- 1014 Okunma
- 11 Yorum
- 11 Beğeni
MEFKÜRE HANIM!
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Evinin kapısı güm güm vurulduğunda, henüz kalkmıştı akşam sofrasından Mefkûre hanım. Yalnız yaşayan bir kadındı ve o saatte birinin gelmesine de hiç alışık değildi. İçinde çarpan bir kuş kanadı, gidip kapının arkasında durdu ve seslendi.
“Kim o?”
“Hanımefendi açar mısınız kapıyı dedi gür sesli bir adam, Askerlik Şube Başkanlığı’ndan geliyoruz.”
Mefkûre hanımın yüreği ağzına geldi anında. Bu saatte niye gelmiş olabilirlerdi ki! Bir eli göğsüne bastırıp diğer eliyle kapıyı usulca aralayarak baktı. Gerçekten de kapısında birkaç asker ve bir komutan duruyordu.
Sokağa kaydı gözü bir ara, ne kadar kalabalıktı öyle!
Askeri araçlar, tepesinde kırmızı mavi ışıkları dönmekte olan bir de ambulans görünce “Hayırdır” dedi içinden “ Ne oluyordu dışarıda böyle? Niye toplanmış bu insanlar kapımın önünde?”
Daha bunlar henüz zihninden geçmişti ki, bir ateş düşüverdi içine.
Oğlu Kaya askerliğini komando olarak yapıyordu doğuda. Daha bir kaç gün önce konuşmuşlardı. “Annem seni bir süre arayamazsam sakın merak etme demişti, operasyona gideceğiz. Birliğe döner dönmez ararım ben seni!”
Heyecandan eli ayağı buz kesmişti. Aklına gelen başına gelmesin diye askerlerin gözlerinin içine bakıyordu.
“Hayırdır” dedi komutan, yanlış mı geldiniz acaba?“
Öyle desinler istiyordu içi zira. Bu tarz sahneleri televizyonda çok izlemişti. Şehit haberlerini alıp da kendini yerden yere vuran anaları, içindeki yangına rağmen Vatan sağ olsun diyerek ayakta dik durmaya çalışan babaları.
“Oğluma bir şey olmadı değil mi? Komutan! Kötü bir haber falan getirmediniz değil mi?”
“Metin olun hanımefendi. Size bu haberi vermek kolay değil, biliyorum. Ancak oğlunuz Kaya bu vatan toprakları için şehit oldu!”
Mefkûre hanım üzerinde pazen elbisesi, ayağında terlikleriyle sözlerin gerisini dinlemeden fırladı evinden dışarı. Önüne geleni var gücüyle ite ite yardı kapısında toplanan kalabalığı. Erkek kuvveti bile yetmedi durdurmaya, var gücüyle koşmaya başladığında.
Orta yaşlarda olmasına rağmen nasıl bir çeviklikti bu, peşinden koşturanlar sokağın sonunda ancak durdurabildi Mefkûre hanımı. Terlikleri ayağından çıkmış, tabanlarına batan taştan topraktan topukları da yara bere içinde kalmıştı. Ama yüreğinin acısından gayrı hiçbir acı hissetmiyordu. Bırakın beni diye çırpınırken, daha fazla diremedi ve kolundan tutanların kucağına yığılıp kaldı.
+++
Gözlerini açtığında kolunda serum, topukları sarılı bir hastane odasında yatıyordu Mefkûre hanım. Kaya’sını ilk kucağına aldığı gün, İlk okula başladığı ve üniversiteden mezun olduğu günler, bir film şeridi gibi geçiyordu gözlerinin önünden. Ana oğul neredeyse hep birlikte geçirmişlerdi mutlu, mutsuz anlarını, ta ki bugüne gelene kadar. Çünkü evin babası yıllar önce bir kadına kapılıp gitmişti evlerinden.
Vatani görevine uğurlamak için arkasından bir maşrapa su dökerken, “Sağ salim evine dönesin inşallah yavrum” dualarını sıraya dizerek, gözyaşlarını içinde gömdüğü o gün, daha dün gibiydi sanki.
Her şehit haberi duyduğunda o anne babaların acısı, evlerine düşen ateş onu da yakmış, nice göz yaşları akıtmıştı. Şimdi onlardan biri de kendisi mi olmuştu!
Keşke tüm yaşananlar bir rüya olsaydı. Ya da bir kâbus razıydı. En azından gözünü açtığında her şey eskiye dönerdi. Ancak kapı açılıp bir doktorla birlikte evinin kapısında gördüğü komutan da odaya girince biricik oğlunu, onun yaşam kaynağı Kaya’sını yitirdiğini artık iyice anladı.
Komutan, Mefkûre hanımın yatağına yanaştı “Metin olun hanımefendi” dedi. “ Acınız büyük. En az bizlerde inanın sizin kadar üzgünüz. Ama size söz veriyorum, kanı yerde kalmayacak şehidimizin!”
Nasıl olacaktı ki bu? Sonu gelmiyordu şehit haberlerinin. Sonunda evladını da almışlardı işte.
Mefkûre hanım uzanıp komutanın bir kolunu sıkıca kavradı. “Yaralı, yaşıyor demenizi çok isterdim, komutan” dedi. “İçimin yangınından anlıyorum, biricik oğlum şehit oldu benim. Ama lütfen bağışlayın vatan sağ olsun demeye de varmıyor dilim!”
Cenaze töreninde olabildiğince metin olmaya çalıştı Mefkûre Hanım. Sakindi, ağlamıyordu, Kaya’sına, biricik yavrusuna layık bir şekilde bitirmeyi bildi bu resmi veda törenini. Evine taziyeye gelenler görüyordu içinde kopan fırtınayı.
O acı ki izleri saçlarından dışarı vurmuştu kendini. Gri olan kıvırcık saçları bir gecede pamuk gibi bembeyaz olmasıyla, onu tanıyan herkesi hayrete düşürmüştü.
O günden sonra hayata küstü Mefkûre Hanım. Genelde ihtiyaçları dışında evinden dışarı çıkmadı. Bir daha ne gülümsediğini gören, ne de tek kelime konuştuğunu duyan olmadı.
Her şeyi gözleriyle anlattı, ta ki bu dünyadan göçüp gidene kadar.
+++
YORUMLAR
Billur T. Phelps
Billur T. Phelps
Tüm dileğimiz bu yönde, ancak sonu gelmeyen bir acı zinciri bu.
Nice annelerin eli böğründe kaldı böyle.
Teşekkürler ziyaretinize.
Ah...
Bizim komşumuz daha ben çocuktum, bu acıyı yaşadığında. Ben kocadım, yine aynı bela. Bitmez ki benim güzel memleketimin çilesi. Ne zaman başımızı biraz yukarı kaldıracak olsak, biri bir tokmak vurup kırıyor o başı.
İnşallah çocuklarımız gittikleri yerde daha güzel bir hayat yaşıyorlardır. Şehitler için "Onlara ölü, demeyin. Şehitler ölmez" demekte Rabbimiz.
Bir anne için ne zor bir kabulleniş. Ben dayanabilir miydim, hiç bilmiyorum.
Sen de çok güzel kaleme aldın ahvalimizi Billur'um. Ve seni gördüğüme çok sevindim. Gitme artık. Kal bizle.
Sevgilerimle.
Billur T. Phelps
Seni de uzun zamandır görmek ne güzel. Sağlık açısından inanılmaz zor günler geçirdim.
Elim ayağım tutmuyordu adeta, kaldı ki bir şeyler yazmaya başlayabileyim.
Mefküre hanım adıyla yazdığım bu hikaye yaşandı gerçekte yıllar önce. Tabi kişilerin isimleri farklıydı ve o annenin bir gece içinde çektiği acıdan gerçekten saçları bembeyaz olmuştu.
Şimdi her şehit haberini duyduğumda, o anne gelir gözlerimin önüne. Çekilen acının büyüklüğü daha nasıl belli olabilir. Rabbim kimselere yaşatmasın, kimseyi evlat acısıyla bu şekilde sınamasın.
Fırsat buldukça gelmeye devam tabi. Yazmak bizler için bir tutku zira.
:)
Merhab Billur hanımefendi, saygın kalem, neredeyse yarım asra yaklaşan terör belasını aşamadık maalesef.
Hemen hemen her gün şehit haberleriyle yüreğimiz yanıyor.
Ne diyeyim terörden siyasi rant elde edenlere, terörle bir yere varmak isteyenlere yazıklar olsun.
Artık sıradanlaşan bir günde onlarca şehit verildiğinde ulusal yas ilan etmeyenlere de yazıklar olsun.
Evet içimizi kanatan bir olayı akıcı bir anlatımla öyküleştirdiniz.
Kutlarım anlatım gücünüzün güzelliğini.
Emeğe ve sanata saygımla esen kalın.
İBRAHİM YILMAZ tarafından 4.4.2021 22:34:08 zamanında düzenlenmiştir.
İBRAHİM YILMAZ tarafından 4.4.2021 22:34:37 zamanında düzenlenmiştir.
Billur T. Phelps
Teşekkür ederim İbrahim hocam.
Umarım bu ülkemizin kaderi olmaktan çıkar bir gün. Tüm şehitlerimizin ruhu şad olsun.
Ziyaretinize de teşekkürler
Vatan evlatlarını şehit veren annelerimize babalarımıza Rabbim sabır versin oğlu şehit düşen bir annenin yaşadıklarını çok güzel anlatmışsınız terör bitmediği sürece daha çok anne ağlayacak malesef bu gerçeklerle yaşamak zorunda kalmak ayrı bir dert zaten ..bütün aziz şehitlerimizin ruhu şad olsun mekanları cennet olsun inşallah
kaleminizden dökülen sayfaları ve sizi kutlarım sevgiler saygılar başarılarınızın devamını dilerim..
Billur T. Phelps
Bir gün gözlerimizi açsak ve dünya toz pembe güzelliğinde, huzur içinde olmuş olsa.
Hayali bile güzel. Ama biliyoruz ki imkasız bir durum insanlarda bu hırslar oldukça.
Teşekkürler ziyaretinize ve güzel yorumunuza.
Sevgiler,
Acıyı çeken aileler, boylar, aşiretler, köyler, bölgeler, milletler ve devletler... ne derseniz deyin, tek bir adı var o da "ACI" dır. Yürek akan cinsten, çeken bilir ancak.
Yıllar önce doğu bölgesinin başına bela edilen ve akabinde tüm ülkeye yayılan, anaların yüreğini yakan acı haberler, yıllardır hiç eksik olmadı. Analar ümitle bitmesini beklediler, ama her dönemde ayrı bir alev aldı., bitmedi...
Ülkenin birliğini, dirliğini, maneviyatını istemeyen gizli güçler yüzünden anaların gözyaşları yıllardır durmadı; yağmur oldu, su oldu, sel oldu aktı.
Duamdır... Kimler; terör belasını doğu insanının başına musallat etiyse, her iki cihanda da huzur yüzünü görmesin inşallah... "Acısını çeken bilir" derler ya, ancak Allah bilir, kimler acıyı ne kadar çekmişler....
Anlamı ve güzel bir yazı okudum.
Saygılarımla Efendim.
Billur T. Phelps
Acıyı çeken bilir. Bizlerin uzaklardan yanıyor içi, sızlıyor yüreği. O anacıklar ne yapsın.
Nasıl biter bu acılar, nasıl gelir sonu asıl mesele budur.
Ama dünya paylaşılamayan bir yer oldukça da son bulması zordur.
Allah hiç bir anayı evladıyla sınamasın. Amin!
Anlamlı ve çok duygulu bir yazı. Tebrik ederim. Şehitlik, büyük bir makam. Ancak anlamına uygun gerçekleşmiş olması gerekir! Allah şehadetlerini kabul etsin...
Billur T. Phelps
Teşekkür ederim. Allah hiç bir anneyi böyle bir acıyla sınamasın.
Amin
İzni İlahi ile Zaman nehri akıyor
Alemi gaybdan geldik şehadete gidiyor
Şehadette bulunulan her durumda teslimiyette Allah'a koşmak her mü'min'e nasip olur inşaallah...
Askerde olup şehadete yakın olan bütün Mehmetçiğimizin Hak yanında Mahmud'u makamı kulaklarında olsun... Ayaklarına taş değmesin , Şeytanın bulunduğu şerde mültezem duvarı kabe karunağı vücudu siperinin önünde dursun ...
Şehitlerimizin şehadetini Cennet makamı içinde Huzuru Celalinin önünde tekbir kelimiyetinin dilinde cihetini mübarek kılsın Allah'ım...
Billur T. Phelps
İyi niyet dilekleriniz yerini bulsun inşallah.
Benden de kocaman bir AMİN!
Tebrik ederim, sevgili yazarım.
Tüm güzellikler sizinle olsun.
Sevgi ve selamlarımı gönderiyorum.
Billur T. Phelps
Ziyaretin için teşekkürler sevgili Gülüm,
Güzellikler hepimiz için olsun.
Bütün bu hengamenin, korkunun, adaletsizliğin, vurdumduymazlığın üstüne, içilen onca içkinin, yapılan onca duanın akıbetini sorsak?
Bütün bu gerçeklik karşısında tanrının ya da tanrıların umursamazlığından başka ne olabilir ki?
Hayat, kısa ya da uzun boylu bir tiyatro oyunu,ve her canlı kendi rolünü oynar. Ve bizler sonlanmayan bu oyunun sadece ama sadece KABAHATLERİYİZ !
Eğer bir gün, Tanrı’nın zihnine ulaşabilirsen , bütün insanlığın, canlılığın kaderini değiştireceğim.
Sevgiler... 🙏
CaNMaYBuLL
Billur T. Phelps
Her gelen kendi rolünü oynayıp gidiyor. Öte taraf var mı yok mu gerçekten
kimse bunu bilmiyor. Gelip de haber veren olmadı çünkü.
Biz rolümüzü mümkün olduğunca gereği gibi yapalım yeter
Selamlar
Ateş düştüğü yeri yakıyor. Evladını kaybetmiş bir anneye siz ne söylerseniz söyleyin, ona hiç bir etki yapmaz, çok acıdır evlat acısı, Rabbim kimselerin başına vermesin... Hüzünlüdür yaşananlar...
Billur T. Phelps
Allah hiç bir anneyi evlat acısıyla sınamasın. Bizler uzaktan yanıyoruz her şehit haberini duyduğumuzda, onlar nasıl dayansın gerçekten.
:(