- 289 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Ata Kredi Kartı Üsküdarı Dıgıdık Dıgıdık
Yaaaani bu ne şimdi? Hemen dediniz biliyorum, şimdi açıklıyorum. Atı alan Üsküdar’ı geçti, ata sözünün günümüze uyarlanmış bir değişik ifadesi de diyebiliriz... İyi de kerdi kartı oldu mu, o zaman da atı vadeli almış oluyorsunuz...
At dediğinde öyle yenilir yutulur bir lokma değil ki kardeşim. İyi cins atların fiyatı Mercedes den BMW marka arabadan bile daha fazla bazı zamanlarda... At bir iki yarış kazansın, jokeyin de sahibinin de cebi silme para doluyor...
Sanırım bu laf İstanbul’un fethinden, yani 1453’den sonra ki zamanlarda İstanbul’da ve Üsküdar’ı da bilen bir atamız tarafından literatüre kazandırılmıştır... Tamam anladık bir atamız atı almış, sonra da Üsküdar semtine kadar sürmüş hatta, daha da ileri gitmiş gibi görünüyor o tarihte de acaba arkasından kimler baka kalmış ya da bu atı alıp da Üsküdar’ı geçen vatandaş birini filan mı dolandırmış, neyse bu konu biraz karanlık, şimdi durup dururken kimseleri suçlamayalım yok yere...
Sanırım bu atı alıp Üsküdar’ı dıgıdık dıgıdık geçen atamız bir kişiymiş, yoksa ’’Atı alanlar Üsküdar’ı da geçtiler.’’ diye çoğul bir cümle kurarlardı... Ha bir de şu konu var, ata kaç akçe vermiş, o zaman kredi kartı ve de Türkiş Lira olmadığına göre, senet sepet ya da çek de yok, keseden akçeleri çıkartıp adama saymıştır tek tek...
Bir de şu geliyor aklıma, at, kapının önünde bağlı duruyordu, bu vatandaşında cebinde parası yoktu, atın bağını çözdü, atladı üstüne dört nala sürmeye başladı, kamçıyı da vurdukça vurdu, geçti gitti... Atın esas sahibi de arkasından baktı baktı bir daha baktı, ’’Ben buna başka bir atla dahi yetişemem, nasıl olsa atı alan Üsküdar’ı geçti.’’ deyiverdi... Durum bundan ibaret, başka da bir şey gelmiyor aklıma ağalar...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.