- 446 Okunma
- 2 Yorum
- 2 Beğeni
Sevgi
Nasıl da güçlü bir duygu... Aşkın daha munis ifadesi... Gerçek anlamıyla sevildiğini hissetmiş bir insan sizce çevresine zarar verebilir mi? Adaletsiz, vicdansız, erdemsiz, aç gözlü, doyumsuz biri olabilir mi? Sevgi maskesi altında kıskançlığın zehirli tohumlarını etrafına saçabilir mi? Hiç sanmıyorum. Başımıza ne geliyorsa sevgi eksikliğinden geliyor. Öyle bir eksiklik ki bu, adeta kanadı kırık oluyor insanın. Rüya dolu balonlarımızı gökyüzüne salamıyoruz.
Taş kalpli, ruhsuz diye adlandırdığımız insanlar bile içten içe sevgi için yanıp tutuşuyor. Hayvanlar, hatta çiçekler bile sevildiğini anlayınca bir başka oluyor.
Bütün insanlar masum doğuyor. Zaman geçtikçe o masumiyet sevgisizliğin, eğitimsizliğin ve zorlayıcı hayat şartlarının doğrultusunda yavaş yavaş kirlenmeye başlıyor. Bir de bakmışız ki o masum bebekler birer canavara dönüşmüş. Ne kadar ürpertici ve üzücü değil mi?
Ah! Keşke sevgi uçaktan atılan yardım paketi gibi kolay bir şey olsaydı. Keşke sevgiden insanların gözleri kör olsaydı da her şey sevgi gözü ile görülseydi ve kötülük etrafa kök salmasaydı.
Sevgi, imkânsızı imkânlı kılar, yapılmaz denileni yaptırır.
Sevgi, kendinden önce, sevdiğini sevmektir. Kendini de sevgili için esirgemektir. Şair, şu beyti ile bunu ne güzel izah ediyor:
Can için cananın seven canın sever
Canan için canın seven cananın sever
Sevgi; çok can yakan zamanlarda bile belki kalpten vurmaktır ama asla sırttan vurmak değildir.
Sevgi, saygının ikiz kardeşi... Ama daha candan, daha sıcak, daha içten, daha kucaklayıcı, daha sokulgan... Sevgimizi göstermek için büyük laflar etmeye, dönülmez sözler vermeye, hediyeler içinde boğulmaya gerek yok. İnsan gururuna, onuruna leke getirmeyelim, emeğimizi esirgemeyelim, zaten çevremize en büyük sevgiyi göstermiş oluruz. Ne demişler, hediyenin ne olduğu önemli değil, nasıl verildiği önemlidir. Siz beni anladınız...