- 375 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
YOLCULUK MACERASI
YOLCULUK MACERASI
Bilirsiniz çocuklar okul tatil olunca köylerine büyük anne annelerine gitmeyi çok özlerler ama biz uzak olunca her zaman gidemiyorduk anca yaz tatillerinde sevecen insanları şirin,köyümüze gidebiliyorduk
Babaannemi hiç tanımadım ben yokken vefat etmiş olmayınca bende anneme sınıfı geçersem
-Anneanneme gideceğim dedim.
Ve okul bitti yorucu bir dönem geçmişti.
İki hafta sonra Mersin otogarından Tarsus otobüsüne bindik o yaşlarda otobüsle yolculuk benim için lükstü. Çünkü kamyona binmek içimde farklı bir duyguydu.Kırk beş dakika sonra üçgen çarşıda köyün kamyonuna binmek için beklemeye başladık
Etrafıma bakınırken bir adam kucağına kocaman bir kargı demetiyle geçiyordu yanımızdan annem çağırdı kaça bu kamışlar deyince ben şaşırdım ne olduğunu anlamadan annem beş tane alıp iki buçuk lira verdi.
Aslında ben küncülü çörek çok seviyorum, ben çörek istiyorum dedim .
-Dur !.geçerse alırız dedi. Sustum biraz sonra kollarında boynunda ipte küçük halkalar dizili adam halkalı çörek halkacı diye bağırıyordu annem onlardan da dört dizi aldı her dizide 20 tane vardı saydım.
-Anne çok aldın. Bu kadarını ne yapacağımızı sordum.
Meğer köye pek araba gitmezmiş köy çocukları uzaktan gördükleri arabaları görünce ardında köy ortasındaki son durağa kadar koşarlarmış, gelenleri meraktan hemde kamyon görmek için annemde aldığı halkaları çocukları sevindirmek için onlara dağıtıyormuş.
Biz erken gittiğimiz için hala bekliyorduk oysa günde bir defa oluyormuş köye kamyon ama olsun ben mutluydum etrafıma bakınmaktan farklı insanlar görmekten.
Heyecanla beklediğim için vakit hiç geçmiyordu.
- Sıkıldım ne zaman gideceğiz.Dedim
-Tamam az kaldı sabret gideriz dedi.
Otururken aldığımız kamıştan bıçakla boğumlarından kısa kısa kesti kabuğunu soydu al kızım çiğne dedi ben ilk defa tadına bakacağımdan hemen aldım ve ısırdım kopmadı
-Anne ne bu dedim;
-Şeker kamışı kızım çiğne ağzına suyu gelir dedi ve ekledi burada bunu çok ekerler ve fabrikaya götürüp şeker çıkarırlar Tarsus ta şeker fabrikaları var dedi tabii ki anlamadım ama tadı çok hoşuma gitmişti.
-Anne ben acıktım dedim kalktı.
-Dur hemen gelirim şu karşıdaki fırına gidip geleceğim sana helvalı çörek alayım.
Beklerken biraz korktum herkes geçerken bana bakıyordu ürkek ürkek etrafı seyrettim bana bakanları görmüyor gibi yapıyordum neyse ki annem karşıdan göründü çok büyük bir kasaba değildi galiba, kalabalık yoktu Mersin kadar.
Annem elime helvalı çöreği verdi çok sıcaktı hemen çantasından mendil çıkarıp alt tarafını sarıp bana verdi çok beğenmiştim helvalı çöreği ama bildiğimiz sıcak somun ekmeğin içine helva konmuştu o kadar. Çok sevdim hoşuma gitti helva sıcaktan içinde erimişti
Bu arada Çakırlı köyüne gidecek kamyon geldi herkes binmeye kamyonda yer kapmaya başladı orada amcanın biri beni kol altımdan kaldırarak haydi uç bakalım kamyona dedi ilk defa bindiğim için biraz tedirgindim kenarından tutundum giderken rüzgardan saçlarım yüzüme savruluyordu çok zevkliydi herkes sohbete başladı kim konuşuyorsa ana bakıyordum yanımdaki teyze aradı bir saçlarımı okşayıp seviyordu
-Sen kimin kızısın dedi.
Bende utangaç utangaç annemi gösterdim .
Şehir yolunu çıkınca bir kabus oldu sevincim, Yol asfalt değildi kamyon tekerleri toz kaldırıyor nefes aldırmıyor çok rahatsız ediciydi yarım saat sonra köye girerken gerçekten çocukların karşıdan koştuklarını gördüm kamyonun arkasında toz duman içinde kalmışlardı. Neyse ki geldik indik eşyalarımız vardı annem aldığı akide şekerlerden ve gevrek halkalardan çocuklara dağıttı çok mutluydun köyümüze geldiğim için.
Feriha Aydosoğlu