- 733 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
"Neden "
Bir metrelik alanı kaplayan yanımla olduğum yerde bekliyorum...
Bir masa bir çay ve dumanı hiç dinmeyen sigara dostluğuyla.
Suskunluğa itilen içim Içimden taşarken,boğazımı sıkan darlayan o eli çekemiyorum. Yalnızlığın kör kuyusuna atanlara söylenecek ne çok sözüm var.
Vefanın adını tabelelardan okuyan, insanlığın manasını çözemeyen ne çok yüreksiz edinmişim. Eksiklikleri tamamlamak için varmışım, yüreği yetmeyene gözü kara bir aşk, güveni tatmayanlara ölümüne duruşları yok pahasına harcamışım.
Dili başka kalbi ayrı karakterlere düşüncenin noktasından bitişine kadar aktarmışım, böyle biliyordum özün sözün bir sözle davranış tutarlı ,yanılan benmişim.
Menfaate dayalı dostluklar, işin bitene kadar yanında oluşlar, emek değer verdikçe daha fazlasını isteyenlere, ağızında kuş tutsan görmeyen anlamayan hiç bir şey yapmamış gibi değerin fırlatılıp atılması, yazık yazık benim yaralanan kalbime...
Karaktersizler ödün vermiyor kendinden, benim ödün verecek ne gerekçem olabilir?
Onlar dostluğu insanlığı vefayı satarken, değerin emeğin çabasına gözlerini yumarken, onlar gibi olabilme ihtimalim dahi yok. Olamazda kırılan dağılan parçalanan her defasında vurulan o "ben" vicdanımın rahatlık duyan sesiyle ferahlık duyuyorum. Keşkelerin gölgesi yanımdan ayrılmıyor doğrudur, amalar karanlığındayım biliyorum.
Yüzüme yüzüme pohpahlayanların, alaycı gülümsemeler ile "aptal " dediklerini de duyuyorum,fedakarlığın adı " aptallık " olmuş " yapmasaydın " larla savunmaya geçiliyor. Kendinde eksik olan parçayı varmışcasına sunmak evet " aptallık " kabul ediyorum. Kimse üzülmesin kırılmasın o yükü kaldıramaz diye diye sırtımda kendimden ağır külfetleri taşımışım, ve taşıyorum.
Doğurundan olduruna kadar görülmemek bin parçaya da bölünsem, yaralarımın farkında olunmaması benim suçum olamaz değil mi ?
Içim koca bir dağ, kalp çarpıntılarım el titremelerim çoğaldı, konuşmak isteyip ama dinleyenin olmaması ile yutkunmak ölümden daha sancılı.
Deliyim desem değilim, aksine aklım hiç olmadığı kadar başımda, öyle ki olanı olmayanı belleğim önüme döktüyor,kim demişse doğru söylemiş " delirmek kolay değil " değilmiş anladım.
Akıl öyle bir mucize ki ne sildiriyor ne unutturuyor, " unuttum " diyenlere imreniyorum, nasıl başarıyorlar ya da ben niye beceremiyorum.
Çocukluğumdan bu yana yaşadığım onca terk edilmeleri ellerimin bırakılmasını ya ölüme ya da nefesin avuçlarımdan kesilişini neden silemiyorum, takıldığım geçmiş mi? Sıfırlamadan yoluma devam edemeyeceğimi biliyorum, ama beynim unutmuyor,şu kahrolası eksikliğim kalp ritmimi hızlandırıyor, tıpta buna " panik atak " diyorlar. Oysa ki bana sorsalar ömrü boyunca terk edilen bir kadının travması derim.
Evet evet tanımı tam da bu ,tamamlanmamış yalnızlığa itilmiş kederi okunmamış kaderine boyun eğdirilmiş bir kadının ağır sancılı travması.
Fakat daha kötüsü terk edilmenin tüm faturasını kendime kestim, psikoloji de bunun da yeri varmış, anlamsız suçluluk duygusu. Sorgular cevapsız sorular belirsizliğin içinde kaybolmak tek bir kelimenin etrafında tahav etmek "’neden "
Bu kelime hayatımın başrolünde, çocukluk arkadaşım öldüğünde " neden " babam nefesini avuçlarımdan aldığında " neden "
Tüm çabalarıma emeğime rağmen gidenlerin ardından " neden " başıma gelen her olaydan sonra kendime çıkarttığım büyük paylar, haksızlığım, yok yok kimseye haksızlık yapmadım, benim zulmüm kendime.
Babasının terk ettiği bir kadınım ben " neden " kelimesine takılmamam gerekiyor.
Sevdiğim adamın gidişindeki muallâkta kaybolmam anlamsız,
Dost diye sımsıkı bağlandığım iplerin "neden " koptuğunu çok düşünmekte gereksiz.
Çok tuhaf insan başkalarına ne kadar merhametli, kendine acımasız kırıyor döküyor, başkalarının yargısını beklemeden hükmü kendine veriyor, yâda ben öyleyim bilmiyorum,herşeyi kusursuz yapabilme isteği yetişme gayretiyle kendine yetememek neyin karmaşası...
Belki de bir antidepresan eşliğinde hayatın kafa yapan yanını görmeli, gerçeklere gözleri kapatıp..
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.