- 664 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
CANAN
İlk gördüğüm gün değildi seni tanıdığım gün. Öncelerdeydin hem de çok öncelerde. O gün şekle büründüğün mah cemalinin gün gördüğü gündü. Fark etmedin, yitiğini bulmuşluğumun coşkusunu yaşadığımı. Bulunduğun mekâna kutsallık atfettiğimi yıllar sonrasında bile. Hala fark edilememenin yılgınlığını taşırım gücüm yetmese de. Bilemezsin!
Arkana bakmadan süzülüp gitmeler yaşattın bana. Acaba dönüp bir kere daha bakar mı larda takılı kaldı gözlerim bilmem kaç kerelerde. Bakmayacağını bildiğim halde yine umut ve beklentiler içerisinde. Yokluğun karışır oldu yokluklarıma. Var olmaların, özlemlerimle donandı sarmaş dolaş, ser- hoş düşlerimde
Çok yaklaştığımı sandığım zamanlarda gördüm, ne kadar da uzaklarda olduğunu, erişilmezliğini. Gölgelerin dolandı durdu duyuşlarımda, yanımda olduğun zamanlarda bile. Bildiğim ulaşma yollarının hepsinin kılavuzluğuna el açtığım halde yalvaran gözlerle, sana ulaşan yollar gizlediler kendilerini duyuşlarımın, dokunuşlarımın ötesinde bilmediğim bir yerlerde. Canlı cansız tüm varlıklara duyurdum haykırışlarımı, yürek yangılarımı bir sana duyuramadım ahlarımı bak yine şuracığımdasın ama nafile.. Seni bende çizmenin utangaçlığını yaşadım Göz değmemiş şiirlerime sinmiş kokun eşliğinde hadde sitem ederek.
Henüz hudutları çizilmemiş bir dünya olduğunu nereden anlayabilirdim ki bu sığ algılamalarımla. Seni, senin dünyanı anlamak için umutla başlayıp umutsuzlukla neticelenen denemelerim oldu bilmem kaç bin defalarca. Kendi sorularım ve cevaplarımla. Senden gelecek bir ışık aradım durdum- iz bıraktığın her yerde- olacağını varsayarak. Seni bilmeden, dünyanı merak ederek girmeye çalıştım yol iz bilmez halimle.
Ara sıra cesaretlendim el uzatmak için uzattım ellerimi, ellerim boşlukta kaldı çekip gidişlerinle. Ellerim, ellerime tahammül edemedi kaçtı, utandı gizlendi başka boşluklara yok oluşlar umuduyla. Gezdiğin yollar dokundukların, senden olan her şey yakınım oldu sen farkında olmadan. Yakınlaştıkça yakınlığın yabancılığından korktum kaybetme hülyalarına açılan yelkenlerle.
Gülüşündeki şiirselliği hissetmek istedim bakışlarında, bakan gözlerini görmediğim halde. O bakışların resmini çizmeye çalıştım sonsuzlaştırmak için an’a, düne ve yarına Akıp giden zamanına tutunmak istedim-zamansızlığı yakalamak için- tutunamayacağımı bilerek. Niyet okuyuculuk yaptım düşüncelerini açık etme adına. Hep umut la dost olmaya çalıştım, sık sık kapımı çalan ‘umutsuzluğa sırt dönerek. Biliyorum umutlarımın içindesin biraz derinlerinde olsan da ama oradasın.
Yazılmış- yazılmamış şiirlere, romanlara sevdaya dair her şeye sordum durdum neden diye. Verilecek cevabın bulunamadığını söylediler-her bir harfi yürek sızılarıyla yazılmış - yaşlanmış yorgun sayfalar arasından. Sabrın, cananın yoldaşı olduğunu, ona tutunmam gerektiğini fısıldadılar geçmişin derinliklerinden. Sabra tutundum bulamadığım yolumu kaybetmemek için.
Canan çok yakınlardan sesleniyorum uzaklardan duyurmak için sesimi. Sesinin rengini ezberlediğimi anladım, sevda sözcükleri okudum senin sesinden. Olmadı. Sese değil, sesin kaynağına meftun olduğumu fark ettim. Sesim kısıldı.
Ey canan! Bak ben oradayım. İşte tam oracıkta. Hissediyor musun?
Ya sen...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.