- 532 Okunma
- 1 Yorum
- 2 Beğeni
Kalp Meselesi
Kalp Meselesi
Kalp Durmadan
Yamacın eteklerinin solukluğunda durup duran solgunluğun içinden geçen puslu havada uluyan kurtların sesini, kalbimin kulaklarıyla dinlerken, içimi yokladığımda, kalbim hızla atarken, yokluğumun varlığıma bir şey katmadığını görmek, içimi daha da yaralıyor...
Gökyüzünde uçan kuşlar, bir uçurtmanın ya da bir bulutun veya bu bir gökkuşağı, uçak, tanrı, melek, yıldız da olabilir, bir şeyin peşine takılmış, gökyüzüne dantelalar işler gibi uçuyorlar kuzeye doğru. Bedenime dokunmaya çalıştığımda bulamıyorum ne derimi ne tenimi. Sanki ben yokmuşum gibi... Sadece kendi içine hapsolmuş, durağanlaşmış bir kan kümesinin med_ cezirleriyle yaşayan bir kas yığınından ibaret olmalıyım...
Bir kalp bedensiz ve hiçe dönüşmeye ramak, konuşabilir mi, konuştu diyelim, sesini duyan, dilini anlayan olur mu... Bilmiyorum.
Karşıdaki kayalıkların gölgesi, tam da kalbimin tortusunun üzerine düşüyor, ağaçların hışırtılarıyla sesleniyor olmalı rüzgârlar bana... Ne dediklerini de anlamak mümkün olamıyor. Kalbimin denizinde yüzen ben dediğim hiçlik, kırmızı, kıpkırmızı bir ateş topu gibi, bir meşe ağacının dibinde öylece duruyor...
Fırtına çıkmalı... Sessizliğe ve suskunluğa tahammülüm yok...
Sonra aniden başlıyor yağmur... Kılcal damarlarım büzüşürken, akbababalar seyrü seferde... Hiçlikten bir ete dönüşmek düşüncesi bile iğrendiriyor beni. Her an bir hiçten başka bir hiçliğe, duygusuz, algısız, düşüncesiz bir hiçliğe dönüşebilirim.Ben yok olmaya dünden razı, mırıldanıyorum kendi kendime... Fırtına çıksın, beni yuvarlasın o buzul nehrin uçurumuna. Sert esmeye başlıyor rüzgâr, karlı dağların tepelerinde... Karın o sıcak soğuğunda titreyip, unuttuğum ve aslında kalbime yani sadece bana nakşolmuş anıların insanları yeniden bir bir çıksın istiyorum karşıma. Vedalaşmadan gitmek istemiyorum. Oysa o lacivert nehri ne çok özledim.Bir çığ olamasam bile bir kar topuna dönüşürken, dünyayı beyaza boyamak istiyorum ve haykırmak bir dağın sesiyle, sonsuzluktan, sonsuzluğa, derdim yok olmamak, bir hiç olsam da...
İç sesim sürekli konuşuyor, kalbimin berrak kızıl sularında o büyülü bahçede aksak bir adamın adımları bir balyoza dönüşüp dalgalandırıyor suyu. İçimin balıkları, o hiçliğin iç çeperine yapışır yapışmaz, unufak ettikleri lifleri kemiriyorlar... Oysa dostlarım sanmıştım ben onları...
Kar ıslığına tutulmuş yalnız bir ağaç, uçurumun kenarında yasımı tutacak tüm kış boyunca ve bahar geldiğinde ve aşık olduğum rüzgârın sesi ninniye, buzullaşmış karlar, bozbulanık sulara dönüşüp de akmaya başladıklarında, mavi mine çiçekleri kayalıkları aralayıp da ufka baktığında, güneşi görecekler, benim yerime... Ne güzel diyorum ne güzel... Bir hiç bile kaybolmuyor uçurumun kenarında.
Gülgün Aydın
12 Nisan 2021
18:30
mimoza times will never end...
Resim:@Özgür Bakal
Sonsuz Teşekkür ve şükranlarımla...
YORUMLAR
kan kümesinin med_ cezirleriyle yaşayan bir kas yığınından ibaret olmalıyım...
hiçlik, kırmızı, kıpkırmızı bir ateş topu gibi, bir meşe ağacının dibinde öylece duruyor...
bir adamın adımları bir balyoza dönüşüp dalgalandırıyor suyu. ....Mükemmeldi,,
selamlar