- 335 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Faiz 5
Kaldı ki kır zambakları da kendi besinini; meyve olarak, tohum olarak, gövde olarak vs. depolar. Kır zambakları da yüzünü göremeyeceği yeni kuşağın çimlenmesi için yumrusunda depo besin saklar. Yumru çekirdekti. Zambağın yaptığı hazır depo besin çekirdek çevresinde yeni kuşağa miras edilir.
Başlangıcın üssel belirsiz durum içindeki kişi davranışları da tekildi. Üssel durumlar kuantumla nesne asıllı özdeğin, özelliğiydi. Kişiler en az dış dünya ilişkisi içeren yalıtıma bir özdeksel ruh yapıya sahipti.
Özdeksel ruh (bileşimle davranışçı) yapı bilinci güdü seldi. Güdü sel davranışlar da kişi öznesi egoydu. Kişi egoyla bilen bendi. Eylemli bendi. Özneydi. Öznel tutumluydu. Ego davranışları da tıpkı yumru davranışları gibi “sosyal davranış” ve “kolektif davranışların depo enerjisiyle sarılıp sarmalanacaktı”.
Sosyal davranışlar gruba eğilimle ve sürü davranışlarıyla kolektif bağdı. Sosyal davranışlar bir totem alan içinde üreten ilişkiye doğru gelişene dek doğada sağlama yapar olmanın organizasyonuydu. Üreten ilişki sosyal davranışlı üssel durum çeşitliliği içinde belirdi.
Ego, sosyal davranışla üs seldi ve sağlasan kişi davranışlarıyla çeşitlenmişti. Sosyal davranışta üreten ilişkiyle üssel ve kolektif birim zaman olgu ve olaylarıyla çeşitlilikti (evrimseldi).Üreten ilişki kolektif birim zamanla belirdi.
Kısacası kişinin ve kır zambaklarının dışında verili bir çevre vardı. Kişi içte güdü sel üssü; içine göre dışta da sosyal üsle açılımlı olacak durumsal davranışların çevreye yönelici olmasıyla vardı.
Üssü durumlu belirsizler davranışı, hiç bir şeyle belirli değildi. İç ve dış girişmeli belirmeleriyle belirli olana dek türlü duruma olamdılar. Su içinde yüzmek, karada sürünmek, havada uçmak veya havada sürüklenmek gibi birçok üssel olamlar içindeki beliricilerle, verili çevreye göre belirmeler içinde seçilime tabi olmakla; belirsizler belirli oluyordu.
Dıştaki elmaya yönelici eyleminizi, iç düzene göre olan egonuz belirliyordu. Daldaki meyveye uzanma işinizi veya ağaca çıkıp elmayı ağaçtan almanızı da vahiy değil, iç düzenli yönelmenizle girişen ağacın boyu belirliyordu. Ne ağacın boyu kişiye erek seldi. Ne ağacın tohumu kişiye erek seldi.
Elmaya yönelici kişinin davranışı egoya uygun hareket ederken; kişimiz istemese de kişimizin davranışı başka kişi eylemleriyle kesişir. Kesişen eylemler tehditkâr eylemler olabileceği gibi yardımlaşan eylemlere de dönüşebilir.
Kişi suya ulaşırken, kişinin eylemi suya gelen başka kişilerin eylemiyle subaşında karşılaşan kesişme yapar. Yine kişimiz meyve toplamaya giderken, meyve ağacı alanı içindeki eylemleri, başkalarına ait eylemlerle kesişir.
Biri ağaçta, biri yerde olmakla birbirine düşman ve a sosyal iki kişi rastlaşmış olsun. Bu iki kişi o anda o ortak alana ve o ortak mekâna özgü eylemlerle kesişmiş olurlar. Eylemleri birbiriyle bağlantısız gibidir. Belki de az sonra birbirine saldıracaklar. Ortak mekân, bağlantısız davranışları birbirine bağlayacaktı.
Ortak alan eylemleri, tekil durum davranışları gibi dursalar da her an etkileşecek bir eğimle baş başadırlar. Ortak mekânda bir ayı belirsin. Eğer yerdekinin bağımsız eylemiyle refleks olarak yaptığı ayıya saldırma hareketi başarılı olmuşsa; ayıya saldıran kişi bu eylemle bilmeden, istemeden ağaçta olan kişiye de yardım etmiş bir rastlaşma içinde olur.
Veya siz ağaçtayken size saldırmak üzere olan kişiye siz savunma silahı olarak bir meyve fırlatmış olun. Ya da siz yerdekinin size saldıracak olma olasılığına karşı vaki bir telaşla, rastgele panikle davranırken, yere meyve düşürmüş olun.
Tehditkâr kişinin ilgisi kendisine fırlatılan veya yere düşen meyvedeki üssel durumlu belirmelere çekilmiştir. Az önce ağaç üzerinde yediğiniz elma saldırganı görünce size savunma silahı olan bir üssel durumla belirmiştir.
Yerdeki kişi yere düşen veya kendisine savunma mermisi olarak atılan meyveleri yiyecek ve beslenme olanağı olarak görüp ona göre davranışını belirler. Yerdeki kişi kendisine mermi olarak fırlatılan veya yere düşen meyveyi yemekle, beslenme güdüsü ikmal edilmiş olacaktır. Bu türden deney ve imgeler sizlerde depo olarak oluşur.
Bu bir nedenselliktir. Çünkü eylemlerimizin hem kendi üzerimizde; hem başkaları üzerinde bir etkileşimi vardır. Bu etkileşim içinde oluşmuş imgelerden hareketle üretilecek olan yeni bir tutumla, ortak mekân bağlacı içinde bilmeden sizi de kurtarmış olan birine siz de elma verirsiniz!
Bu tür deneyimler karşılıklı bir yardımlaşmanın resmidir (imgesidir). Ve kişiler duyuşlu imgelerin ortak anısıdır. Kolektif lige giden yol kendilikten bu tür kesişen alakalı alakasız davranışlarla belirir. Bu kabil yapısal davranışlar hiç kimse söylemeden ve bir vahiy olmadan ortaya konulurlar.
Sıklıkla karşılaşılan bu rastlantısal deneyimler sizin düşünce imgelerinizi oluşurlar. Bu imgeler sizi birbirinize yakın ve birbirinize yatkın kılacak zihinsel alışmalarınızı ortaya koyacaktırlar.
Sonuçta süreç birçok olgu ve olayların tarih sel tecrübesiyle sabittir ki bu yatkınlıklar bu günkü kolektif inşaya yol açacak olan alakasız alakalılardı. Yine alakasız alakalıya bir örnek daha verirsek şu söylenir.
Bir zamanlar üreten gruplar çevresinde barbar ve yamyam gruplar vardı. Yamyamalar üreticileri ve üreticilerin mezardaki ölülerini çıkarıp yiyorlardı. Üreticiler hem kendileri yenmesin diye barınak dışına kurtulmalık yiyecek bırakıyorlardı.
Üretenler hem ölüleri yemesin diye mezar başına kurtulmalık kurban sunusu dediğimiz "ölü yiyeceğini" koyuyorlardı. Hem de kendilerinin yenmemeleri karşılığında yamyamlara yine yiyecek takdim etmekle canlarına dokunulmaması karşılığında bu yiyeceği takas ediyordular.
Canlarına ve ölülerine karşı yiyecek veya kurban vermekle takas yapan ön ritüeller, zamanla yamyamların da üreten gruba dönüşmesiyle "takas"; "iki üreten grup" arasında "iki ayrı ürünün takasına" dönüştü.
Bu durumda yamyamlara verilen kurban ritüeli yamyamları ortadan kalktığı halde tapınağın içinde kaldı. Kurban ritüeli içi boş bir tapınak ritüeline dönüştü. İttifakın kutsallığı ve kutsal ittifak bu ön ritüelin içini "kutsal ittifaka gösterilen saygı anlamıyla doldurdu.
Gelecekteki köleci sistemin kendisi de kutsal ittifaktı. Hem de El ile yapılan kutsal ittifaktı. Bu ittifakın iman eden inanıcıları vardı. İnancı müminler " geçmiş gelenekle gelen kutsal ittifakın kurban ritüellerini" kendi kutsalları olan El in anlamıyla doldurdular.
Artık müminler kurbanı El ’e sunulan bir ritüel olarak sergilediler. Kurban El ‘in vahyine dönüşmüştü. Artık, "El ilahlar" sizden kurban isteyecekti. Kurbanın gerisinde böylesine bir fosil kayıtla tarihsellik vardı.
Tarihsel olan süreçte "önce canını korumak isteyen bir üreten grupla, yamyamlar arasında, cana karşı yiyecek takası" yapılan süreç vardı. Sonrasın da bu süreç "üreten iki grup arasında, farklı ürünlerin takasına" dönüşmüştü. Bunun böyle olmasını kimse demiyordu. önce yaşanıyor sonra imgesi ve düşüncesi ediniliyordu.
İkinci dönüşme şekli içinde ittifak vardı. "ittifak içinde kutsal ittifakın gruplar arası nesnel bağlantıyı anmanın ritüellik şölenlerine" dönüşmesi vardı. Gruplar arası ilk sosyal ilişkiyi tek yanlı da olsa; yamyamlara karşı da olsa, üreten gruplar başlatmıştı .
Üreten gruplar ürettikleri totem ürünü canlarının selametine bedel olarak sunmanın takasıyla başlamıştı. Köleci sistemde kurban takası, El ‘e yapılan kurban ritüeli ile yoksulların, mülk sahibinden; sistem mantığına uygun biçimde "tap ve iste” mantığına dönüştürülmüştü.
İşte ölü yiyeceği vermekle ve kendi canını kurtarmanın yiyecek takasıyla başlayan süreç; yamyamların da üreten grup oldukları durumla yamyamların da karşı gruba verdiği sunu ve kurbanlar; gelecekteki ürün takasını, üretim hareketini ve köleci kurban ritüelini doğuracak olan alakasız alakalılardı.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.