- 482 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
BAHAR BAYRAMI/ DÜNYA ŞİİR GÜNÜ
Bu gün bu iki önemli günü kutluyoruz dostlarım.
1- “Bahar bayramı” yani “NEVRUZ.”
Nevruz, tabiatın canlanmasını, yeniden dirilişi ifade eder. Baharın gelişi, barış, dostluk ve kardeşlik anlamına gelir…
Nevruz kış uykusuna yatan doğanın uyanışıdır. Nevruz doğanın dirilişidir. Nevruz baharı müjdeler.
Doğanın ölü dokusu nevruzla birlikte can bulur.
Bereketin, beklentilerin, huzurun ve mutluluğun başlangıcı olan Nevruz, içerdiği güçlü anlamlarla, yeni bir uyanışa, barışa, dostluğa, birlik ve beraberliğe yapılan bir çağrıdır.
Nevruz Bayramı, binlerce yıldır Asya’dan Balkanlara, Ortadoğu’dan Anadolu’ya kadar geniş bir coğrafyada yaşayanların ortak kültür zenginliğini oluşturmaktadır. Nevruz bu büyük coğrafyada halkları birbirine bağlayan güçlü bir kültürel bağdır.
Ayrıca Çin kaynaklarında, milattan önce 3. yüzyılda Hunların bahar aylarında şenlik düzenlediğinin yer alması dolayısıyla geçmişi o yıllara kadar dayandırılan nevruz, Türklerin Ergenekon’dan çıkış günü olarak da kabul ediliyor.
Dünya çapında çeşitli halklar tarafından da kutlanan Nevruz aynı zamanda Türk soylu halkların ortak bayramıdır…
Nevruz Türk kültür tarihinin, hem islam öncesi, hem islam sonrası kutlanan önemli ve eski bayramlarından biridir. Tarih boyunca hiç bir dönemde unutulmamış, İslam öncesi şaman geleneklerinden, Selçuklulara, Osmanlılara ve günümüze kadar kutlanmıştır. Bugün Orta Asya Türk devletlerinde değişik törenlerle kutlanmaktadır.
Türkiye’de bir gelenek, Türk Cumhuriyetleri’nde ise resmî bayram olarak kutlanırken, 1995 yılından itibaren Türkiye Cumhuriyeti tarafından Bayram olarak kabul edilen bir gün haline gelmiştir.
Sizde baharın gelişini sevdikleriniz ile birlikte büyük coşku ve sevinç ile kutlayınız.
Baharın gelişini si mgeleyen, doğanın uyanışını gösteren ve sıcaklığın toprakla buluşmaya başladığına işaret eden Nevruz/Bahar bayramınız kutlu olsun… Yuvalarınıza şenlik, kalbinize sevgi, kardeşlik dolsun…
2- “Dünya Şiir Günü”
Öncelikle bu anlamlı günde; “Ben giderim adım kalır/Dostlar beni hatırlasın/Düğün olur bayram gelir/Dostlar beni hatırlasın” dizelerinin sahibi büyük ozan Âşık Veysel’i ve kaybettiğimiz nice ozanlarımızı, âşıklarımızı ve dahi şairlerimizi yâd ediyor nurlar, ışıklar, şiirler/türküler içinde yatsınlar diliyorum…
İlk kez 1999 yılında UNESCO tarafından ilan edilen ve dünya çapında kutlanan Dünya Şiir Günü‘nün amacı “farkındalık yaratmak ve ulusal, evrensel, bölgesel şiir hareketlerine taze bir enerji sağlamak “olarak nitelendiriliyor.
Şiirin sorgulayarak çeşitlilik yarattığını belirten UNESCO, dil çeşitliliğini kutlamak için bugünü şiir günü olarak ilan etmiş.
Şiir okumayı, yazmayı, yayınlamayı teşvik etmeyi amaçlayan Dünya Şiir Günü, önceleri 5 Ekim’de kutlanırken 20. yüzyılın sonlarına doğru 15 Ekim’de kutlanmaya başlanmış. Uzun süredir 21 Mart’ta kutlanan Dünya Şiir Günü, bazı ülkelerde halen bu tarihlerde kutlanıyor.
Her insanın bir öyküsü vardır ama her insanın bir şiiri yoktur!. Demiş üstat Özdemir Asaf.
Melih Cevdet’in “Şiir bütün sanatlar içinde/bireyle tek başına buluşan sanattır” demişliğinin sebebi bu “biricik” olma halidir şiir...
“Eray Canberk” ise bu konuda şöyle demiş;
“Şair herkes için de söylese, kendi için de söylese türküsünü sözcükler bir kere dizeye dökülüp şiir oluştu mu herkesindir artık şiir. Şiirin ana maddesi dildir. Öteki yazın sanatlarının da ana maddesi dildir ama şiirinki daha da dildir! Çünkü şiirde her sözcük kendi anlamını aşar, gizilgüç anlamını sunar şiire.
Şiir düşüncelerle yazılmaz ama şiirsiz düşünceler de bir işe yaramaz. Şaire de şiirle yaşamak yetmez, şiirde yaşaması gerekir. Tehlike anında kurtarıcıdır şiir. Karanlıkta birbirini yitirenler, yine birbirlerini bulmak için “Sese gel!” diye bağırırlar… Karanlık dönemlerde insanlığın kendini bulması için “Şiire gel!” diye bağırılmalıdır… Aydınlık dönemlerde ise zaten şiire gelinmiş demektir. Bazı durumlarda ve bazı ülkelerde şöyle bir uyarıya gerek duyuluyor: Dikkat! Lütfen şairleri ezmeyiniz!..”
Şiir, çağının seslerinin yankısını taşır: Kahkahalar, çığlıklar, ıslıklar… Aşk şarkılarına marşlar karışır, ağıtlara çocuk sesleri. Çok sesli bir korodur şiir, bir orkestra.
Şairler hükümdarlara övgüler yazsalar da bu sesleri şiirin orkestrasına ekleyemezler. Bir yıl geçmeden yıpranır gider o övgülerin kumaşı.
Eskimeyen, yaşamaya övgüdür, adalete, aşka.
Bir de diktatörlere yazılmış alaylar eskimez, bin yıllarca.
Şiir durmaz ve durdurulamaz. Şiire ne boyunduruk, ne tasma takılır. Şiir zincire vurulamaz. Şiire kelepçe takılamaz. Şiir özgürdür, özgürlüktür.
Kısacası, şiir kavuşmanın tadı, ayrılmanın acısıdır. Güzellik işçisi olan ozanın en derin sanatıdır. Sözün damıtılmasıdır.
Ne mutlu şiir yazan, şiir okuyan, şiir sevene… Yaşasın şiir…
Mutlu, huzurlu, sorunsuz ve sevdiklerinizle birlikte neşe içinde geçen güzel bir gününüz olsun. Umut ve sevgi gönül sofranızın baş tacı olsun... Gönül soframdan gönül sofranıza sevgi ve muhabbet gönderdim...
Ebediyete intikal etmiş eli kalem tutan, şiir yazan ve okuyan üstatlarımız ışık ile şiir ile yatsınlar… Başta benim bu konuda ilk hamurumu yoğuran değerli “Yusuf Nalkesen” hocam olmak üzere her birini saygı ve rahmet ve saygıyla anıyorum. Yaşayan üstatlarıma, hocalarıma, tüm şair/yazar dostlarıma, arkadaşlarıma kardeşlerime, ablalarıma, ağabeylerime sağlık, huzur, şiirleri kıskandıracak mutluluklar diliyor, kalemlerinin karşısında saygıyla eğiliyorum…
Sevgileri çoğaltan şiirlerle gözyaşı mevsimleriniz olsun dilerim…
Gönül soframdan gönül sofranıza sevgi ve muhabbetler gönderdim... Sağlıklı bir dünyada tekrar görüşmek dileğiyle…
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.