- 407 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
KESİŞTİĞİMİZ NOKTA
Hayıflanmalarımız yaşadıklarımızdan değil, zamanla uyuşturamadığımızdan kaynaklanıyor. Yaşadıklarımızı tesadüflerle açıklamaya çalışmak kolaycılıktır. Kiminle nerede, nasıl, hangi şartlarda karşılaşabileceğimizi bilebilir miyiz? Bilebilsek hayatın anlamı kalır mı? Veya hayatın cezp edici sihri olur muydu?
Yaşantımızda zamanla, mekânla şartlarda uyumu dengeyi sağlayabilmeliyiz. -sanırım tüm deneme yanılmalarımız bunun içindir- Ardı sıra memnuniyet gelebilir. Bunun için hayallerimizi canlı tutmalıyız. Hayallerimiz, hayatımızı şekillendiren olasılıklar bütünü değil midir? Yeri gelir hayallerimiz yaşam enerjimizin odağını oluşturur. Hayatımızın labirente dönüştüğü durumlar olur. Hayallerimiz devreye girer çıkış noktası için kılavuzluk ederler.
Hayallerimizi sınırlılıklarından kurtarabilmeliyiz. Hani dilimize yerleşmiş bir söz vardır. “olmayacak duaya âmin denmez” bu söz hayallerin kuşatılmasını örneklendirebilecek, durumu açıklama açısından önemlidir. “Ya kabul olursa” diyebilmek daha kazançlı olmaz mı? İnsan zihninin düşünebildiği; olabilirlik adına ihtimaller içinde değil midir? Büyük çıkışların temeline bakıldığı zaman genellikle “boş hayaller” nitelendirmesi görülür.
Hayallerimizin oluşmasında edindiğimiz deneyimlerin de etkisi büyüktür. Deneyimlerimizin temeline baktığımız zaman orada hüsran, bozgun, dağılma, toparlanma, mutluluk, başarı, başarısızlık vardır. Zaten bu kavramlar değil midir hayatı anlamlandıran? Daha açık söyleyişle hayatı düz çizgi olmaktan kurtaran, inişleri ve çıkışlarıdır. Önemli olan her çıkışın ve inişin sonsuz olmadığını kavramaktır. Bu yönde düşünebilmeyi öğrenmektir.
İnsanı insan yapan en temel özellik sevgidir. Bu temel değerin ilk adımı da hayallerimize dayanır. Sevgi, hayallerimizde şekillenmeye başladıktan sonra tüm benliğimizi sarar. Hayaller doğal olarak kişiden kişiye farklılık gösterebilir. Sevgi için aynı şey söylenebilir mi? Sevgi hayatın kaynağı, ortak değerdir. Her insanın katıksız ihtiyaç duyduğu bir gerçektir. En canisinden, en kâmiline kadar insanın sevme ve sevilmeye ihtiyacı vardır. En büyük sermayemiz, yüreğimizde taşıyabildiğimiz sevgidir.
Yüreğin sevgiyle doldurulması önemlidir. İnsan yüreği boş kalmaz, sevgi yoksa yerini kin, nefret doldurur. Hayata sevgi penceresinden bakmak olduğu gibi nefret penceresinin varlığı da gerçektir. Sevgiyi gerekçelerin arasına sıkıştırmamak lazımdır. Sevginin gerekçeleri olamaz. Sevgide neden sonuç aramak ahmaklıktır. Sevgi arılığın duruluğun, göstergesidir. Sadece sevgi hissedilir, hissettirilir.
Kendi gerçeklerimizi, gözyaşlarımızı, hayallerimizi harmanlayıp bize özgü sadece bizim anlayabileceğimiz bizim hissedebileceğimiz, keşfedilmemiş duyguların sarmalında büyülü sevgimizi oluşturdum/oluşturalım; çizgilerimizin kesiştiği noktada. Her birimize varlığımızın güç verdiği hissini doyarak yaşayalım istiyorum. Varlığın, var olduğunu bilmek bana güç veriyor biliyor musun? Paralelinde değil yancağızında olmak istiyorum. paralel çizgilerin yazgısı hasretten başka nedir ki?
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.