- 592 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
Sedirli Ev - 4
“Sana şiir yazamadım hiç!” dedi kadın, adama. “İki satır kafiyeli cümleyi alt alta getiremedim! Senin gibi oynayamadım kelimelerle, cümlelere gizleyemedim aşkımı, dümdüz yazdım;
Seni seviyorum
Özledim
Kıskanıyorum
Sensiz yapamam
Vazgeçmem vs vs.
Ne varsa içimde, ne geçiyorsa yüreğimden karaladım kağıtlara.
Gün oldu baş edemedim; varlığınla-yokluğunla, özleminle, heyecanınla, yaşadığımız-yaşayamadıklarımızla…. Yoruldum, bunaldım kimi zaman. Kimi zaman da coştum sevginle, özleminle sığamaz oldum bulunduğum yere.
Böyle durumlarda sedirli eve sığındım; mutfağında yemek yapmaya koyuldum, türküler söyleyerek. Kulağım hep o gıcırdayan bahçe kapısının sesinde, masalar donattım sana günde üç öğün ve gelmeni umut ettiğim her gün. Serçeler dizilirdi mutfak penceresine, kelebekler konardı menekşelerin üzerine. Serçeler ve kelebekler de dikkat kesilirdi senin ayak sesine, benimle aynı mutluluk ve hevesle…
Beklerken seni, oyaladım hep kendimi, sedirli bahçeli evde. Bahçeye çiçekler ektim, ağaçların dallarını budadım mevsiminde. Havuzun kenarına akşamsefası, gölgelik yerlere ortancalar ektim. Rengarenk güller ektim bolca ve her yıl ‘hep aynı dileği’ yazıp, bağladım ‘bir kızıl gonca gülün’ dalına, Hıdırellez akşamında. Ve sabah ezanında, hep aynı umutla kalkıp aldım o dileği, çiy tanelerinin ıslaklığında.
Yıkadım kar beyaz çamaşırları astım sedirli evin bahçesine, sevdamı sıkıştırdım kimi zaman çamaşırların arasına. Gözüm gönlüm bahçe kapısının gıcırtısında, otururken sedir ağacının altında, türküler söyledim sana, kuşlar kanatlarına takıp da nameleri getirsin diye. Özlemimi yükledim her bir tınıya ayrı ayrı. Yüreğimi iliştirdim ucuna, ciğerim yandı, yandı da kokusu sardı ortalığı.
Tekir kediyle dertleştim bazen; ona anlattım, ona sordum.
Dedim; "Ne zaman gelir sence?"
Dedim; "Seviyor mu beni, özlüyor mu, düşünüyor mu?"
Dedim; "Benden vazgeçer mi?"
Dedi; "Mıııırrrrr"
Geldi, kıvrıldı kucağıma, elimin altına soktu kafasını. Sevdirdi kendisini.
Dedim; "Haklı tekir kedi, insan kendisini sevdirmeli!"
Şiirler yazamadım sana, türküler söyledim hep. Özlem dolu, hasret dolu ağıtlar yaktım. Yemek yaparken ağladım türkü söylerken;
sordular, "niye ağlıyorsun?"
dedim "soğan acı, yaktı, ondandır gözümün yaşı!"
Oysa ne çok isterdim, sana şiirler yazmayı. Kurduğum cümlelerle seni duygudan duyguya savurmayı. Kirpiğinin ucunda asılı bir damla gözyaşı olmayı. Dudağının ucunun kıvrımına yerleşsin isterdim sevda sözcüklerim. Yüreğinin kıvrımlarında dolaşsın dizelerim. Oraya yerleşsin, mekan tutsun gönlünü.
Baktığın yerde ben olayım isterdim. Uyanıp gözlerini açtığında ilk, uyurken gözün kapanırken son gördüğün olayım isterdim.
Sev beni isterdim bir ömür boyu. Şiir yazamasam da sev. Yanında olamasam da sev.
Ömrünün sonuna kadar hep kelimelerle, kurduğun cümlelerle sev beni, emi!
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.