- 300 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
YABANCI DİL EĞİTİMİ ÜZERİNE 2
DİL EĞİTİMİ ÜZERİNE 2
Bu konuda 2. yazım bu. Yıllardır kanayan yara olan dil eğitimindeki yanlışları kısaca anlattık. Şimdi çözüm önerilerine bakalım. Hastalığı teşhis ettik. Dili öğretemiyoruz yahut bu metotla dil öğrenilemiyor.
Hatta komplo teorisine göre ülkemizde dil öğretimi, hatta -başka bir deyişle öğretilmemesi- bunca masraf, uğraş ve uzmana rağmen bu alanda bir arpa boyu gidilememesi oryantalizmin bir oyunudur. Aslında ben de bu görüşteyim ve komplo teorisine inananlardanım. Doğu’da Hindistan’da Batı’da Cezayir’de, Ortadoğu’da Arap ülkelerinde başarılan dil eğitimi Batı’yla Doğu arasında geçiş köprüsü olan Türkiye’de niçin başarılamıyor. Oysa Osmanlı döneminde ilk yabancı dil eğitimi Galatasaray Lisesinde yapılmış, orada eğitilen gençler Fransız edebiyatını dilimize aktaracak kadar üstün bir başarı göstermişlerdi.
Ama gel gör ki aynı başarı diğer okullarda gösterilemedi. Aksine dil öğretilemeyen bir bilim haline geldi. Nesiller aşağılık kompleksine uğratıldı. Batı hayranlığı bu şekilde en nazik yerinden kaşınarak pompalandı. Kuşaklar harcandı ama batı hayranı oldular. Batı dilini öğrenemediler ama hayranlıkta yarıştılar. Kendi milletlerini aşağıladılar.
İşte tarihin en büyük milletlerinden biri olan Müslüman Türk Milletini bir daha doğrulmamak üzere aşağılamak için kullanılan argümanlardan biri ve belki de başlıcası oldu yabancı dil eğitimi. Oryantalist zihniyet içi ve dış ajanları vasıtasıyla bu argümanı iyi kullandılar.
Şimdi biz ne yapmalıyız. Asıl soru bu? Bu oyunu fark edenler olarak yabancı dil meselesini nasıl halletmeliyiz. Öncelikle bir uzmanlar kurulu oluşturmalı, hatta onlardan önce bir şura toplamalı, bu şurada konu enine boyuna tartışılmalı, yabancı ülkelerde yapılan yabancı dil eğitim sistemleri araştırılmalı, elde edilen veriler uzmanlar kurulunda derlenip toparlanmalı ve bize en uygun sistemlerden bir kaçı seçilmeli, yöreye ve öğrenci gruplarına göre ayrı bir eğitim programı uygulanmalıdır.
Benim aklıma ilk gelen sistem liseler başlarken bir yıl hazırlık sınıfında İngilizce okunması – ki bu geçmişte uygulanmıştı- ancak öğrenci motivasyonu ve materyal eksikliği, ayrıca dil eğitimindeki devamlılık zorunluluğu gibi sebeplerle istenilen verimlilik sağlanamadı ve sürdürülemedi. Öncelikle okullarda yabancı dil eğitim programları gramer öncelikli olmak yerine konuşma ağırlıklı, diyaloga dayandırılmalı, böylelikle sürdürülürle bilirliği sağlanmalıdır. Ayrıca öğrencinin öğrenme seviyesine uygun sınıf okuma kitaplıkları oluşturulmalı, öncelikle hikayelerden başlanarak romanlara geçilmeli, romanlar sırasıyla diğer literatüre açılabilecek denli yoğun okunabilmelidir.
Ancak bu eğitim için öğretmenlerin hizmet içi eğitimleri artırılmalı eğitim sisteminin uygulayıcıları olan yabancı dil öğretmenlerinin kendine güvenleri artırılmalıdır. Günlük konuşma, kolaydan zora yabancı dilde hikâye ve romanların okunabilmesi için gramer merkezli eğitimden vazgeçilmeli, gramer konuşmayı ve okumayı destekleyici plana atılmalıdır. Nasıl ki anadili öğrenen çocuk öncelikle hayatın içinden konuşulanları dinleyerek yetişiyorsa dil derslerinde hiç Türkçe konuşulmadan öğrenilen dille eğitime geçilmelidir. Öğrenciye konuşma kalıpları ezberletilmeli, komutlar, uyarılan o dille yapılmalıdır. Dil basmakalıp dilbilgisi kurallarıyla değil yaşayarak öğrenilmeli, hayatın içine katılmalıdır. Ayrıca öğrenciler bu dilde gerek yurt içi gerekse yurt dışından mektup arkadaşları edinmeye özendirilerek mektuplaşmaya özel önem verilmeli, bu dilde şarkılar ve türküler dinletilmeli z, hatta ezberletilmeli, öğrenci seviyesine uygun müzik öğrenime dahil edilmelidir. O da yetmez bu dilde gazeteler dergiler takip edilmeli sınıflara temin edilmelidir. Gerekirse yabancı dilde şiirler okutulmalı ezberletilmelidir. Ayrıca bu dille yazılmış tiyatrolar oynatılmalı öğrencilerin bu dille iç içe olması sağlamalıdır. Başarılı öğrenciler yabancı ülkelere gönderilmeli, yaz tatillerinde o ülkelerde kalmaları sağlanmalıdır.
Ahmet Kemal
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.