Sessiz ama derinden geliyor duvarda ki pilli saatin sesi. Zamanın durmadığını, bundan sonrada durmayacağını anlatıyor biz insanlara... Sen bu zamanın içinde çınar ağacının yaprakları gibi savrulup gidiyorsun, diyor...



Bir saniye önce ki, bir dakika önce ki bir saat bir gün önce ki insan değilsin, diyor saatin o sessiz ve derinden ruha işleyen tik takları... Boş şeylerle uğraşma diyor, kendine dikkat et, ailene, çocuklarına sahip çık, zaman eriyen bir buz kütlesi, adeta diyor... Sadece bana mı diyor, bütün bunları? Tabi ki hayır, anlamak isteyen, duymak isteyen bütün insanlara söylüyor...



Daha dün gibi her şey. İlkokula başlamıştık, dünya toz pembe idi, kız çocuklarının pembe pembe yanakları gibi... Ne çok sevmiştik biz onları, onlarda bizi... Elli sene geride kalmış. Oysa ki hiç büyümeyiz biz, büyüsek ne güzel olurdu, diye de defalarca düşünmüşüzdür... Al sana altmış yaş, altmış sene, büyüdün de ne oldu? Anladın işte dünyanın kaç bucak, insanın ne kadar canavar ruhlu olduğunu... Haksızlık da etmeyelim bunların arasında iyi insanlarda var. Zaten o iyilerin yüzü suyu hürmetine ayakta durmuyor mu kainat?



Tefekkür ki ne güzel bir yöneliştir Rahman ve Rahim olan Allah’a... ’’Tefekkür, İslam dininde günahlarını, kainatı, varlıkları, doğayı, yaratıkları, kendini ve Allah’ı düşünmek, ve O’nun yarattığı varlıklardan, kainattaki eşsiz mükemmellikteki düzenden ders çıkarmak demektir.’’ Siz de zaman zaman katılın tefekküre... İşte o zaman yürekten çıkacak bir teşekküre, Rahman ve Rahim olan Allah ne ödüller verecektir maddi ve manevi...



İnsanın önünde iyi ve kötü iki yol, kendi iradesi ile seçecek bunları. Hep düşünüşümdür, bir insan, başka bir insanı nasıl öldürür, insanın aklı almıyor. Yolu sevgiden geçen bütün insanların şunu iyi bilmesi lazım ki biz içimizde ki kötü duyguları, narsisizmi törpüledikçe, Allah da yolumuza iyilik dolu insanları ve olayları da çıkaracaktır mutlaka...



Saatin tik takları yine sessiz ve derinden çalışıyor. Konuşuyor durmadan zaman benim ile ve diğer insanlarla. Kırmayın diyor kalpleri, incitmeyin ruhları, bozmayın moralleri, sevgi dolsun ruhlarınız yürekleriniz... Sevmek dokunmaktır yüreklere, ruhlara, dokunun sevgi ile dostlarınızın, yakınlarınızın arkadaşlarınızın yüreklerine...