- 663 Okunma
- 3 Yorum
- 7 Beğeni
SEN HİÇ ATEŞ BÖCEĞİ GÖRDÜN MÜ?
Daha bebekken yazılmıştı kara yazısı, hiç tanışmamıştı gökkuşağıyla ya da hiç gülümsememişti güneş o mavi gözlerine. Gözlerinin mavi olduğunu bile arkadaşlarından öğrenmişti, tek hayalî bir kere yüzüne bakmaktı.
Her sabah kalkıyor aynanın karşısına geçip o ipek saçlarını tarıyordu, hayal ediyordu nasıl olduklarını rengini annesine sormuştu kokusuyla avunuyordu.
Bir gün odasının camı şıngırt diye kırıldı içeriye kocaman bir şey düştü, sesinden çok korkmuştu annesi hemen yanına gelip neler olduğunu anlamaya çalışıyordu ve balkona çıktığında o delikanlıyı gördü. Delikanlı henüz yirmili yaşlarda, çok yakışıklı, sarışın, mavi gözlüydü.
Utana sıkıla özür dileyip topunu istiyordu genç kızın annesinden ve tam o sırada genç kız balkona çıkınca delikanlı bu duru güzelliğe âşık olmuştu.
O günden sonra hep genç kızla konuşmak için evinin etrafında dolaşıp durdu ama kıza ulaşamıyordu ve yine topunu kızın odasının camına attı cam yine kırıldı, bu defa kızın annesi çok sinirlenmişti ve delikanlının topunu gözlerinin önünde keserek patlattı. Genç kız çok üzülmüştü göremese de anlıyordu sanki duyuyordu delikanlının kırık yürek sesini.
Ertesi gün annesine (Onu dışarı çıkartmasını) söyledi çok heyecanlıydı ve annesinden (Ona bir top almasını rica etti) annesi anlam veremese de topu alıp geldi. Genç kız topu heyecanla delikanlıya verdi, delikanlı çok şaşırmış bir yandan da sevinmişti. O sevinçle mi, içindeki kıza olan sevgisiyle mi? Kızın boynuna sarıldı ama kız hiç tepki vermiyordu. Delikanlı bir tuhaflık olduğunu anlamıştı ve kafasını çevirdiğinde kızın annesi ağlıyordu dudaklarını elleriyle kapata kapata.
Delikanlı anlam veremiyordu elini yavaşça kızın gözünün önünde sallamaya başladı kız tepkisizdi evet delikanlı anlamıştı kız göremiyordu sustular.
Genç delikanlı uyuyamıyor, yemek yiyemiyordu, hem âşık, hem de karmakarışık duygular içindeydi. Tek istediği o hiç gülmeyen kızı güldürmekti.
Genç kızın mavi gözlerinden adeta hüzün akıyordu. Bir gün kızın annesinden izin alıp onu bahçeye çıkarttı, delikanlıyla aralarındaki samimiyet genç kıza iyi gelmişti, daha bir sağlam sarılmıştı sanki hayata.
Her gün beraber bir şeyler yapıyorlardı ve bir gün kızın omzuna bir ateş böceği kondu delikanlı -Kımıldama dedi.
Genç kıza genç kızda öylece kaldı ve delikanlı dönüp kıza -Sen hiç ateş böceği gördün mü? Dedi sonrada çok üzüldü bir an genç kızın görmediğini unutmuştu ama genç kız hiç tepki vermeden -Hayır dedi ve delikanlı genç kızın elinden tuttu dans etmeye başladılar dans etmiyor adeta uçuyorlardı, sonra genç kız haykırdı -Gördüm maviydi.
Delikanlı o kadar çok sevindi ki evet genç kız ateş böceklerini görmüştü rengi mavi olmasa da,
ama ne acıdır ki genç kız ateş böceklerinin mavi olmadığını hiç bilmeyecek ti.
YORUMLAR
Etrafımızda o kadar bakar kör var ki, insanın kör olası geliyor bu kadar bakan körlerin arasında. Kalp gözünüz açık olsun yeter ki, o her hissi görür. Tıpkı yazınızda olduğu gibi. Kutlarım, saygılar.
KeLeBeK EtKiSii
bazen görmek yetmiyor şair bilmek te
insan anlamak istiyor ne neden sorular beyne yerleşen kurtlardır umarım beyinlerimizdeki kurtlar tez zamanda terkkeder bizi ve bizde sağlıklı mutlu ve huzurla yazarız yazılarımızı saygılarımla
Mavi kuşların kanadı bir bir kırıldı
Hepsi içime düştü
Var git kelebek
Uç git
Kazım Gök
Gökyüzü boş kalmasın uç kelebek
Kanadının çırpıntısı gökyüzüne yazılan şiir olsun
Uç ki kanadın şiir konuşsun