SEVGİ DOLU BİR YÜREK: Elif YAVAŞ ... VE 14 ŞUBAT AKŞAMI GELEN BİR MEKTUP!.. (2)
SEVGİ DOLU BİR YÜREK: Elif YAVAŞ
... VE 14 ŞUBAT AKŞAMI GELEN BİR MEKTUP!.. (2)
Yurdumuzun dört bir bucağından şiir aşkı için gelen arkadaşlarımızla iyice kaynaşarak sıkı sıkıya edebiyat ile ilgili konuları yaparken ve bazen de istemeden ülkemizin geleceği ile ilgili görüşlerimizi de sohbet aralarına sıkıştırıyorduk. Hiç bir arkadaşımız siyaset yapmadığını, memlekette olan durumları değerlendirme yapıyorduk. Fakat genelde şiir, etkinliklerdeki anılarını ve eserlerini basıma hazırlayan arkadaşlarımızın daha fazla yoğun olduğu konulardı. Elif Yavaş öğretmenimiz zaman zaman konuşmalarımıza iştirak etse de, genelde dinlemeyi tercih ettiğini gördüm. O mütevazi duruşu, konuşmasında özenle seçtiği gelimeler, insanın zihnine kazıdığı düşünceler dikkatimizden kaçmıyordu. Çok genç olmasına rağmen bir çok konulara vakıf olması beni memnun ediyordu. Çok kitap okuduğu, araştırmalar yaptığı, bilgi dağarcığında muhafaza ettiğini ortaya koyuyordu anlattıkları ile. Böyle gençlerimizin olması hayalini düşledim yıllarca. Fikri çalışmalarım hep o yönde olmuştu. Günümüzde çok az gencimizin bilgi fakiri olduğunu gördükçe geleceğimizin karanlığa doğru gittiğini düşünerek kendimizi harap ederken, yarınların aydınlık olacağı ümidi ben de tükenecek noktaya gelmişti. Ta ki Elif YAVAŞ öğretenimizi tanıyana kadar içimden karartılar, zihnimden karabulutlar gitmemişti. Demek ki; bizim göremediklerimiz veya şimdi gençleri yakinen dinlememenin eksikliği idi belki de bu umutsuzluklar. Şimdi Elif öğretmeni görünce, ruhumda, yüreğimde dirildi. Ufkum açıldı. Geleceğimizi aydınlık görme aşkı düşmüştü yüreğime onu dinledikçe...
Cuma günü geziler yaptık. Elif YAVAŞ öğretmenimizle hiç ayrılmadık. Hep beraber dolaştık Çan’ın muhteşem sokaklarında. Tarihi evleri, camileri ve kurtuluş savaşındaki hatırların iz bıraktığı sokaklarla sohbet ettik. Şehitlerimiz bizim sesimizi duydular mı bilmem ama biz onların zafer ve şehadet çığlıklarını duyduk. Çok duygulandık o günlerin şanlı savaşımızı anımsayarak. Elif öğretmen Çan’ın, Çanakkale’nin öz toprağından olması onu derin araştırmalara adadığına şahit oluyordum anlattıklarını duyunca. Geçmişimizin kahramanlık izlerini sürerken o daha bir ruh haline bürünürken gözleri nemleniyor, sesi titriyor, dudaklarından çıkan kelimeler bazen kurşun gibi yüreğimize saplanıyordu. Vatan, millet sevdalısı bir yürek! Nene Hatunların sanki bir kopyası idi...
Misafirhanenin çardağında çay keyfi yaparken ilk eserim ’’ Uzaklardaki Yalnızlığım’’ şiir kitabımı Elif YAVAŞ öğretmenime imzalarken elimin titrediğini fark ettim. İlk kitabım olması nedeniyle tecrübesizlik, eksiklikler vardı kitabımda. Biraz da aceleyle bastırdığım kitabımdaki eksiklikleri gördüğünde üzülecek diye korkuyordum. Şakağımdan terler akarken:
_ Elif öğretmenim, ilk kitabım ve eksiklikleriyle kabul buyurmanızı rica ediyorum, diyerek imzaladığım kitabımı takdim ettim ona.
Çok mutlu olmuştu. Tatlı gülümsemesi ile teşekkür ederek kitabımın sayfalarını bir karıştırdı şöyle:
_ Yatmadan önce gözüme takılan şiirlerine bi göz atarım, diğerlerini de evde dinlenmiş kafayla okurum dedi.
Çardak altında sohbetimiz gecenin birine kadar sürerken çayların bir geldi biri gitti. Gönül dostları ile bir arada olmanın hazzını tatmak ne hoş duygular. Çirkin ortamlardan, kasıtlı verilen moral bozucu haberlerden uzak kalmanın ilacı; can dostlarla bir arada edebi sohbetlerde bulunmak olduğunu bildiğimden elimden geldiğince toplantılara imkanlarımın nispetinde giderim. İnsanın ufku daha da genişliyor bal damlayan, sevgi saçan sohbetlerden. Bitmesini istemediğimiz sohbetimizi yarına sarkıtarak istirahatimize çekildik Cumartesi’nin heyecanına dinç kalkabilmek için.
Sabahın ilk ışıklarında kısa ama derin uykumdan uyanıp, derlenip toparlanarak aşağıya indim. Arkadaşlarımızla kahvaltıya geçtik. Kahvaltıya bizden önce gelmiş Elif YAVAŞ öğretmenim. İnsanın içini ısıtan gülümsemesi ile günaydın ve selâmını aldım. Müsaade isteyerek masadaki boş kalan sandalyeye yerleştim. İki arkadaşımızda kahvaltılıkları almaya gitti. Elif öğretmenime ’’afiyetler’’ diledim. Günün doluluğundan bahsettik kahvaltı sırasında. Akşam şiir etkinliğinin yapılacağı, özel olarak hazırlanan şehrin güzide parkında seçkin şairlerimizin şiirleri yankılanacaktı Çan’ın semalarında. Halkın da iştirak edeceği akşamı hepimizde iple çekiyorduk. Kahvaltıdan sonra kahvelerimizi yudumladıktan sonra bahçeye çıkmıştık. Gün pırıl pırıl güneşle aydınlanmıştı. Kuşların ağaçlardaki keyifleri görmeliydiniz. Bizimle sevinçleri paylaşırcasına hoş seda ötüşleri bizi mest ederken, ruhumuzun derinliklerinde yeni şiirlerin dizeleri yazılıyordu... Gökyüzü bizim için masmavi olmuştu.
Gün boyunca arkadaşlarımız keyfince vakit geçirdiler. Akşam olduğunda yemeğin ardından iki otobüs gelmişti bizi şiir etkinliği için hazırlanan parka götürmeye. Hep beraber neşe ve çocuksu heyecanımızla bitik otobüslere. Çan’ın tarih kokan ışıl ışıl sokak ve caddelerinden yol alarak vardık etkinlik alanına. Açık hava salonu mükemmel hazırlanmıştı. Hollanda’dan getirdiğim, ikinci ülkem dediğim memleketin bayrağını podyumun paneline asılmış olduğunu görünce sevincim tavan yaptı. O bayrak gurbetteki şairlerimizi, yazarlarımızı temsil etme açısından çok anlamlıydı benim için. Zaten oradaki şair dostlarımın selâmlarını da getirmiş, iletmiştim dostlarımıza. Türkiye Hollanda arasında bir köprü olmuştum. Ülkeler arasında barış ve sevgi dili oluşturulması ne güzeldi. Hele bir de şiirler devreye girince kavgalar, savaşlar unutuluyor, silahlar denizlerin derinliklerine atılıyor. Siyasiler şairlerin sesine kulak verseler savaşlar son bulurdu, insanlık vahşice katledilmezdi!
Saatler ilerliyor, bazen müzik, bazen ozanlarımızın kendi eserleri ve şairlerimiz şiirlerini Fatma ve Orhan’ın sunumu ile icra ediyorlardı. Şiir okuma sırası can öğretmenimiz Elif Yavaş’a geldiğinde sahnedeki o zarif duruşu, atmaca bakışları salonun sessiz kalmasına yetmişti. Herkes ona gıpta ile bakıyordu. Billur sesi ile vurgulu okuduğu şiiri ayakta alkışladım diğer arkadaşlarımız gibi. Kendisine sunulan plaketi alırken de içimden ’’Sonuna kadar hak ediyorsun be öğretmenim!’’ dedim. Halkın ve bizlerin ilgisi onun gözlerini yaşartmıştı. Belediye başkanı onu gururla alkışladığını görünce başını öne eğerek selâm verdi başkanına. Milli bir yürek, duygu seli ruh hali gurur vericiydi. O toprakların kınalı kuzularının bize armağanı idi Elif YAVAŞ öğretmenimiz. O bölgenin ve ülkenin gururuydu...
Devamı gelecek...
Zafer Direniş
...
Karabulut.
YORUMLAR
Abilerin abisi :) Yahu bir yerlerde toplanıyorsunuz da beni niye çağırmıyorsunuz? Getir götürünüzü yapardım hiç değilse :) Şaka bir yana ben çok sıkılırdım onca şairin arasında. Birinden tuzluğu isteyecek olsan "Efendim, zat-ı alinize daha yakın olan nemek karuresini uzatmanızı istirham ediyorum." tarzı bir cümle kurman gerekiyormuş gibi bir his var içimde. Benim gibi bir eyyamgüder için çok fazla bir nezaket. Sen de biliyorsun, o yüzden çağırmıyorsun değil mi?
Sana bu yazıyı yazdıracak kadar üzerinde etki bırakan öğretmen hanımı tebrik ediyorum. Umarım gelecek bölümlerde buralarda olurum.
O zamana kadar selametle kal abicim.
direniş
Sağ olasın.
Ankara'ya da geldim bir kaç toplantıya
Haber ederdim ama işlerin yoğun diye düşünmüştüm
Şu salgın bilsin, toplantılar yine başlar.
Senin gibi kalemi davet etmek şeref olur bize abim.
Gün ola, harman ola demişler. Yarınlar nasıl olur bilemem. Şayet iyi olursa geliriz bir araya.
Saygı ve selamlar yolluyorum