HİKAYE
HİKAYE !
Her çocuk için ana…kutsaldır.Anne için de çocuk,O’nun can parçasıdır.Et ile kemik gibidir.Nasıl ki et kemikten ayrılamaz.Bir anne için bu öyledir.Ayıramaz hiçbir vakit kendinden,bağa,bahçeye,okula,hatta gurbtte olsa bile.
Benim içinde Annem; Bazan sevgili,bazan arkadaş,bazan da eş olmuştur zaman zaman.Bunu niçin söylüyorum derseniz…yanı nasıl sevgili oluyorsunuz ananızla derseniz,tarlaya giderken hep anamla giderdim.Elde kazmalarımızla .Bir eş olmuşuzdur ikimiz bir arada.Arkadaş olmuşuzdur.Yapım (İnşa)aşamasında olduğumuz evimizin planlarını yaparken.Bazan da usta – çirak olmuşuzdur her ikimiz birbirimizle.
Bazen de öğretmen-Öğrenci olmuşuzdur birbirimizle.Birbirimizle diyorum çünkü, çoğunlukla öğretmenliği kendisinden alıkoymasa da ,zaman zaman da öğretmenliği bana verir kendisi bir öğrenci gibi dinlerdi sözlerimi.Makul ve mantıklı hareket ettiğimi somut bir şekilde anlattığımda da memnuniyetini ifade ederdi.
Hatta bir keresinde memleketime gittiğime ;Şimdiki oğlan kardeşimin oturduğu evin salonunda kafamı duvara yaslayıp oturduğumda ,annemin diğer kardeşlerimin de bulunduğu bir ortamda ,kafamı mahsus duvara yaslayıp,(Ooof bu duvarı kim yaptı böyle eğri buğru ,hiç yumuşak durmuyor yastık gibi ) dediğimde …Annem ‘’ Onu sen yaptın unuttun mu yoksa …bu evin planını da beraber yapmadık mı der demez ,kız kardeşim ‘’Ne yanı siz usta mıydınız’’ diyerek tasdik edercesine diğer küçük kardeşlerime de duyurur bir şekilde söylenmesi de çok hoşuma gitmesi.Diğer kardeşlerimin küçük olmasından olayı bilmesi erbabında bir hatırlatmadan ibaretti.
Yine bir yaz günüydü.Mısırlar neredeyse boy vermeye başlanmıştı.Birinci kiyan(Çapa) mıydı yoksa 2.kiyan mıydı tam hatırlamıyorum ama, bu sıcağın altında mısırlara önce birinci kiyan da mısır tarlasında bulunan otu,çöpü,börtü,böcü vs. nesi varsa mısır fidelerinin yanından uzaklaştırmak,2.kiyan da ise ,mısırın köklerine nozotizeyi sağlamak (Toprağın nemini-gübresini)için toprağı mısır köklerine kazma dediğimiz alet ile yanaştırmak bir tümsek şeklinde mısır fidanlarının köklerine toprağı taşımak beslemekti amacımız.
Böyle bir gün olacak ki o sıcak ,kanter içinde kaldığımız anlarda dinlenmek için kızılağacın gölgesine sığınır,orada bir arkadaş gibi konuşurduk annemle.Güzelim Annemle.Onun için Sevgilim annem diyorum ya işte anladınız mı şimdi.
Vakit bu zamanlardan birinde olacak ki…etmiş olduğumuz yarenlerden birinde;Bana oğlum demezdi.Hep ismimi çağırarak seslenirdi.Hep bana saygı gösterirdi. Nasıl yani derseniz o konuyu başka bir zaman anlatmak koşuluyla…Ve o gün de öyle ismimle hitap ederek.’’Konuş bakalım .Askerliğini sağ-salım bitirdin.Evin büyük oğlu da sensin’’ Der demez bende sululuk ederek,aslında bu konuda çok sıkılgan olduğum halde ,annemden güç alıp, söylediklerine-sorduğuna muziplik olsun amacıyla .Ne diyorsun anne? Ben daha askerliğimi yeni bitirdim.Mesleğimi daha ele almadım demeden.Sanki sorduğu soruyu anlamadım cinsınden,ee ne olacak askerden geldiysem,ne olacak şimdi dediğimde de .’’ Ne olacak ne demek,askerliğini bitirdin evlenecek yaşa gelmedin mi? Hayatında biri yok mu,yanı sevdiğin kimse yok mu?Yoksa… ‘’ Dediğinde .Olmaz olur mu Anne!Anne ee.diyerek söze başladım.’’Eee öyleyse’’ dediğinde de ..Peki,peki.Bak! Ayşe,Neşe,Sevgi, diye başladım.
Fatma,Nezahat ,Nimet,Filiz,Gönül,Ebrar,vs.hangisini söylesem ki…ismini bende bilmiyorum aslında.Sen seç Anne! Dediğimde …’’Fatma olmaz ki o senin kardeşin’’ dediğinde niye olmaz.Başka Fatma tükendi mi bu memlekette dediğimde de ‘’Olmaz olur mu? Bizim Memlekette de hatta köyümüzde de Fatma’dan çok ne var ki’’ der demez.Değil değil.Başkasını seç derdim hep.
Dinlenme anında başka bir zamanda da ‘’Nimet kim’’ dediğinde;Aslında sen çok iyi biliyorsun…’’Nasıl yanı ben tanıyor muyum ?’’ dediğinde de.Elbette tanıyorsun .Hatta biraz önce yanından geçtik dediğimde ..bir an afarlar gibi bakar oldu sonra da ‘’Ne yanı sen benimle dalga mı geçiyorsun ‘’dediğinde de ..ne dalga geçmesi biraz önce öğle yemeğini yemedik mi?’’Eeee? ‘’ Eee ne eee si. ‘’Oğlum burası ıssız bir yer karşıki tarladan da kimse geçmedi’’ Dediğinde gülmekten kendimi alamadım. Benim kinayeli gülüşümden işkillenip,olduğu yerden kalkıp mısır köklerine çapasını vura vura sanki hışmını onlardan aldığını görünce de kızma kızma . O dediğim sevdiğim Nimet ti.Yani yediğimiz yemek idi dediğimde..büsbütün yanımdan uzaklaşarak,hemde somurtarak biraz ötede hırslı,hırslı çapa yaptığını görünce,hem gönlünü almak için yanına yaklaşarak ,Sen bana söz ver denize yüzmeye izin vereceksen senin yerine de ben çapalayacağım burayı.Yeter ki izin ver ve nereye kadar yapacağımı söyle dediğimde..’’Ne söylerim ne de bişe’’ deyip,aslında benimle konuştuğu halde senle konuşmuyorum der gibi hayıflandığı bes belli ediyordu sevgili Anacığım.
Aslında her genç askerliğini yapsa da yapmasa da evlilik çağına(Zamana) geldiğinde evlenmeli,yuva kurmalı ,üremeli.Dinimizce de caiz olan evliliğin müstesna bir gelenek olsa da bizde olgunluk yaşı 27-28 hatta otuzlu yaşlarda evlenenler çoğunluktaydı.
Lisede okurken bende bir kız seviyordum .Ama kızın ismini bilmiyordum.Platonik (Tek yanlı bir sevgi bu)Çünkü Lisede gündüzlü okuduğum sırada Tophane’de kaldığım evin bahçesinde görmştüm.Aslında o bahçe kaldığım evle bitişik olmasına rağmen bahçe , ev sahibime ait değildi.O sene henüz başka okuldan bu okula nakloluşum 2.sınıfımın 2.yarısıydı.Türlü türlü anarşının kol gezdiği,kardeş kavgalarının ayyuka çıktığı,güzelim memleketimin pahalılıkta (Enflasyonda % 100 olduğu ) dönemlerdi.
Yaz başlangıcıydı,ve bir hafta sonu yattığım yataktan bahçedeki konuşmaları duyar duymaz uyandığımda,camdan bahçeye dışarıya baktığımda ,uzun saçlı annesine su götüren bir genç kızı ilk gördüğmde ,sanki içime bir cız eder gibi..nede güzel bir kız,sarışen saçları,hemde upuzun,entarısı de çok güzeldi.Ya da bana öyle geldi bilmiyorum.çiçekli dik yaka gömleğiyle parlak yüzlü bu güzel kız bana doğru koşar adımlarla gelirken, sanki sen de mi su içersin dercesine diyeceğini zannederek tam yanıma yaklaştıktan sonra aniden pike yapıp,yanımdan sıyrılıp uzaklaştığını gördüm.
Görüşüm elbette ilk gördiğüm anlardan itibaren hemen hemen her akşamları okuldan çıktıktan sonra kaldığım evin aşağısındaki sokak ta arkadaşlarıyla yakan top oynarken görüyordum.Ama neyin nesi?Kimin fesi misalinden kimseye de soramadığım için bilmiyordum.Sebebine gelince şimdilerde bilmem ama,o zamanlarda değil Mahallenin ,hatta o ilin en tutucu ailelerinin bir kızı oluşu nedeniyle korkumdan olacak ki fazla teferruatlı öğrenemedim.
Zamanla öğrendim ki..Ticaret Lises’ne gittiğini,aynı yaşta olduğumuzu ,o da benim gibi 2.sınıfa gittiğini farklı okularda okuduğumuzu babasının hacı diye çağrıldığını , babasının da sinirli bir inşa-yapı ustası da olduğunu arkadaşımdan duymuştum.
Ve gel zaman git zaman …platonik bir aşk yaşayarak ..sanki çarçabuk okulum bittiğinde de ,yaşım daha gelmeden ,tecili mi de yapmadan ÖSS sınavlarından hemen sonra askerlik kararımı Rize/Pazar şubesinden aldırarak İskenderun’a 1.Deniz Er Eğt.Alay Komutanlığına askerlik yapmaya koyuldum.
Askerliğimi yaptığım çarşıya izinli çıktığım sırada arkadaşlarımla çarşıda gezinirken herkes bir kart postal alıyordu.Kimi annesine-Babasına,Arkadaşına,Amcasına ,dayısına Vs. bir yerlere bayram tebriği veya sevgisini belirtir bir şekilde yarenine yukarıda gördüğünüz kartpostallarından herhangi birini yollayıveriyordu.
Ben ise bunları görünce ,sadece bir hüzün kaplardı.Sanki benim sevdam –sevda çiçeğim yokmuş gibi…Oysa ,elbette vardı.Ama ne yazık ki ismini bilmiyordum.Öğrenememiştim bir kere…Ağğğ kafam.Niye öğrenmedim diye de pişmanlık a duymuyor değildim hani?Nafile geçmiş.Şimdi ise ben çarşı iznimde bu kartpostaldan almamamın sebebi buydu herhalde.
Askerliğim bittiğinde de ; yine böyle kuru sıcak günlerden,dinlenme anında annem sorduğunda bu sefer ciddi ciddi, falan yerden,falanın kızıymış , ama adını bilmiyorum dediğimde de …Zavallı Anacığım ‘’Hikaye okuma HİKAYE ! Demez mi.
Sevda bu ya! Hiç aklımdan çıkmaz …yanıp tutuşmuşum.Kimsenin haberi olmaz.Sanki Leyla ile Mecnun Misali gibi. Gittikçe eriyip bitap düşüp yatağa düşünceye kadar.
Neler çektim neler …kısa keseyim,biraz ayağa geldiğimde beni gören anam,ciddi ,ciddi babama söylemiş.Babam da küçük amcama kalk gidelim bizim oğlana bu kızı kaçıralım diye yola koyulduk.Yola koyulduk ama ne bilelim bizim kamyonun tam onların köyün rampasında lastiği patlayacağını.
Neyse ki lastiği yapana değin köydeki ışık yanan evden birkaç kişi yardım ederek lastiği yaptıktan sonra arkadaşım olan yakın köye gittik.Güya sabahleyin kaçıracağımız kızı,yanı sevgilimi-zevcem olacak kişiyi önce bu eve götüreceğiz.Kızı kaçırdığımızda bizim evden jandarmalar tarafından arandığımızda bu evde kaldığımızdan dolayı bizi bulamıyacaklarını işlemleri tamamlandıktan sonra ortaya çıkacağımızı kavlıleştirmiştik.
Ama ne yazık ki daha önceden haber verdiğim arkadaşım ailesindeki konuşmalara şahit olan küçük kız kardeşi yakın köyde bulunan okul arkadaşına,kaçıracağım kızın kızkardeşine haberi uçurmuştu bile.
Bu şartlar altında aile de münakaşaya girişmişler, bizim orada kalmamız sakıncalı diyerek bizi eve almayıp, kimimiz şoför mahalinde,kimimiz ise kamyonun karisörunda sabahı sabah ettikten sonra o köyde bulunan kampı kaldırıp,şafak sökmeyle kaçıracağımız kızın evin aşağısına kadar geldiğimizde ; eli silah tutan o köyün genciyle –ihtiyarı ile başladık çatışmaya.Hem (maskot-şakacı)küçük amcam ,sen kim kız kaçırma kim dercesine-söylenerek-yüzüme vurarak. Tam o sırada babamın ayaklarının baş parmak arasından seken kurşun değmez mi.Babam tam ‘’Vuruldum ‘’ der demez …bende (Emine) diyerek-bağırarak yaptın yapacağını diyerek avazım çıktığı kadar bağırdığımda da ,silah sesleri duyulduğunda da Jandarmalar hemen bizi kelepçelediler zaten.
……………………………………………………………………
En sonun da mahkemeye çıktı ğımızda da Hakim Beyefendi.’’SİZİNKİ DE HİKAYE’’ Derken hem anamın o hikaye aklıma geliyor hem de emelim olan bu kız kaçırma hikayesi de bir hüsran oluyordu.
Onun için diyorum ki Anam-Anam-Anam.1932 doğumlu olsan da Sen çok Yaşa anam.Sağlıklı-Ağrısız sızısız.7 yerden ameliyatlı olsanda …vefakar-cefakar,gurbette olsak da başımın üstünde yerin var Anam.Başımızdan eksik olma ANAAAAAM ! .Babam Rahmeli olsa da Gani-Gani Rahmetler diliyor.Tanrıdan Taksiratlarının afolunmasını diliyorum.
Bu bir hikaye olsa da ,ANNEM’İ , birde Eminem Türküsünü çok seviyorum.Sevgi ve Saygılarımla 31 Mart 2021 BURDUR
EMİNEM!
Ne annem var ne babam
Gurbet elde yalnızım
Bir Eminem var idi
Ondan ayrı kalmışım
Eminem çok güzeldir
Bir tanedir bir tane
Gözleri mercan gibi
Saçları tane tane
Ben ölürsem uşaklar
Eminem ne edecek
Onun da kimsesi yok
Ne yanlara gidecek
•Rahmetli Erkan Ocaklı