- 572 Okunma
- 2 Yorum
- 3 Beğeni
NELER OLDUĞUNU BILEN VAR MI
Neler oluyor bana ,
Her yer ceza çeken insan topluluğu oldu.
Dur diyememek çaresiz bırakılmak kanıma dokunuyor
Hecelere küstüm çorba gibi oldu kafamda düşünceler,
Neler oluyor ;
Bilen birileri çıksın anlatsın artık nereye gidiyoruz .
Dünya başımı döndürüyorsun dur artık .
Kara bulutlar gitmek bilmiyor yavaş yavaş öĺüyor insanlik
Kimin umrunda ise çıksın anlatsın artık ne zaman ölüyoruz
Medet Yarabbi
Göklerden bir emir var mı bilen varsa çıksın söylesin kefen dikecek bir terzi buluruz nasıl olsa..
YORUMLAR
Massallah şiirinde çok güzel hatırlatmalar emeğine sağlık teşekkürler
Gümüş kalpler
NEME LAZIM BE SULTANIM
Kanuni Sultan Süleyman, en yüksek duruma getirmiş olduğu devletin akıbetini hayal eder, günün birinde Osmanoğulları da inişe geçer çökmeye yüz tutar mı diye derin derin düşünmeye başlar.
Bu gibi soruları çoğu zaman süt kardeşi meşhur alim Yahya Efendi ‘ye sorduğundan bunu da sormaya niyet eder. Güzel bir hatla yazdığı mektubu keşfine inandığı Yahya Efendiye gönderir.
“Sen ilahi sırlara vakıfsın. Kerem eyle de bizi aydınlat. Bir devlet hangi halde çöker? Osmanoğulları’nın akıbeti nasıl olur? Bir gün olurda izmihlale uğrar mı?” şeklinde mektubunu gönderir.
Güzel bir hatla yazılmış mektubu okuyan Yahya Efendinin cevabı bir bakıma çok kısa bir bakıma içinden çıkılmaz bir hal alır:
“Neme lazım be Sultanım!”
Topkapı Sarayında bu cevabı hayretle okuyan Sultan, bir mana veremez.. Yahya efendi gibi bir zatın böylesine basit bir cevapla işi geçiştireceğini pek düşünmez. Söylenmeye başlar:
“Acaba bilmediğimiz bir mana mı vardır bu cevapta?” Nihayet kalkar,Yahya Efendinin Beşiktaş’taki dergahına gelir, sitem dolu sorusunu tekrar sorar:
“Ağabey ne olur mektubuma cevap ver. Bizi geçiştirme, soruyu ciddiye al !”
Yahya efendi duraklar:
“Sultanım sizin sorunuzu ciddiye almamak kabil mi? Ben sorunuzun üzerine iyice düşündüm ve kanaatimi de açıkça arz etmiştim.”
“İyi ama bu cevaptan bir şey anlamadım. Sadece neme lazım be sultanım demişsiniz. Sanki beni böyle işlere karıştırma der gibi bir anlam çıkarıyorum.”
“Sultanım! Bir devlette zulüm yayılsa, haksızlık şayi olsa, işitenler de neme lazım, deyip uzaklaşsalar, sonra koyunları kurtlar değil de çobanlar yese, bilenler bunu söylemeyip sussa. Fakirlerin, muhtaçların, yoksulların, kimsesizlerin, feryadı göklere çıksa da bunu da taşlardan başkası işitmese, işte o zaman devletin sonu görünür. Böyle durumlardan sonra devletin hazinesi boşalır, halkın itimat ve hürmeti sarsılır. Asayişe itaat hissi gider, halkta hürmet duygusu yok olur. Çöküş ve izmihlal de böylece mukadder hale gelir….”
Bunları dinlerken ağlamaya başlayan koca sultan, söyleneni başını sallayarak tasdik eder, sonra da kendisini böyle ikaz eden bir alime memleketinin sahip olduğu için Allah’a şükreder, bu türlü ikazlardan geri kalmaması için tembihte bulunarak oradan ayrılır…
Alıntı
İşte sebep ve sonuç. Neme lazımcılık bizi bu duruma getirdi sayın üstad.
Tebrik ve saygılarımla. Sağlıcakla kalınız, vesselam...
Gümüş kalpler
Bize aslında yahya efendiler gibi Alimler lazım
Bu güzel paylaşımı beni aydınlatmak için sayfama gelmeniz çok mutlu etti..
Çok Teşekkür ederim
Yahya efendinin kalfası üstadım
Saygılar