İnsanlar Koronadan Ölüyor Ya, Nedir Bu Soykırım Söylemi Ki?
Şu Korona günlerinde ne terör bitiyor, ne düşmanlık, ne savaş ne de soykırım iddiaları… İnsanlık ölüyor Ya Hu! Tüm dünyaya yayılmış bu dert varken, hani kini, düşmanlığı, yozlaşmışlığı, şerri… Kim anlayabilir veya kim buna mana verebiliyor ki?
Bırak yurt dışını, Umre ve hacca gitmeyi, biz şehirlerarası yolculuk bile yapamıyoruz. Ölümüz ölse, cenazeyi kaldırmaya bir kaç kişi katılıyor. Düğünümüz olsa, olsun da bitsin gibi bir düğün oluyor. Kimse ne taziyeye ne hayırlı olsuna ne de bayramlaşmaya gidebiliyor. Camiler boş, sokaklar boş, sanki ölü şehirlerde yaşıyoruz. Bir nefes alalım desek, haydi pikniğe, doğaya açılsak desek gidemiyoruz. Evdeyiz, gönüllü hapishanemizde…
Bu kadar olumsuzluk varken, insanlar iyileşmek için hastane bile bulamazken, aşı bile kategorilere göre yapılırken… Nedir ey liderler bu azgınlığınız? İnsan yaşamazsa, varlığınızın veya dünyanın ne anlamı olabilir ki? Yoksa siz kendinizden emin, geleceği inşa etmeye yahut planlamaya hazır gücü nereden buluyorsunuz? Yoksa bu Koronayı siz mi başımıza sardınız da, yaşamak gözünüzde garanti ve hala eski şer alışkanlıklarınıza devam ediyorsunuz?
İnsanlığın, sevgiye, aşka ve ümüde ihtiyacı var. Ne ölmeye, ne ölüm haberi duymaya, ne de kötülük ekecek senaryolara…
Soykırım diye bir haber almış başını kaç gündür tartışılıyor. Hani bunu diyenler geçmişte atalarının ne yaptıklarını görseler, utanırlar mı? Asla… Kendi ırkından başkasının yaşamasına, refahına, özgürlüğüne dayanamıyorlar. Adeta onları bir hayvan, bir kurt sürüsü gibi görüyorlar. Hani hayvan ölse ne olur ki? Ancak, Avrupa’ya gitseniz herkesin elinde bir köpek dolaşırken görürsünüz. Çocuk istemezler, onun yerine köpekleri beslerler. Hayvanı sevdiklerini göstermeye çalışırlar. Ancak, onların devletleri bir soykırım yalanının arkasına gizlenir, o besledikleri köpekler yerine bile koymadıkaları insanları, Kızılderelileri, siyahileri, Müslümanları katletmeyi marifet bilirler. Onları köleleştirip, hizmet sektöründe çalıştırırlar karın tokluğuna… Geçmişte ülkemizden de Avrupa’ya gidip karın tokluğuna çalışan bizim insanımız gibi.. Onlar çok bedel öderken onlardan olan nesiller, okudular ve saygın bir birey gibi orada yaşarken, şimdi de bu görüntüye dayanamadıkları için ülkelerinden nasıl kovacaklarının derdine düştüler. Etme bulma dünyası işte. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, madem adalet dağıtıyor çıksın bu işin içinden çıkabilirse…Adalet dağıtıyoruz diyenlerin yalanı artık ortaya çıktı. Kim kime adalet veriyor ki… Kim kime bedava iş, para veriyor ki? Kim kime merhamet ediyor ki? Allah’a inanmayan bir kişinin adaleti, merhameti yahut sevgisi mi olur başkasına ki?
Korona’dan dolayı milyonlar öldü… Bunu yayan ve bundan medet uman varsa, nasılsa kokusu zamanla ortaya çıkar. Bedel de öderler. Koronayı fırsat bilip, kazanç elde edenler, siyaset güdenler, insanları kandıranlar … Varsa, bir gün mutlaka bedel de ödeyeceklerdir. Ölüm kime yabancı geliyor ki? Herkes ölümü tadacak ve ne yaptıysa yaptığı aleni gösterilerek ilahi huzurda hesabını da verecektir. Ey zalimler insan olmayı öğrenin, siz hiç mi eşinizi, çocuğunuzu, akrabanızı sevmezsiniz. Duygudaş olun ya… En azından sevdiklerinize azıcık merhamet ediyorsanız.
Saffet Kuramaz
YORUMLAR
ağabeyimm.
neye şaşıyorum biliyor musunuz???
hala ama hala farkındalık kazanmadı insanlar.
sınandığımıza delalet olan biten.
beterin de beteri var ve git gide hayat zorlaşıyor.
inanç, ağabeyim sözde herkes inanç sahibi a, evet, bir de herkes sevgi dolu.
işte burada bir dursun herkes: dileyen kandırsın birbirini ama ama Allah her şeye vakıf ta içimize.
bense ve benim gibi nice insan sevgiye ve herkese inanıyoruz ama kandığımızı da kabul etmiyoruz ama canımız yanıyor ah, bile etmiyoruz.
her şey çok mu karmaşık?
yoksa çok mu net?
şu ki: insan önce bir otursun vicdan muhasebesi yapsın.
yazık oldu çok insana.
yazık oldu evlatlarımıza.
durduk yere değil sebebi var elbet ama hala anlamamakta direniyoruz.
Allah yar ve yardmcımız olsun.
selam ve dua ile ağabeyim