4
Yorum
9
Beğeni
0,0
Puan
1262
Okunma
Birinci Dünya Savaşı sırasında Osmanlı ordusunun
dünyanın en güçlü donanmalarına geçit vermeyerek
yazdığı “Çanakkale Geçilmez Destanı” bugün 106 yaşında.
Sonucunda toplamda yarım milyondan fazla insanın etkilendiği
Çanakkale Deniz Zaferi ve 18 Mart Şehitlerini minnetle anıyoruz.
Çanakkale;
Koca Seyit’dir...
Tokat’ın Onbeşlileridir...
Nusret mayın gemisidir...
57. Alay’dır, Anafartalardır...
Çanakkale olmasa
Kurtuluş savaşı olmazdı
Kurtuluşun komutanı olmasa
Türkiye Cumhuriyeti Devleti olmazdı
Eyy adına kurban olduğum kumandan...
"OLMASAYDI OLMAZDIK" Rahmet ve saygı ile anıyoruz...
Ayrıca edebiyatdefteri üyemiz Den(iz)’in beğendiğim iki yorumu;
Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve tüm TÜRK Milletinin kanı ile imzaladığı Çanakkale Zaferi ve kazandırdıklarından kısa bir alıntı paylaşıyorum.
’’Çanakkale Zaferi, ümmetçiliği iflas ettirmiş, islam birliği panislamizm fikrini çökertmiş, söndürmüştür. Yerine, Türk Milliyetçiliği fikrini
alevlendirmiştir. Bunun uygulanabilir olduğunu, gerçek olduğunu kanıtlamıştır. O dönemde; bugunki Irak, Suriye, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri topraklarınız içinde, Libya’da kontrolümüz altında idi. Harp başlayınca bilindiği gibi Cihadi Mukaddes ilan edilir, ancak bunun olumlu hiçbir etkisi görülmez. Türk unsurunun dışındaki Osmanlı tebası olan diğer müslüman unsurların İngiliz altını ve İngiliz vaatleri, Osmanlı’nın ilan ettiği Mukaddes Cihat’tan daha sıcak gelir ve Osmanlı Türk’ünü arkadan vururlar.
Çanakkale Muharebeleri sırasında da daha acısı yaşanır. İngiliz ve Fransız’lar sömürgeleri olan müslüman ülkelerden, Hindistan’dan yani bu günkü Pakistan’dan, Fas, Tunus ve Mısır’dan, Senegal
ve diğerlerinden önemli sayıda müslüman asker getirirler ve bunlan Türk’lere karşı savaştırırlar. Hatta bizim cephelerdeki Mehmetçikleri etkilemek için yüksek seslerle ezan ve Kuran-ı Kerim bile okuturlar. İşte bu tablo gerçeği görmemizi sağlar. O dönemde oldukça ağırlıklı bir görüş olan, hatta devletin politikası olan İslam Birliği düşüncesinin, bir hayal
olduğunu; ümmetçilik yerine milliyetçiliğin esas olması gerektiğini gösterir. Böylece gerek Osmanlı Devleti’nin son dönemine, gerekse T.C. Devleti’nin milli politikasına yön vermiş olur. Aynca bu zafer bugün dahi bu hayalin peşinde koşanlara, İslam Birliği’ni ideoloji olarak benimseyenlere, millet gerçeğini inkar edip milleti ümmetleştirmeye çalışanlara, düşüncelerinin çürüklüğünü gösteren tarihi bir ispattır, işte Çanakkale Zaferi
bunun için önemlidir.’’
...
’’Yüce Atatürk’ün Çanakkale Muharebeleri’ndeki yerini ve zaferdeki payını; bu muharebelere katılmış H. Cemal adlı bir subay, 1915 yılında yazdığı "Ulu Cenk" isimli Çanakkale Muharebeleri’ni anlatan kitabında;
Atatürk için ayrı başlık açıyor ve O’nun farklılığını anlatıyor. Başlık ilginçtir.
"Anafartalar Muharebeleri
Komutam Mustafa Kemal Bey
Yarınki Harbiye Nazırımız"
Bu başlığın altında yazar, kanaatini bir sonuç cümlesi ile ifade ediyor ve konuya giriş yapıyor:
"Çanakkale’ye bir zafer heykeli dikmek şerefi ile Türkler şeref kazanacaklarsa o heykelin, Çanakkale’yi kurtaran Mustafa Kemal Bey olması
lazımdır. Başkası olamaz. Bu hak kimseye verilemez."