- 379 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
AYAKTA KALMAK
Sevgili dostlar mutlu akşamlar,
Çok çetin yaşam koşullarında ayakta kalma savaşı verdiğimiz bir küresel krizin, elitlerin başlattığı bir biyolojik savaşın içindeyiz. Bu savaş, binlerce yıllık egemen sınıf acımasızlığı ile yine onların kazanılmış deneyimlerin bileşkesi doğrultusunda tüm dünyaya dayatılmış bir savaştır.
Covit -19 Corona Virüs hakkında olanı biteni ne yazık ki pek çok insan tam anlamıyla kavrayabilmiş değildir.
Bu konuda çok güzel bilimsel değerlendirmelerin yanısıra
küresel sermaye güçlerinin dünya çapındaki yanlış bilgi verme ve beyin yıkama politikası da türlü biçimlerde sürmektedir. Yorumlarını değer verip izlediğim kişilerden sayın Abdullah Çiftçi’nin çözümlemeleri yerinde ve yol göstericidir.
Ülkemiz yönetimi son 19 yıldır olduğu gibi, bu konuda da deneye yanıla öğrenerek, bir çok yanlışa da imza atmıştır. Bu konuda şunu saptadım, bizler gerçekleri doğru ve halkın anlayacağı bir dil ile savundukça, halk günden güne daha iyi yönde aydınlanmakta bilinçlenmektedir.
Gerçeği kabul etmeyenlerin suratına gerçek acı bir şamar gibi inerken, kendileri de yanlışlarından büyük zarar görmektedirler. Böylelikle doğru yapayım derken yanlış üstüne yanlışlar yapanlar hiç de az değil. İpin ucu bir kez elden kaçtıktan sonra uçup giden uçurtmayı yakalamak olanaksız hale geliyor. İşte bu koşullarda ükeyi yönetmek fırtınalı havada bir gemiyi batmadan dümeni yönetebilme ya da bir uçurtmayı uçurabilme becerisine benziyor biraz da.
İyiyi güzeli doğruyu yapmak varken insanlar niye yanlış ya da bilinçli olarak çıkarcı ve bencil davranırlar?! Bu çelişkiler insanlar arasında sürekli varolagelmiş çelişkilerdir. Bencil insan üretemez, tüketici ve hazırcıdır. Paylaşımcı insan ise üretir ve paylaşır, cömert ve özverilidir.
Yanlışlar karşısında susan bir toplumun iki yakası bir araya gelmez, trenler sürekli raydan çıkar, göz göre göre çarpışırlar, vagonlar devrilir, emekler boşa gider. Yönetim kadrolarına atanan kişiler haketmedikleri mevkileri tutarsa, o ülkenin her işi batağa saplanır.
Bu güne kadar, ülkemizde pek çok askeri darbe olmuş, bunların hiçbiri ilkokul ikinci sınıf ders kitaplarına konmamıştı. Günümüzde 15 Temmuz darbesinin ders kitaplarına konulduğunu görüyoruz. Herkes kendi hikayesini yazmaya çalışıyor..
Demokrasi adına pek çok yanlış yapılmış, işkenceler, idamlar, kurşuna dizmeler pusuda öldürmeler, faili meçhul cinayetlerin gırla gittiği bir ülkedeyiz. Çoğumuzun suçu belki bu ülkede doğmuş olmak bir talihsizlik gibi gelir bana bazan.
Ülkemiz ve dünya gerçekleri hakkında saydam olmak zorundayız. O zaman, çocuk istismarına, emek duygu din istismarına, hukuk istismarına ve rant uğruna yapılan doğa çevre katliamına, vurguna, soyguna, özgürlükleri kısıtlayıcı her tür şiddet ve baskı eylemlerine birey olarak ulusça "DUR!" diyebilmemiz gerekiyor.
Bunun için öncelikle ayakta ve savaşabilecek güçte olmamız gerekiyor. Pandemi döneminde pek çok insan evde hapis yatar gibi kapalı kalmaktan hiç alışkın olmadıkları bir durumla karşılaşınca çok yönlü şoke olmuş durumdadırlar. Varolan eski yanlış alışkınlıkların üstüne yeni yanlışlar eklenince yaşam iyiden iyiye çekilmez bir hal alır. Öyle bir büyük ruhsal karmaşa ve boşluk içindeyiz ki, tablonun özeti " Tok acın halinden anlamaz!" sözü durumun özetidir.
İnsan yaşamı başın sağolsun iletilerine kadar indirgenmiştir. Başımızın sağolmasi için ne yazik ki iyi dileklerin yeterli olmayacağı kadar güç koşullardan geçiyoruz. Eceliyle ölümlerin yanısıra ecelsiz ölümlerin de çoğunlukta olduğu bir dönemdir bu. Bu dönemde herkesin kendi özüne dönme ve yaşama sevincine gereksinimi var. Yalnızca umudu olan insanların elinden o umut da alınırsa, insan bir anda çöker.
Umudun düşmanı benim düşmanımdır.
Kanımı emen sivrisinek benim can düşmanımdır.
Yurt savunması için nöbet tutan askerime kurşun sıkan benim düşmanımdır
Telefon ile insan dolsndıran hırsız benim düşmanımdır. Bana yalan söyleyerek vaatte bulunan, benden aldığı borç paranın üstüne nasıl yatarım hesabi yapan kişi benim düşmanımdır. Sandıkta oy çalan, çalana yardımcı olan benim düşmanımdır.
Cumhuriyetin kurucusu Atatürk’e dil uzatan, bağnaz yobaz benim baş düşmanımdır! Şeriat özlemcisi cübbe giyip sakal bırakarak kendini adam sanan gerici yobaz benim düşmanımdır! Gerçeği söyledim diye beni suçlu gören benim düşmanımdır!
Sevgili dostlar ayakta kalmak için önce ruh ve beden sağlığınızı koruyunuz. Corona Virüs’ e karşı inaktif aşı olunuz.
Temiz hava ve bol oksijen solumak için mutlaka orman içi ağaçlık alanlarda yürüyüş yapınız. Halkın cehaletinden dolayı tam kapanma ya da kısmi uygulanmasını kişisel olarak doğru bulmuyorum. Bu daha çok insanın havasızlıktan, fazla kilodan, yağlanmadan, uyuşukluktan dolayı yaşama erken elvedası demektir, kâlp krizini tetikleyicidir bence hareketsizlik.
Korona virüs fiziki mesafe kuralı çiğnenmediği ve hasta olan virüsü ile aynı odada On dakikadan daha uzun süre bulunulmadığı ve maske kullanıldığı takdirde bulaşma riski çok çok düşer...
Dışarıdan gezip gelince her ihtimale karşı ellerinizi mutlaka sabunlayıp iyice yıkayınız. Bunu yemeklerden önce de mutlaka yapınız.Genel tuvaletleri kullanırken aynı titizlikle hareket ediniz, çukü gerek alışverişte gerekse toplu taşıma araçlarında dokunduğumuz yerlerden elimize virüs bulaşabilir.
Spor ve doğa yürüyüşü ömrünüzü uzatacak olan en yararlı etkinliktir.
Apartmanda oturuyor iseniz bu dönemde asansörü kullanmak yerine, merdiveni kullanmayı tercih etmek dizler için iyi bir tercih olacaktır..Keza bu sayede ayak bilekleri, diz ve kalça adaleleriniz çalışmış olacaktır. Varsa şayet asansör içindeki kirli havayı da solumamış olacaksınız
Kas sisteminin çalışması fazla yağların erimesi, kâlp krizi riskinin azalması, azalan iştahızın yerine gelmesi anlamına gelmektedir.
Ekrana fazla bağımlı kalmayınz ve cep telefonu ve bilgisayardan, radyasyondan uzak kalmayı tercih ediniz. Radyasyon çok öldürücü ve çok sinsi bir silahtır..
Sizleri seviyorum, beni dostsuz bırakma hakkını sizlere vermiyorum!😀🤣🤔😂😍
Sağlıcakla kalın hepiniz.
Sevgilerimle..
Şaban AKTAŞ
25.04.2021
.
.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.