- 452 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
Sizce Edebiyat Nedir? Gönül diyarımda kopmalara Sapmalara Kaçmalara çaredir diyebilir miyiz?
A- Gönül penceresini ve kapısını açarak, yenidünyalara bakmak içine doğru yürüyerek yenidünyaları keşif etmek, duygu ve hislerin içinde gülümseyerek gülümseterek yürümektir diye bilir miyiz?
B -Edebiyat olumlu düşüncelerle doludur yeni düşünceler denizinde, yelkeniyle gezintiye çıkarak yeni düşüncelere sahip olurum diye bilir miyiz?
C-Harika dünyasında hisler ve duygularla, ölmüş duygu ve hislerimi canlandırarak canlanmayı sağlarım diye bilir miyiz?
D-Gönül diyarımda uzaklaşarak kopmalara neden olan nedenleri çözmek için okurum, beni gönül diyarımda kopmalarla insanlardan uzaklaştıran ne varsa çözmeye çalışan edebiyatla şiir öykü deneme yazılarıyla baş başa çözüm ararım diyebilir miyiz?.
E-Gönül yurdundan ayrı düşmenin derdiyle yanlış yollarda inleyip dururken, doğru yola girmeye vesile olandır. Kavuşmalar için yol gösteren gönül pusulamdır diyebilir miyiz?
F-Fazla söze gerek yok, ah’lar la vah’lar la olmamak için ayrılık derdine düşmemek için uzana bir eldir diyerek, uzattığı eli tutarım diyebilir miyiz? Kabul edebilir miyiz?
G-Gölgesinde bir ömür otururum diyebilir miyiz?
H-Hayat bazen sıkıcı olduğunda bu canımı bu sıkıntıdan kurtararak, canlanmak için beraberce hayat yolunda yürürümüm diyebilir miyiz?
İ-İşittiğim bir söz vardır “Hangi kova kuyuya salındı da dolu olarak çıkmadı.” Diyerek gönül kovamı kuyusuna daldırarak güzelliklerle duygu ve hislerle doldururum, ben diyebilir miyiz?
J-Jale dışarıda ip atlarken ben okurken “Sanat, yapıtın duygulanım derecesini artıran ve zihin dünyamıza yön veren bir boyutta olması hasebiyle sanatçı, düşünce dünyamıza yön verir, diyen yazarımızın dediği gibidir, diyebilir miyiz?
K-Kendi dünyamı zenginleştirirken etrafımızı da zenginleştirmek için okurum, hatta hayata farklı manalarından yaklaşmak için formülünü içinde bularak, zihin yapımı düzenlemesine izin verir ve ruh dünyamızı şekillendiririm, diyebilir miyiz?
L-Lale kırda çiçekleri toplarken, ben okumaya devam eder yeni yaşanmışlık yolunda duygularla beraber yanında olurum, diyebilir miyiz?
M-Mana yolunda yeni kazanımlar kazanmaya devam ederim, diyebilir miyiz?
N-Nalân dışarıda oyun oynarken, ben okumaya devam eder kazanılan edebi dil benim zekâ düzeyimi geliştirir, Nalânla düzeyli bir ilişkimiz olur, düzensizlik adına ne varsa yok edebilirim diyebilir miyiz acaba ve kabaca ya da anlamca?
O-Oyalanmadan, gönülden gönül’e kurulan bir köprüdür diyerek, köprüden geçerek köprüyü kuranın gönül dünyasında bahçesinde gezintiye çıkmaktır, diye bilir miyiz?
P-Perşembenin gelişi çarşambadan bellidir, ben Salı günü çarşambanın gelişine vesile olduğunu bileyim diyebilir miyiz?
Q-Q ‘mu yükseltmek güçlendirmek sevindirmek için çok okumalı edebiyat dünyasında gezinmeliyim, diye bilir miyiz?
R-Rüyalar âleminde değil gerçekler âleminde gönül dostları Mevlana’yla, Yunusla, Sultan Abdalla manevi dünyalarında gezinmektir, diye bilir miyiz?
S-Sabrın sonu selamettir diyerek,
Gönül semâmın yıldızı, Sitârem,
Ucasar’dan çıkıp gitmek tek çarem,
“Kalanlara selâm olsun.”, yol, payem.
Avareyim, “Gel, gör beni aşk n’eyledi”?
—– 0 —–
Yola revân oldum bir lokma aşa.
Zor ulaştım Hünkâr Hacı Bektaş’a.
Yâr olmadı gül, hiç bu garip kuşa.
Ya nasip! “Niçin ağlarsın ey bülbül”?
—– 0 —–
Senden ayrılınca Hak’la özleşmek,
Kaderde “Sarı Çiçek”le söyleşmek,
Tapduk Baba’yla da varmış sözleşmek.
Sitârem, “Gönüller yapmaya geldim”.
—– 0 —–
“Od”un yanıyor gönül tandırında.
Eğriliğe yer yok, dostun bağında.
Hâlin de doğru olsun kelâmın da.
Yoksa sîgâya “Molla Kasım gelir”.
—– 0 —–
Kova kova suyla dağlar aşılır.
Hayret makamında sabra şaşılır.
İlâhî aşka sıdkla ulaşılır.
Tut beni, “Allah sana sundum elim”.
—– 0 —–
Çilehane de taate çekilir,
Sirkeyle çavdar ekmeği yenilir,
Kırk gün sonra mâsivâdan geçilir,
Ey Allah’ım, “Ayırma beni senden”.
—– 0 —–
Kolay mı şiir yazmak, mısra dizmek,
Dil bilmek, Türkçeyi imbikten süzmek,
Sözlü geleneği, “Dîvân”ı çözmek,
Hece, aruz?.. “İlim, ilim bilmektir”.
—– 0 —–
Bilmez mîrim, kimi ne yapsan bilmez.
Edep bilmez, hâl bilmez, vicdan bilmez…
Her gönül de aşkı Allah’tan bilmez.
Gerek yok, “Aşksızlara verme öğüt”.
—– 0 —–
Yunus’la söyleşmek için meşk etmek,
Yunusça bilmek, Yunusça düşünmek,
Hakikat meyvesini dermek gerek.
Bu yüzden “Gel, gidelim dosta gönül”.
—– 0 —–
Yunus der, “Mal da yalan mülk de yalan”.
Ömrümüz geçiyor, doluyor zaman.
Boşuna bu hırs, beyhûde bu yalan.
Nevşehrî, “Bu dünya kimseye kalmaz”!
Diyerek gönül dostu Yunusla gezinmektir diye bilir miyiz?
Ş - Şair yazar gönülden yazar, şairle yazarla yol almaktır, diyebilir miyiz?
T-Tut ki o an yalnızdım, yalnızlığıma arkadaş sırdaş oldu, diye bilir miyiz?
U-Uzak diyarlarda gelip kapımı çalan bir dosttur, diye bilir miyiz?
V-Vazgeçmek yoktur hayata tutunmak insandan uzak kalmak diyen, edebiyatla insana doğru yolculuk yaparım, diye bilir miyiz?
Y- Yaşadığımız hayatta kalabalıkların yalnızlığında yaşamak daha da zorlaşıyor, bu kalabalıkların yalnızlığına, bir renk neşe sunmak için renk katmalıyım, diye bilir miyiz?
Z . Zaman zaman şarkı sözü yazarı sanatçımız Fikret Kızıl Okun dediği gibi mi, dersiniz?
Bir gün olsun unutunca
Dışımda kalıyorsun
Oysa seni düşününce
İçime sığmıyorsun
Zaman zaman o zaman
Zaman zaman o zaman
İşte kendimi insanları hayatı gülümsemeyi bulduğum zamanlar bu zamandır, der miyiz?
Mehmet Aluç
YORUMLAR
Edebiyat mutluluktur mu desek? Her şeyin başı okumak ve de ''OKU'' Allah'ın ilk emri, okumadan olmaz, okumalı ve de okutmalı çocuklarımızı... Kutlarım Mehmet kardeşimi içtenlikle...
Mehmet Aluc-Kul Mehmet-
Mehmet Aluc-Kul Mehmet-
Mehmet Aluc-Kul Mehmet-
Mehmet Aluc-Kul Mehmet-
Söylediklerinizin hepsi geçerli hocam
"efradını cami, ağyarını mani" tabir edilen durum karşımda
Sözün özü yazınızda tastamam
Kuşkusuz ben bu kanıdayım
Başkası farklı şeyler de söyleyebilir
Kişisel kanaatim odur ki, Edebiyatı salt güzel ve etkin söz söyleme sanatı olarak almak hatalı olur
Daha ziyade "sanat sanat içindir" ekolüne uyar bu tutum
Oysa edebiyat insanlara, topluma, insanlığa yön vermenin aracı olmalı, olabilmeli derim
Kuru kuru yaşamı söze dökmek ya da yazıya geçirmek neye yarar?
Hani derim ki, güzel ve etkin söz söylemenin sanatı olmak elbet edebiyatın şiarına uyandır ama bu bir vasıtadan öte gitmez ki
Mesela süslü nesir tabir edilen bir yazı türü vardır
Vardır da, ne verir okuyana? Bunu da sorgulamak gerekmez mi? Söz sanatlarıyla yoğrulmuş ağdalı bir dil
Belirli bir çağın hakim dil edebiyat ögelerine uyduğu şüphe götürmez de
Söz sanatlarının tüm inceliklerini sergileyen bu tarz cambazlıklar eğer okuyana fikir, duygu, değer düzleminde bir şey vermiyorsa, hakka adalete, hakikate, gerçeğe, gerçekliğe temas etmiyorsa madrabazlıktan öte nedir diyesim var hani
Böyle biri muazzam bir söz veya yazı ustası olsa malayani bir hava estirmez mi?
Elbette yazar ya da şair kişisel dünyasının çalkantılarını, buhranlarını konu edebilir
Psikoloji, benlik, ruhsal dünyamız; gerçeklik alanı değil mi bunlar da?
Ne ki, bireyden başlayarak genişleyen halkalarla topluma, dünyaya, evrene açılmakta gerekmez mi?
Yığınla zulüm, adaletsizlik halleri de var yeryüzünde, bunlar nerede?
Şu kadar ki, toplumculuğun ardına saklanarak "sanat toplum içindir" şiarını bahane ederek sanatsal çıtayı düşürmekse hayır, kocaman bir hayır elbette
Nihayet, konu geniş hocam
Ne söylesem virgülü aşmaz
Öyle güzel açılım yapmışsınız
Benim ki, açılıp saçılmak misali göründü birden
Aman Tanrım, aman ya rabbim diyor ve noktalıyorum sözü
Yüreğinize, emeğinize, kaleminize, kelamınıza bereket
Saygı ve selamlarımla benim hocam.
levent taner tarafından 2.4.2021 13:24:26 zamanında düzenlenmiştir.