- 594 Okunma
- 1 Yorum
- 1 Beğeni
İNSAN OLMAK
İNSAN OLMAK
Dünya kuruldu kurulalı gelmiş geçmiş bütün uygarlıklarda; kadınlar "erkek egemenliği" dayatması altında ezim ezim ezilmişlerdir.
Hele de toplumsal yönetim rejim sistemleri içine; "arap-emevi" adet, örf, gelenek ve töreleri dahil olunca, kadınlar "erkeğe köleliğe" kadar basite indirgenmiştir.
Kadınları köle pazarlarında alıp satmayı, ister azat edip ister kuma gömmeyi kendine mübah, buna itirazı da kadına günah olarak gören erkek egemenliği zihniyetinin dibinde cehennemle ceza korkusu, cennetle ödül umutları vaadi yatmaktadır. Bence bu yöntem kadını uyuşturup uyutarak aklını teslim almaktır.
Erkekler muhtelif yaşam ihtiyaçları ve cinsel şehvet ihtirasları için kas gücünü kullandı da; kadın kendi özgürlüğü için akıl gücünü kullanmadı, kullanamadı. Daha doğru bir ifadeyle; erkek kullandırmadı.
Oysa kadın aklı erkek aklından daha hızlı gelişiyor ve çabuk evrimleşiyordu.
Bu satırlarımı okuyan erkeklerden bana kızanlar olabilir, hepimiz böyle değiliz diyebilir. Haklılar. Herkes aynı kefede değil elbette.
Fakat; dışarıya karşı sosyal demokrat görünüp de, evinde eşine diktatörlük yapan, terör estiren çok erkek tanıyorum.
Kimbilir sosyal medyada; şiirlerinde ve yazılarında klavye kahramanlığı yapan ben de buna dahilim de, farkında bile değilimdir.
Aslında; insana şiddet dediğimiz şey; sadece fiziki, fiili ve sözlü baskı yaptırımları değil ki.
Psikolojik şiddet denen bir sinsi şiddet yöntemi var ki, içler acısı...
Geçen gün Doçent Dr. Şafak Nakajima hanımın bir makalesini okudum. İnanın aklım tutuldu. Bu makaleden aklımda kalanlardan birkaçından bahsetmek gereğini duydum.
Psikolıjik Şiddet;
1-Kadını "yok saymak" yani sıfır alaka.
2- Küsüp sırt dönmek.
3- Duygusal ve cinsel mesafe koymak.
4- Sessiz baskı kurarak sindirmek.
5- Küçük düşürücü isimler takmak.
6- Sürekli eleştirmek, aşağılamak, korkutmak, acındırarak duygusal şantaj yapmak, umursamamak, parasız bırakmak.
7- Yersiz ve mesnetsiz kıskançlık.
8- Güven duvarlarını yıkmak.
9-Kadını hemcinsleriyle kıyaslamak.
İşte bunların tamamı psikolojik şiddetin ta kendisi, en tehlikelisi, hatta tedavi gerektiren bir nörolojik hastalık.
Biz erkekler sahiplenmeye, yönetmeye, tahakküm kurmaya ve güya kadını koruma adı altında ilk defa "erkek egemenliğini" kurmaya çalıştığımızda; kadın " Beni kime karşı koruyacaksın"? sorusunu sormadı.
Sorsaydı, direnseydi keşke...
Erkek kadına musallat bela olmazsa, kadını korumaya ne gerek var arkadaş?
Ya da kadını kimden koruyor erkek? Gölge etme başka ihsan istemem demedi, diyemedi kadın.
Dedirtmedik.
Kimse cinsiyetini seçerek gelmiyor ki bu dünyaya... Bu nedenle; cinsiyet farkını anlarım da, cinsiyet üstünlüğünü anlamakta zorlanıyorum doğrusu.
Kadını erkeğe bağımlı kılıp basitleştiren mantığa, kör zihniyete lanet olsun.
Çoğu toplumlarda kanayan bir yaradır erkek egemenliği.
En üzüldüğüm ise; aydın erkeklerin kadın haklarını savunurken, kadınların erkeklere biat etmeye canı gönülden razı olması.
Bu konuda çok cevapsız sorular var kafamda.
Peki buna hangi nedenler kapı aralıyor?
Bu sorununu nasıl tesbit etmek ve nasıl çözmek gerek?
Hangi zihniyet namusu kadına tapuladı?
Niye tapuladı?
Erkek kendisini neden ve hangi hakla namus çemberi dışına atar ki?
Örneğin;
adına zina denen şey tek başına yapılmaz, yapılamaz.
Zinada ortada bir suç varsa, bu ortak suçtur.
Peki bu ortak suçtan, neden erkek 80 kırbaçla kurtulur da, kadın recm ile taşlanıp öldürülürki? Sizce bu adaletli bir yargılama mı?
Sonuç olarak demem şu;
İnsanlığın tek kurtuluş yolu, bilim, eğitim, ahlak ve akıldır.
Bu yola önce kendimizi sorgulayarak başlamalı, önce kendimizi, sonra etrafımızı aydınlatmalıyız.
Bir canlı için insan olarak doğmak şans; insan kalmak "düşünebilmektir"
Saygılarımla
Ozan Figani Erdem Gümüş
İzmir
01.04.2021
YORUMLAR
Tebrik ederim üstad.
Derin bir konu açılmalı açıklamalı daha geniş geniş yazılmalı..kısa olmuş..saygılarımla
Bir varsin Bir yoksun
Düşündürücü değilmi