- 248 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Hakan ve Çağlar
Hakan ve Çağlar dünyada temiz suya ulaşamayan insanların bu sorunları için çabalayan, kendilerini iyiliğe adamış iki mühendis olarak karşımıza çıkıyorlar. TRT Belgesel’de yayınlanan "su savaşları" dikkat çekici, güzel mesajlar veriyor. Fragmanında suyla ilgili önemli bilgiler de yer almış: "Su; dünyadaki hayatın devamı için yegâne kaynaktır. Bizim köklü medeniyetimiz ise deyim yerindeyse büyük bir ’su medeniyet’ inşa etmiştir. Türk Belgeselciliğini yeni bir anlatımla buluşturacak olan ’Su Savaşları’, tarihten bizlere kalan su misyonunu günümüzde de başarıyla yerine getirdiğimiz gerçeğini; ekranlardan izleyiciye taşıyor. Su Savaşları, susuzlukla mücadele eden bölgeleri temiz suya kavuşturmak çabalayan Çağlar ve Hakan’ın mücadelesini ekranlara getiriyor" (1) Belgeseli izlerken "iyiliklerin reklama ihtiyacı var mı?" sorusu aklıma takılıyor. Bence var. İyi ve kötülerden biri dünyada hakim hale gelecekse bu mücadelede iyiler ve iyiliklerin tanıtılması onları benimsetip yaygınlaşmasına katkı sağlayabilir.
Dünya’da suya ulaşmada sıkıntı çeken herhangi bir Afrika köyünde insanlara su bulmak için bütün imkanları zorluyor, çabalıyorlar. En son izlediğim bölümde programın metin yazarını(Özgün Öztürk) şu cümle sebebiyle takdir etmemek olmaz :"Köyümüze iki beyaz adam geldi. Atalarımız onların atalarını tanıyorlarmış. Kurtuluş savaşında bizim atalarımız onlara destek olmuş. Şimdi onlar bize yardım edeceklermiş." Köyün biraz uzağında buldukları suyu tahlil edip temiz olduğunu anladılar. İkinci aşamada o suyu köye ulaştırmanın bir yolunu düşünmeye başladılar. Sekiz asır önce yasamış ve birçok buluşun mucidi dahi alim, mühendis Cezeri’yi aynı anda hatırladılar. O olsa ne yapardı, diye sordular. Suyun kendi gücünü kullanarak onu taşımanın yolu olabilirmiş. Ertesi gün şehre gidip gerekli malzemeleri aldılar. Tekrar geri gelip su kaynağı yanında mekanizmayı kurdular. Sonra boruları döşeyip köy meydanında onlara merakla bakanlarla birlikte beklediler. Ve su geldi. Başta çocuklar sevinçten havaya zıpladılar.
İslam medniyetinin altın çağında (VIII-XII:asırlar) yetişmiş müslüman bilim adamlarını okullarımızda öğretilmedi ,yok sayıldılar. Matematikde Musa el Harizmi , Ömer Hayyam; Astronomi biliminde Fergani, Biruni,Hayyam; Tıpta İbn Sina,, Cerrahide Ebu Kasım el Zahravi ve mimaride Mimar Sinan’ın hayatı ve başarılarının bizim toplumumuzda yeterince bilinmemesi belki de bilimde geri kalmamızın sebepleri arasında başta gelenidir. .Toplumun önüne bazı sporcuları sanatçı(!) dedikleri lüks yaşamı özendirmekten başka işlevi olmayan basit rol modeller çıkardılar.
Tekrar su konusuna dönersek 22 Mart Dünya Su Günü olup bu vesileyle DSÖ şu bilgileri paylaşmış: .Dünya Sağlık Örgütünün ’İçme suyu, Hıfzıssıhha ve Hijyen’ raporuna göre, dünyada 159 milyon insan, içme suyunu, hijyen açısından en düşük düzeydeki ’yer üstü’ sularından karşılıyor. Raporda, hijyen açısından içme suları en düşükten en yükseğe doğru ’yer üstü’, ’işlenmemiş’, ’kısıtlı’, ’temel’ ve ’güvenli işlenmiş’ olarak sınıflandırılıyor. Rapora göre, dünya nüfusunun yüzde 71’ine denk gelen 5,2 milyar insan, ’güvenli işlenmiş’ içme suyu hizmetine erişebiliyor." (2)
(1) trt haber
(2) trt belgesel,22 mart 2019
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.