- 722 Okunma
- 5 Yorum
- 6 Beğeni
Aynalı kutu
Bir babanın vedası nasıl olur bilirmisiniz.
Babalar evlatlarını çok sever ama hiç sevilemez , hep susmak ister aslında kendi içinde koparmak ister bütün fırtınaları,
Eşine koca evladına baba arkadaşlarına yaren olmak zorundadır.
Annesine kıyar kendi kurduğu ailesi için kendi babasına kıyar baba olabilmek için..
Baba hasta oldumu ikinci dünya savaşı çıkar ne kara güler nede deniz nede gözler güler babasız..
Babam da sessiz sakin asık súratlı bir melekti ..
Ağaçları budamayi,camide namaz kılmayı birde reklamları çok severdi her gün her haberi izlerdi .fenerbahçeyi tutardı..şampiyon olamasa bile bende ona inat beşiktaşı tutardım ama ona hicbir zaman demedim baba ben beşiktaşlıyım diye..
Kiz olmama rağmen onunla maç seyretmek televizyon karşısın da ayağa kalkıp hakeme küfür etmesini kaleciye kızmasini çok severdim ..
Çünkü benim babam hic konuşmazdı .çekinirdi birileri onu dinlemeyecek diye ..utanırdı kendi ailesinden bile..
Annem bir gün hasta oldu günlerce hastane hastane gezip derdine çare aradı babam
Uzun bir araştırmadan sonra ilik kanseri olduğunu öğrendik ,
Bundan sonra hayat babam için hiç de iyi olmayacaktı ben soğukkanlıydım ve hastane işleri beni korkutmuyordu ..
Annemin nasıl tedavi olması gerektiği konusunda günlerce kendimi eğittim.
Bütün o uzun sürecek tedavi aşamalarında refakatçisi oldum herşey güzel gidiyordu artık ilik nakli başarılı olmuş eve dönme vaktimiz gelmişti ..
Evet sekiz ayda yenmiştik o habis hastalığı eve dönüyorduk
Babam dört gözle bizi bekliyordu.
Evdeydik herşey eskisi gibi olacaktı ben artik işime arkadaşlarıma gidebilecekdim.
Annem insan içine çıkabilmişti ve babam artık yalnız değildi
Bu özet günlerden sonra ben işime geri dönmüştüm çok maddi kayıplarım olsada annem için değerdi ve annem paradan daha değerliydi ..
Günler gelip geçti ve ben biraz daha büyüdüm doğum günüm kutlu olsun babam küçük bir hediye almıştı .Güzel aynalı makyaj çantası ,ben makyaj yapmazdım oysa ama içine şiir defterlerimi koyabilirdim..
Akşamında güzel bir pasta yemiş ve nedense içime tarifsiz bir acı yerleşmişti , kalbim acıyor durmadan babamı seyrediyordum ve içim çok acıyordu..
Neden böyle oluyordu içimden bir ses babama son bakışım olduğunu söylüyordu.
Oysa annem ve babam gülüyor hiçbir sebep yokken ne oluyordu bana neden gözlerim ağlıyordu. Mutluluk mu bu adi neydi bu acının...
Ertesi günü kalkıp güzel bir kahvaltı yaptım, babam yerinde durmuyordu sanki birileri peşinde ve hep hareket halinde idi.
.asma yapraklarını budamak için balkonda sallanıyor annem ha bire söylenip duruyordu ..
Ben işime gitmek için hazırlandım aşağı indim ,babam aşağıda idi ne çabuk üç kat merdiveni inip benden önce orda duruyordu bilmiyorum, ama asma ağacını gölgesinde durmuş dalgın dalgın bekliyordu.
Baba ben gidiyorum dedim....
Hadi güle güle kızım işin gücün rast gelsin dedi.. ve bana el sallayarak uğurladı..
Ben arkama bakmadan gittim ama neden beni uğurlamıştı acaba anneme baktım diyemi bu kadar üzerime düşmüştü.. .
Evet o gün bir incir ağacı dalında tutunamayarak aşağı düşmüş ..
Acı bir telefonla hastaneye gittim
.... siz hiç babanız kusarken mendil ettiniz mi ellerinizi..,!!!
Evet kollarım acıdı belki yüreğim kadar acımadı ama......
Sevgili babacım o bana hediye ettigin aynalı kutu varya yaralarımı dikmek için içine iğne ve iplik koydum ..her gün söküp söküp tekrar dikiyorum... .
Ayşe caniberk
Gümüş kalpler..
YORUMLAR
Dokunaklıydı, çok etkiledi. Gözümün önüne kendi babamın son saatleri geldi.
Hüzün ve sevgi bir arada . Tebriklerimle