Yaşamı senden daha güzel özetleyen resim olamazdı. Dünya neydi, neydi orada yaşamak, çık çık in in bitmeyen merdivendi en çok. Telaşla çıkılan merdivenler, uçarcasına inilen merdivenler.

Merdivenlerin basamaklarını hala birer birer mi çıkıp iniyorsun. Bir ayağını ötekinin yanına getire getire merdiven çıktığın günlerden epey uzaklaştın ama yine öyle çıkmaya yaklaşıyorsun merdivenleri . Dünya yuvarlakmış gerçekten. Uzaklaştığın şeye yaklaşıyormuşsun da.

Yaşam kaç basamaklı merdiven. Her basamakta durmaya zaman var mı. Kötü merdivenlerden inip iyilerine çıkmak mümkün mü. Merdivende mi yaşasam. Bir basamakta yatarım, birinde otururum, en üst basamaktan da sana bakarım. Her yeri görebiliyorum oraya çıkınca. Fazla duramam en üst basamakta, el sallayacak kadar dursam yeter sana.

Bazı basamaklar üzmüş olmalı seni. Ayaklarına basacak kadar yakınında dolaşan ayakların artık seninle birlikte basmadığı basamaklarda fazla ağlamamalısın. Üzüldüğün basamaklarda kalakalırsan güzel basamaklara çıkamazsınki. Eline dokunan elleri yeniden tutabileceğin basamak yukarıda, annenle arandaki göbek kordonuna yeniden bağlanabileceğin basamak yukarıda, her yere telefon edebileceğin jetonların verildiği basamak yukarıda. Kuşların süzülmeyi öğrendiği yer, en güzel piknik yeri, en tenha yüzme yeri, gülümsemenin yapıldığı yer, umudun doğduğu yer yukarıda. Coşku basamağına basan dere şelale oluyormuş merdivende, sevgi basamağına basan Mevlana oluyormuş merdivende. Korkusuzluk basamağı dünyaya meydan okunan yermiş, renk basamağı siyahın gökkuşağına dönüştüğü yermiş.

Hep sorardın ya, cennete nasıl gidilir diye. Nasıl anlatsam. Cennet buraya çok yakın ama güzergah karışık biraz. Oraya arabayla gitmek zor biraz. Aslında en kolay yürüyerek gidilir. Ayağına güzel spor ayakkabısı geçir, üstüne rahat eşofman giy, ellerin boş olsun, sırtına bir çanta tak. Sevgi, sabır, cömertlik, korkusuzluk, endişesizlik, sakinlik ve teslimiyet koy çantana. Yüzüne de güzel bir gülümseme yerleştir. Şu merdiveni görüyor musun, takip et orayı.