yeri de kazandı sonunda.Tıp Fakültesi’ne girdi.
Abimin hayaliydi doktor olmak, doktor olmayı ise babama şifa olmak için istiyordu biliyorum. Söylemezdi, sessiz, kendi halinde bir çocuktu.Babama öyle bakardı ki içi acır ve üzülürdü onun için ve onu severdi.Söylemese de bilirdim.
Babama gelince çocuk yaşta, tuhaf, saldırgan davranışlar göstermeye sonrasında hayaller görmeye başlamış. Kendi kendine konuşmaya başlayınca dedem doktora getirmiş.Şizofren demiş doktor. Dedem ne yapsın köy yerinde ne derler diye düşünmüş ilaçlarını da almış getirmiş eve.Babaannem, sözünü dinleten otoriter bir kadınmış aklına birşey gelmiş. Gelirleri de iyiymiş. On yedisine girmiş oğlunu evlendirirlerse köylünün sesi durar zannetmiş.
Uzak bir köyden çok fakir bir ailenin güzel kızıyla evlendirmek istemiş. Babam da bu arada ilaçlarını almaya ve civa gibi bir delikanlı görünür olmuş. Annem beğenmiş babamı. Ee babamda yağız bir delikanlı. Annem de narin fiziğiyle, güzel yüzüyle büyülemiş babamı. Evlenmişler. Başlarda babam ilaçlarla iyiymiş, zamanla dengesiz konuşmaya,anlamsız kahkahalara başlamış. Bazen sessizleşir bazen de öfkelenir haller almış zamanla. Annem bırakıp gitmek istemiş.Babası kabul etmemiş başka gidecek yeri yok,ne yapsın. Abime hamile kalmış çok geçmeden. Sonra da bana hamile kalınca bırakamamış.
Babaannem ardından da dedem ölünce evi çekip çevirmek anneme kalmış. Çünkü babam kendi içinde değişik ruh halinde günden güne değişmiş, hastalığı iyice ilerlemiş köyün delisi demeye başlamış insanlar ona.
İşte ben deli Durmuş’un kızı olarak büyüdüm o köyde. Dalga geçerdi çocuklar bizle. İşte ben o günlerden beridir nefret ederdim babamdan.Benim babam niye böyle derdim. Onu iteleyen anneme abim kızarken ben içten içe iyi yapıyor der ben de kötü davranırdım. Annemin söylenmelerinden bizde nasibimizi alırdık.
Böyle bir evde ve deli Durmuş’un çocukları olduğumuz için kimsenin arkadaş olmadığı köyde yalnız kaldık abimle.Abim babamı iyileştirme umuduyla kendini derslere verdi.Zaten hiç arkadaşı olmayan bense onun sesli olarak ders çalışması benim de ondan ders dinlemem ve derslerdeki dikkatimle üniversiteyi kazandım.
Üniversitenin ilk günlerinde tanıştığım sarışın narin kızla hergün okul sonrası buluşmaya başladık. Çok iyi anlaşıyorduk.Yurtlarımız yakındı. O devlet yurdunda ben de özel bir yurtta kalıyordum. Beraber yakın olan yurtlarımızın köşebaşındaki parkta buluşup okula beraber yürüyorduk. Birbirimizi iyice tanıyınca kız kıza eve çıktık. Benim para durumum iyiydi, Rukiye’de cafede yarı zamanlı iş buldu,burs da alıyordu. Geçinip gidiyorduk.
Bir gece çığlıkla uyandım. Rukiye’nin odasından geliyordu ses. Hemen koştum. Rukiye kabus görmüş ağlıyordu. Yanına oturdum,boynuma sarıldı.Hiç detayını anlatmadığı
hayatının detaylarını anlatmaya başladı ağlayarak.
Babam dedi doğumda oksijen alamamış üç yaşında da menenjit geçirmiş, zekası gelişmemiş, annem de sağır ve dilsizdi.Ben annemin son bakışlarını babamın son çığlıklarını unutamıyorum. Her gece kabusumda görüyorum. Onlar benim canım.Yanımda olsalardı da anneme ses, babama güç olaydım, dedi
Benim gözlerimde ise babam ve babamın bana çocuk gözleriyle leblebi uzatışı ağlamaya başladı.Rukiye anlattıkca babam için, onun ailesi için kendi kibrim için kahrolarak ağladım.
Rukiye anlatmaya hıçkırıklara devam ediyor -annem mutfağa yemek hazırlamaya gidince babama üşüdüm dedim.Babam sobayı karıştırmaya başladı. Babam odun almaya gitti sobayı açık bırakmıştı dedi.Kardeşim sobanın içinden sıçrayan köze elindeki kolonyağını döktüğünü gördüm.Yandılar beni halam kurtardı, hatırlıyorum.Ama onları kurtaramadılar, kardeşime engel olamadım onları ben yaktım diye ağlamaya devam etti sabaha kadar. Her gece duydum Rukiye’nin sesini ve teselli etmeye çalıştım ama kendimi hiç teselli edemedim.
Ben babamdan nefret ederken o anne babasının engelleriyle utanmıyor onlara el ayak olamamaktan acı duyuyordu.
Babamın çocuk gözleri, çoraplarının tersine dönmesinin ona verdiği masumluk kalbimin acısı oldu.O gece hayatımın değiştiği, kibrimin yıkıldığı gece oldu.
Geçen hafta köye gittim babam onu azarladığımı unutmuş yada hiç kırılmamış gibi dış kapıdan içeri girer girmez gözlerime baktı. Öyle duru, öyle sevgi öyle gurur doluydu ki. Bende gurur ve sevgiyle kucakladım babamı. İlk kez kucakladım ve öptüm babamı doya doya utanmadan.
Aradan 10 yıl geçti...
Abim Psikiyatrist oldu.Babamın ilaçlarını değiştirdi ve hiç bırakmaması için ikna etti. Artık babam yıllardır düzensiz kullandığı ilaçlarını düzenli kullanıyor. Eskisinden çok iyi.
Annem artık dırdır yapmıyor. Aramızda yeniden bir bağ oluştu. Çok mutluyuz.
Ben ise bir özel bankada çalışmaya başladım.Aynı bankada çalışan Orhun ile geçen ay nişanlandık.
Üstümdem attığım kibrin yorgunluğundan sıyrılmama,hayatımın anlamlanmaya başlamasına sebep dostum Rukiye hemşire oldu ve evlendi, yeğenime hamile.
Hayat bu işte; birbirimizi sevmeyi başkalarının acılarından öğretiyor bazen. Bazen ise Yaradan hasret olduklarımıza geç de olsa kavuşturuyor.
ÇİĞDEM KARAİSMAİLOĞLU
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.