- 363 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
ÇOK ÖZLEDİM
Mutfağımdaki karıncalar, geçen yıl bu zamanlar çoktan yuvalarından çıkmışlar, harıl harıl çalışıyorlardı. Onları izledikçe monotonluğumdan sıyrılıyor yaşama gücüm içten içe güçleniyor, keyften dört köşe oluyordum. Aşk gibi vazgeçilmez tutku. Yaşamdan tat almak eşittir çalışmaktır, denklemini sunuyorlardı sanki. Bu aşk, evden çıkıp gidene kadar sürecekti. Aynı zamanda Mutfaktaki fayansların ırıkları, duvardaki çatlaklar kapatılmayacaktı. Öyle de oldu, aile fertleri karara uydular. Nisan bir şakası yapıp biz geldik diye kendilerini gösterirler hızlı hızlı dolaşırlardı. Oysa bugün Nisan’ın onbiri. Hâlâ yoklar. Yalan yok, özledim. Onlar benim hayat iksirim. "Durmak yok, çalışmaya devam" Bu sloganı herbirinden duyar gibi oluyordum. Ağustos Böceği ile karıncaların hikâyesi her zaman belleğimdedir. Özgürce, onurluca, kimseye boyun eğmeden kendi iradenle yaşamalısın, diyor karıncalar. Oflayıp püflüyorum. Neredesiniz benim minicik dostlarım. Havalar bir türlü ısınmıyor. Güneş gülümserken, bedenimizi titreten ayaz iliklerimize kadar işliyor. Balkonumdaki çiçeklerden bazılarını kurtaramadığım için hüzünlüyüm zaten. Neyse ki balkona bıraktığım tavuk kemiklerine üşüşen mahallenin kedileri balkona karargâh kurmuş durumdalar. Onlarla şakalaşıp havaların ısınmasını beklerken gerçek dostlarım karıncaların bir an evvel yuvalarından çıkmalarını dört gözle bekliyorum. Çok özledim.