- 708 Okunma
- 4 Yorum
- 8 Beğeni
MAVİLERE ÇIKSIN YOLUNUZ DA SOLUNUZ DA
Daha çocuk yaşlarımda, tanıştım tuvalle ve ilk resim deneyimim bir fiyaskoydu. Kendimce kuş çizdiğimi düşünürken resmim Cinali’den farksızdı ama ben yılmadım çizdim gördüğüm her şeyi ve herkesi. Küçücük dünyama renk gelmişti, önceleri siyah beyaz resimler çizen ben rengârenk resimler çizmeye başladım. Zaman geçtikçe tecrübelerim artıyor ve kendime güvenim geliyordu. Bir, iki, üç derken tabloları üst üstüne diziyordum ama bir şeyler eksikti.
Ben resim çizmiyordum, resim beni çiziyordu sanki. Bir gece bir rüya gördüm, bir fırça ve bir boya tenekesi vardı, etraf beyaz tuvallerle doluydu tam tuvallerden birini alıp başlayacakken resim çizmeye tuvaller kayboluyordu ve önümde mavi bir kapı açıldı mavi kapının içinde ise mor bir kapı, kapının arkasından zorlukla görebiliyordum o büyük mor kanatları. Sonra uzun tırnaklı, kemikli bir el uzandı. Tuttu ellerimi, kalbim oracıkta buz kesti ve beni gökyüzüne çıkardı.
Gökyüzü griydi, yıldızlar ise kırmızı ve bana bir boya tenekesi daha verdi ama iki teneke de boştu. Şaşırmıştım boş boya kutusuyla ne yapmam isteniyordu? Sonra gür bir ses duyuldu -Hadi boya gökyüzünü, ayı ve yıldızları. -Nasıl, boya tenekem boş dedim. -Sen karar ver ne renge boyayacağına, teneken o renkle dolacaktır dedi ve kayboldu. Düşündüm oturdum bir yıldızın üzerine, dünyada bu kadar kötülük, kin nefret, yalan varken, gökyüzü bile bize yüz çevirmişken ne renge boyayabilirdim, karar verdim.
Gökyüzünü yeşile, ayı maviye ve yıldızları beyaza boyamaya ve uyandım. Karşımda tuvalim duruyordu ve rengârenk bir resim, hayretler içinde baktım gökyüzü yeşil, yıldızlar beyaz ve ay maviydi, tıpkı rüyamda gördüğüm gibi. Peki anlamam gereken neydi?
Bu sefer de sallanan sandalyeme oturdum ve düşündüm artık anlıyordum dünyamı renklendirme vaktim gelmişti ve açtım acıyla bağladığım saçlarımı, döndüm yüzümü güneşe ve haykırdım gırı gökyüzüne umutlarım mavi benim, umutlarım mavi!
Hayat ne kadar tuvalinizden renkleri çalarsa çalsın, renklendirip, sahip çıkacağınız bir kader sizin elinizde, yeter ki inanın kendinize.
Mavi umudun, mavi huzurun rengidir, mavilere çıksın yolunuz da solunuz da...
YORUMLAR
Kaçkarlarda göğün maviliği bir başka güzeldir…
Çocukken gökyüzünde uçan kuş olmayı hayal ederdim.
En doruklara doğru uçup dağların içinde ulaşılmayan koyu mavi gölleri görmek...
Özgürlük içinde çağlayarak akan dereye ruhumu çıkarırdım…
Resim yapmayı çok severdim… Zamansızlıktan bütün göğü tuallere değil yüreğime çizdim...
Bu yüzden dağların, denizin ve göğün üç mavilik bende ebedileşti
Şimdi mavinin senle neden bütünleştiğini daha iyi anladım...
Duyguların tertemiz
KeLeBeK EtKiSii
bende hep uçmak isterdim ama kendi kanatlarımla
hayat ise başkasının kanatlarıyla uç dedi kabul etmedim
kanatsız kaldım biliyorum Rabbim layık olduğumu verecek şairem
öpüyorum o büyük yüreğinden
Çok güzeldi şairem, ben de hatıralara daldım yazıyı okurken. Ben de orta okulda yağlı boya resim yapmaya karar verip, sınıfta bu işle uğraşan arkadaştan bilgiler alıp boyalar aldım. Resmi güzel yapardım, kuru boya sulu boya derken yağlı boya daha hoşuma gitmişti.
Bilgileri veren arkadaş bezir yağı da al deyince evin yanındaki bir küçük marketten alayım dedim bana vazelin yağı vermişler. İşte ilk resim böyle vazelin yağı ile yaptım, zor boyadım.
Resim ise denizde bir yekenliydi. Arkadaşa gelip bu yağlı boya yapmak ne kadar zormuş dediğimde arkadaş vazelinle yaptığımı duyunca kahkahalar atarak güldü güldü...
İşte o yıllara gittim şairem. Sevgiler sanatkar rununuza...
KeLeBeK EtKiSii
KeLeBeK EtKiSii
sevgilerimle