- 415 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Eli en çok kaleme gidenler,ruhları en çok incinenlerdir.
Sevinci,coşkuyu içinde de yaşarsın dışında da,mutluluk zaten gizlenemez ki...
hele aşk asla...gözlerin bağırır adeta,ağzını bile açmasan,vücudun konuşur,
nereye sığacağını bilemeyen bir kalp,deli dolu atar durur,velhasıl bir müddet
saçmalayıp durursun ayakların yere konana kadar...
Çocuklarınla mutlu olursun,göğsüne sarmalayıp,içinde büyütürsün yaşları kaç olursa olsun.
Dostların varsa,hem de en vefalısından,senden mutlusu yoktur ki...
Bu mutlulukları bire bir yaşarsın,bedeninde hissedersin yaşadığını,
dünya o zamanlar en güzel haliyle görünür gözüne,çünkü mutlusundur.
Dünya aynıdır aslında,onu güzel gösteren senin mutluluğundur.Mutlu bakan gözlerindir.
Oysa dünyada mutsuzluk diye bir kavram daha var ya...işte o tüketen duygu,
umudunu,sevincini,isteklerini tüketen...
Bu duygular içindeki insanın ruh hali de,haliyle çok çekilir bir durum değildir.
Herkes ne kadar en samimi dilekleriyle yaklaşımda bulunsa da,bu durum süreklilik
gösteremez.
Hani,gülmek,mutluluk bulaşıcıdır ya,kimse kaçmaz,aksine her zaman yanında yöresinde olmak isterse,
bu durum da tam tersidir.Haklı mıdırlar? Evet haklıdırlar.
İşte demem o ki;Acı çok fazla dillendirilemiyor ama,sayfalarca yazılabiliyor.
Anlatmaya imtina ettiğin sözler,sayfalara kendiliğinden akıp gidiyor.
Orada seni yargılayan da yok,akıl veren de...
Dertleşmenin en saygın hali kendinle,incinmişliğini en iyi yine kendin tedavi ediyorsun.
Akıtılması gereken iltihap için en iyi neşter de,kalem oluyor tabii ki...
İ.Demirel Tunçişler
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.