- 330 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
EĞİTİMDE YENİ ANLAYIŞ
EĞİTİMDE YENİ ANLAYIŞ
Eğitim sistemi anayasal hak olarak milletin emrindedir. Eğitim devletin zorunlu görevleri arasında sayılmış, her bireyin eğitim alma hakkı anayasaya girmiştir. Ancak bu görev genç nüfusu 10 milyonların üstünde olan bir ülke için oldukça maliyetlidir. Binlerce bina, milyonları aşan öğretmen kadrosu ve sair masraflar bütçenin gelirlerini zorlamakta, bilimsel araştırmalara ödenek ayrılamamakta, bilgi çağı yakalanamamaktadır.
Bu sorunu çözmek için hem günümüz dünyasında, hem de geçmişteki örneklere bakarak bir çalışma yapabiliriz. Bu sorunu ABD nasıl çözmüş, Avrupa nasıl çözmüş. OSMANLI nasıl çömüş, Selçuklu nasıl çözmüş. Bu alanda saha çalışmalarına çıkacak uzmanlara ihtiyaç var. Hemen söyleyelim bugün batı ve ABD toplumsal sorunları çözmede Osmanlının vakıf anlayışını araştırmakta, oradan elde ettikleri bulguları günümüze uyarlayarak -eğitim dahil olmak üzere- toplumsal sorunları halletme çareleri aramaktadır. Artan sorunların çözümünde devlet maliyesinin yetersiz kalmasından dolayı , gönüllü vakıf sisteminden istifadeye başvurulmaktadır.
Yıllar önce seyrettiğimiz bir trafik dizisinde gördüğümüz bu anlayış bu gün birçok alana sirayet etmiştir. Ayrıca hala yabancı uzmanlar vakıf anlayışını incelemek için kütüphanelerimizde çalışmalar yapmakta, bizse bu alanda henüz bir yere varabilmiş değiliz. Eğitimde vakıf anlayışının Osmanlı’da ayniyle tatbik edildiğini, hatta tüm sosyal alanlarda uygulandığını, az bir memurla toplum düzeninin sağlandığını düşünürsek, sosyal devletleri ayakta tutan gücün vergi değil vakıf ruhu olduğunu anlarız.
O halde öncelikle eğitimde bu anlayışın yürürlüğe konulması zaruridir. Özel sermayenin eğitimdeki rolü yadsınamaz. Ancak bu seçenek her zaman ve yerde de sağlıklı yürümemektedir. Daha fazla kazanma uğruna eğitimden taviz veren, hatta onu yer yer yozlaşmıştıran özel sektör yerine vakıf sistem ve anlayışı daha sağlıklı neticeler doğuracaktır.
Vakıf sistemi İslami bir sistemdir ve Peygamberimizin ısrarla tavsiye ettiği bir uygulamadır. Bu uygulama günümüze kadar gelmiş ve maalesef dejenere edilmiştir. Bu gün acilen ülkenin istikbali, eğitimin sağlıklı bir yapıya ulaşabilmesi için vakıfların teşvik edilmesi, bu yolla bu kurumların eğitime dahil edilmesi, hatta eğitimin vakıflar eliyle büyük bir oranda üstlenilmesi sağlanmalıdır.
Öncelikle eğitimde denenecek vakıfların giderek diğer sosyal alanlara el atması sağlanmalı, artan devlet yükünün şimdilik bir az olsun hafifletilmesi hedeflenmelidir. Bu konuda da, her konuda olduğu gibi geç kalınmıştır. Ama zararın neresinden dönülürse kardır. Bu amaçla vakıflar bakanlığı kurulmalı, vakıflar teşvik edilmeli, vakıflara her türlü kolaylıklar getirilmelidir.
Vakıf alanında halk bilinçlendirilmeli, gelecek nesillere vakıf ruhu aşılanmalıdır. Tüketme çılgınlığına kapılmış nesillerin olduğu gibi, devasa boyutlara varan devlet harcamalarının da hafifletilmesi bu yolla mümkün alabilecektir. Toplumun sağlıklı bir yapıya kavuşturulmasının, ruhsal hastalıkların, yardımlaşma ve sevgi ruhunun canlandırılmasında vakıf anlayışı oldukça büyük faydalar sağlayacaktır. Çağın hastalıkları ve sorunlarının çaresi vakıf ruhunda yatmaktadır.
Çevre ve trafik sorunlarının hallinden, dayanışma kültürüne kadar birçok değişim bu sayede yaşanabilecektir. Yaşlıların yalnızlaşması bu yolla önlenebilecek, fakirlerin desteklenmesi sağlanacak, işsizlik bu yolla azaltılabilecek, sağlık hizmetleri dahil bir çok hizmet devlete yük olunmadan bu yolla yapılabilecektir.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.