- 404 Okunma
- 1 Yorum
- 3 Beğeni
Bir Bir
Şehirler arası otobüslerde sigara içmenin yasak olmadığı yılların Ankara’sı... Doğal gaza yeni geçiliyor. Koca başkent, bizimle birlikte sigara içmiş gibice, geniz yakan dumanını üzerimize üfürüyor. Hacettepe Psikoloji’den Gürkan, ben ve Gazi Maliye’den Aytekin, Zafer Çarşısı’ndan çıkıp, Yüksel’e doğru adımlıyoruz. Konuştuğumuz konu, "psikologlar mı, edebiyatçılar mı daha iyi tanır insanı "...
Dün geceden yağan kar, ayak altında kalan yerlerde çamurlu bir hal almış. Binaların duvar dipleri ve adımlarla çiğnenmemiş kısımlardaki bembeyaz kar öbekleri, çarpıcı biçimde kontrast oluşturuyor. Kahverengi- beyaz. Gürkan’la fazla tartışmaya gelmez. Uzattığı okulunu bilerek bitirmediğine inandığım kadar zeki. Bir o kadar da ağzı kalabalık. İçimizde sadece o Samsun içiyor. " İnsanın içinin karanlık dehlizleri !" demeyi çok sever. Cebeci’den, Ulus üzeri Kızılay’a kadar yürümüşüm. Önüne kadar geldiğimiz Arı Dershanesinden alacağımız var, gözetmenlik yapıyoruz ara ara. İki gündür ayakkabı su alıyor. Ücreti alabilirsek, İtfaiye’den gidip ayakkabı bakacağım kendime. Cebimden paketi çıkarıp, birer Maltepe uzatıyorum. Yakıyoruz... Asgari ücret ne oldu? diye ortaya soruyorum; Aytekin’e yönelsin konu, diyerek. Yok... Gürkan benim dalgınlığımı çözmeye çalışıyor. Rakolnikov, şunu dedi diyerek, örnek veriyor. O zaman hatırlıyorum, " insanı edebiyatçı mı, psikolog mu iyi tanır " konusunu. Zafer Çarşısı’ndan buraya kadar ne konuştuk, ne söyledim. Hatırlamıyorum bile. Raskolnikov, diye Dostoyevski’den niye örnek veriyor, diye düşünüyorum kısa bir süre.
Dershaneden parayı alıp, Ulus’a gitmem gerek. Ayakkabının altının delindiğini hissettirmek istemememin sebebi, illaki dertlenecek bundan dolayı Gürkan. " Gayri Safi Milli Hasıla " ne oldu diye soruyorum Aytekin’e, çok anlarmışım gibi. Sigaradan içine bir nefes çekince öksürmeye başlıyor Gürkan . Aramıza ilk katıldığında, Malbora içerdi . Babasının Albay olduğunu öğrenince, itici davranmaya başlamıştım ona karşı. Şimdilerde ise bizim klanın en hasbi üyesi.
" Şurada akşamları iki saat işporta açsak var ya ! " diyerek, Yüksel’le Konur’un kesiştiği yeri işaret ediyor Aytekin. İkimiz aynı anda Gürkan’a bakıyoruz...
Dün haberim oldu. Gürkan da gitmiş bu dünyadan. Paylaştığım fotoğrafı o çekmişti, 2000’li yıllarda. " Lan olum, kapitalizmin icat ettiği makinelerle dalmak zorunda mısın aramıza " diyerek takıldığım poloraid fotoğraf makinesi ile.