Söz Uçar Yazı Kalır
Söze istinaden ilk akla gelen şey yazı yokken insan ilişkileri nasıldı ve hangi yollu yürüyordu. Söz uçar yazı kalır meselesinde sözlü muamelelerin kalıcılığındaki sorundu. Yazınınsa bağlayıcılığıydı.
.......................................................................
Yazı yeni sayılır uzun insanlık tarihinde. Şuracıkta henüz beş altı bin yıllık bir mazisi vardır ve adım adım ilerleyerek, geliştirilerek gelmiştir günümüze.
......................................................................
Yazı yokken insan ilişkileri yani antlaşmalar, sözleşmeler nasıl yürüyordu asıl merak konusu budur. Söz uçar gider derken, sözlü muamelelerin, sözle yapılan işlemlerin sözün sahibince geri çekilebileceği, üzerine yatılacağı hususudur. Burda bir güvensizliği vurgulamak, daha tedbirli olunmasını sağlamak içindir söz.
.........................................................................
Ancak yazı kalır derken, yazının bağlayıcılığı her iki tarafı zorlayıcılığı kayda geçiriliyor. İlişkiler her zaman olduğu gibi sürmez, kalıcı olmaz, verilen sözler tutulmaz, yerine getirilmez o nedenle muamelelerinizi yazıya dökün zapta geçirin deniliyor. Aranızda bir akt olsun, hatta şahitli ispatlı olsun ki, sözleşmenizde imzanız ve muteselsil kefiller yer alsın ki işleriniz sağlam yürüsün, akamete uğramasın, inkıtalar yaşanmasın.
.......................................................................
Yazı yokken sadece sözle yürütülen insan ilişkilerinde sorun yaşanmaması, insan türünün henüz bozulmamışlığıyla ilgiliydi. Söz senetti ve mutlak yerine getirilmeliydi. Uymayanlar, sözü yerde kalanlar için mühim bir itibar kaybıydı bu. Onarımı, yeniden kazanımı oldukça zordu. Geri getirilmesi neredeyse hiç mümkün değildi.
Kemal GÜL
11.04.2021
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.