Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, Uzaktan Eğitimin salgının bitmesi halinde de devam edeceğini söyledi. Bu açıklaması olumlu olumsuz pek çok tepkiye sebep oldu. Bakanın açıklaması çok da şaşırtıcı değildi gösterilen reaksiyonlara baktığımız zaman ağırlıklı olarak uzaktan öğretim ile yüz yüze eğitimin mukayesesi şeklindeydi. Oysa büyük resme bakıldığı zaman Sanayi Toplumunun uzatmaları oynadığını ve dijital dünyaya geçişin sancılarının çekildiğini net bir şekilde görebiliriz. Hiç kuşkusuz her geçiş sürecinin en hayati ayağı eğitimdir. Geleneksel Maariften Modern Eğitime geçiş yüzyıllar boyunca sürmüştü. Bu seferki dönüşüm ise salgının etkisiyle baş döndürücü bir hızda gelişti. Öyle bir sürece giriliyor ki ilerleyen senelerde “Milli Eğitim” kavramı bunun sonucu olarak her öğretmenin tabii olduğu “Milli Eğitim Kanunu da” tartışmaya açılabilir. Mevcut Eğitim Bilime alternatif olarak geliştirilen Alternatif Pedagoji dijital dünyanın gerçekleriyle sentezlenerek yeni bir paradigma oluşturabilir. Buradaki temel sorun Milli Eğitimin temeli olan Milli aidiyet yok olmaya yüz tutup yerini 3D vatandaşlığına mı bırakacak? Yoksa adı konmamış, hukuku ve ahlakı henüz teşekkül etmemiş Dijital Dünya Devletinde yeni bir boyut kazanıp dönüşecek mi? Hep birlikte göreceğiz. Gelecek nesillerin Asimo (Robot) Öğretmenden ders alacağı günler çok uzak değil…