- 714 Okunma
- 2 Yorum
- 5 Beğeni
Sedirli Ev - 1
Yılın son günüydü, kadın pencereden bakarken düşündü yine adamı. Oldukça uzun bir süredir görüşmüyorlardı. Kırılmıştı kadın adama ve çekilmişti kabuğuna sessizce.
Yılın son günüydü ve karla karışık yağmurla veda ediyordu, yıl bizlere. Kadın pencerenin kenarında, menekşelerle dertleşirken sokağa bakıyordu umutla. Geçenlerde bir gün, yine menekşelerle dertleşirken, adamın evin önünden geçtiğini görmüştü, tesadüfen. Umut, bir kuş olup gönlüne doğru uçmuştu kadının. İşte o günden sonra, gün içinde sıkça pencere önünde bekleyip sokağa bakıyordu kadın, adam yine geçer belki diye.
Yılın son günüydü ve uzunca bir zaman girmişti aralarına şu kısacık hayatta. “Değer miydi!” dedi kadın sessizce. Mor menekşe hemen kulak kabarttı, dikeldi bir yaprağı “Değmez!” dedi, “Değmez hiçbir şey için aylardır çektiğin acıya!”. Duydu kadın menekşenin sözünü, “Doğru ya, değmez tabi çekilen bunca acıya!” dedi.
Hemen aradı adamı kadın;
"Aramızda konuşulmamış yarım kalan, havada asılı bekleyen cümleler var!" dedi.
"Tamamlanmamış"
"Tamamlansın" dedi adam. "Yarım kalmasın!"
Ve geldi adam geldi, ilk defa aynı koltuğa yan yana oturdular. Heyecanlandı kadın önce bir bilemedi elini kolunu nereye koyacağını. Ne diyeceğini bilemedi, hangi sözcük önündeydi cümlenin, ardından ne gelirdi virgülün kestiremedi. Pencere önündeki menekşe heyecanlandı umutla, camdan içeri dalını uzattı hanımeli merakla, tekir kedi adamı görünce huysuzlandı kıskançlıkla.
Sordu kadın;
Çay içer miydi?
Sahi;
Çay içilir miydi?
Sonra yüzyılların özlemiyle konuştular, soluksuz kaldılar nefes nefese konuşurken, zira zamansızdılar. Zira -Öyle bir anına gelmişlerdi ki yaşamın- Öyle bir gecikmişlik...
Kadın "bir kere göğsüne başımı koysam" dedi. Dedi evet bunu dedi. Yıllarca içinden geçirdiği cümleyi birden öyle pat diye söyleyiverdi. "Bir kere göğsüne başımı koysam!”. Dünya halen dönerken, gün doğarken ve gün batarken. Sedirin üstünden tekir kedi onlara bakarken, ceviz ağacının dalındaki serçe ötmeye devam ederken, toprakta karınca yuva yaparken, halen ömrümüz varken. “Bir kere göğsüne başımı koysam."
Adam tam gidiyordu; döndü, durdu açtı kollarını, başını yukarıya kaldırdı, “Çok şükür!” dedi içinden. Kadın adamın göğsüne başını koydu, heyecanla atan kalbinin sesini duydu o an. Ceviz ağacının dalındaki serçe, bahçedeki serçeler ve hatta kasabadaki tüm serçeler göğüs kafesinin altında dertop olmuşlardı sanki adamın.
Bir kalp bu şekilde nasıl atar!
Bir kalp böyle nasıl sever!
Bir kalp böyle nasıl sabreder!
Kadın o kalbin sesini duyduğundan beri, o sesin dışında tüm seslere kapadı kulaklarını. Adamın göğsüne başını koyduğunda ve adam ona sarıldığında, durdu dünya sedirli evin salonunun ortasında!
YORUMLAR
bir yılın bitişi yeni bir yılın başlangıcı...
bir sayfanın kapanışı yeni bir sayfanın açılışı.... hep isteriz ki sevdiklerimizin, mutlu ettiğine inandığımız ve mutlu edeceğimizi bildiğimiz kişilerle devam etsin yeni başlangıçlarımız...
ve illa ki sözle olmasa da olur... ki sözler etkisini yitirir bazen bir bakışın bir dokunuşun hele o sarılmaların tamamladığının karşısında...
Bazen dünya bir kişi etrafında döner durur o da sevmeyi bilenler için yeterli olur :)
güzeldi keyifle okudum... ara ara uğrarım
sevgimle Ayşenur
Ayşenur Çiftçi
Her zaman bekleriz Sevgili Ebru