- 302 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
KADINLAR ERKEKLER VE İLETİŞİM
KADINLAR ERKEKLER VE İLETİŞİM
Bu kadınlar ne yapıyor? Bütün gün evdeler. Çalışan kadınlar ve çalışmayan kadınlar. Hepsi de ev kadınlığı ana görevlerini yerine getirmeye memur. Hatta kocalarını memnun etmeye, çocukları doğurmaya amade, onları büyütmeye adanmış anıt kişiler.
Evin direği o. Evi çekip çeviren o. Kocayı idare eden o. Çocukları idare eden o. Yemekleri yapan, bulaşıkları yıkayan, evi temizleyen hepsi hepsi o. Her şey onda başlıyor, onda bitiyor. Kocayı işe gönderecek, sabah çorbasını ya da kahvaltısını hazırlayacak, çalışıyorsa kendi de işe hazırlanacak, çocuğu kreşe götürecek ya da okula bırakacak ve sonra alacak olan o. Hatta onun derslerini kendine dert edinecek, okul durumunu, eğitimini, arkadaşlarını, ilişkilerini idare edecek olan hep O.
Borçları o düşünüyor, alacakları kocası takip ediyor, Pazar derdi Onda, alışveriş tasası Onun. Her şey her şey O. İşte bu O’nun belki de yüzde yüz haklı olduğu bakış açısı.
Gece gündüz çalışıyor, evi çekip çeviriyor, bin bir türlü endişe içinde yaşıyor. Ona göre koca bencil, koca bağnaz, koca onun hatırını sormayan, onu anlamayan bir. Varsa yoksa dışardaki hayat. Eve yorgun argın geliyor, üstünü başını çıkarıyor, pek güzel olmayan pijamalarını giyiyor, terliklerini giyiyor, yemek istiyor, sonra kahve.
Yemek te beğenmiyor, kahve de bahane buluyor. Sonra oturup TV seyrediyor kafasına göre. Burada eşiyle çatışıyor. O maç seyretmek istiyor yahut belgesel, karısı dizi yahut magazin seyretme peşinde. Bir galip geliyor, öbürü yol değiştiriyor. Erkek galip gelmişse kadın ya uyuyor ya komşuya gitmek istiyor. Kadın galipse erkek ya bilgisayar adapte oluyor yahut o da karısıyla birlikte onun sevdiği program ve dizileri seyrediyor.
Sonra gece kadın ağrılardan birini devreye sokuyor. Ya başı ağrıyor, ya karnı yahut ta bir başka organı. Bu bel olabiliyor yahut sırt veya her hangi bir organ. Temelde kadının memnuniyetsizliğidir baş gösteren.
İşte bu minvalde bir hayattır sürüp giden. Yazın tatiller zorlanır, kışın stresler baş gösterir. Bir de kavgaları ilave edin buna. Hayat geçip gider. Bir bakarsınız yıllar yılları kovalamış, çocuklar şöyle böyle büyümüş. Evlilik çağına gelmiş bir. O evlendirilir, Yeni bir kapı açılmıştır. Borç boyu aşmıştır. Borcun baskısı, eğitimine devam eden çocukların dertleri sorunları arttırdıkça arttırır.
Bir de buna yaşlanan aile fertlerinin problemlerini eklersen işler hepten içinden çıkılmaz olur. Dahası baba ile çocukların arasındaki problemler, komşularla olan ilişkiler, iş yerlerindeki problemler, faturalar, ihtiyaçlar hepsi tam bir yaşama savaşıdır. Bu savaşta insan ilişkileri zorlanır, iletişim sorunları baş gösterir.
Kıskançlıklar, akraba ilişkileri sorunları daha çıkmaz hale getirir. Her şey kördüğüm olur, kimse kimseyi anlamaz, anlamak istemez ve anlayamaz olur. Empati eksikliği, bencillik, sorunların paylaşılmaması, aile içi iletişimsizlik, işbirliği yapmadaki ihmaller, hep karşı tarafı suçlama, kendi hata ve kusurlarını hiç görmemek, görememek. İşte sorun yumağı örülmüştür. Kavgalar başlar. Sevgi azalır, nefrete dönüşür. İpler kopar. Her şey hızlı gelişir. Hızlı yaşanır ve biter.
Sevgi başka yerlerde aranır, bulunur gibi olur. Ama aslında aldatıcıdır. Mutlu olma çabaları mutsuzluğa döner. Boşanma durağına varılır. İş onunla da bitmez. Çatışma dışarıda da sürer.
Birbirine zarar verme süreci başlar. Yahut herkes kendi yoluna gider. Bir taraf yeni evlilik yapar, öbür taraf tek başına hayat mücadelesi verir. Yalnız kalan genellikle duygusal olandır. Ve genellikle kadınlardır. Aileler parçalanır, çocuklar yalnızlaşır, hayat bölünmüş olarak başlar. Başarısızlar takip eder bütün bunları. Hayatlar mahvolur. Genç nesiller kaybolur. Kuşaklar zayi olur. Ülkenin geleceği tehlikeye girer.
Ahmet Kemal
________________________________________
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.