- 494 Okunma
- 1 Yorum
- 1 Beğeni
HAKİKİ MÜRŞİT İLİMDİR
Mürşit, anlam olarak doğru yolu gösteren, kılavuz olan demektir. Buna göre, insanların ve toplumların hayatında en gerçek yol gösterici, en yanılgısız kılavuz bilim oluyor. Simdi bu söz üzerinde duralım. Bilim yalnızca gerçeği arar ve ona değer verir. Gerçek dışı şeylerin bilimde yeri yoktur. O halde, bilimi kendine kılavuz yapan insan ve toplumlar gerçeğin yolunda ilerlerler. Bu yol doğrunun, doğruluğun yoludur. Doğruluğun olduğu yerde de iyilik ve güzellik vardır. İnsan ya da toplum bu yolda dünyayı, geleceği ve her şeyi olduğu gibi görebilir. Böyle olunca da uygarlık yarışında güvenli adımlarla ilerler. Her yeni gün bir ilerleme, bir gelişme ve bir kalkınma günü olur.
Çünkü bu yolda tutuculuk yoktur, geri kalma yoktur. Akıl, yeteneklerini gerektiği gibi kullanabilir. İnsan bilgisizlikten, bilgisizliğin karanlığından kurtulur. Yaşadığı hayatı daha iyi tanır. Daha iyi yaşamanın yollarını bulur. Bilimin yasaları vardır Birtakım varsayımlar, kişisel görüşler ve kalıplaşmış, katı düşüncelerin bilim diye tanıtılması her zaman olagelmiştir. Ama bunlar bilim olmadığı gibi bilimin ortaya koyduğu gerçeği de hiçbir zaman değiştiremezler. Bilim ancak doğrunun ve gerçeğin ortamında oluşur. Ancak onunla iyiye ve güzele gidilebilir. Böyle olduğu için, bilim, insanda hoşgörü yaratır. Katı ve kalıplaşmış düşünceli, ön fikirli olmayan insanlar yetiştirme ortamını oluşturur Bilimin verileri ile iyi insan, iyi vatandaş yetiştirme olanakları elde edilebilir. Bilime dayalı gerçeklerle yetiştirilmiş insanlar hiçbir görüş ve düşüncenin tutsağı ve yobazı olmazlar. Bir ülke bilimi kendine kılavuz seçerse her alanda büyük ilerlemeler gösterir. Dünya uygarlık düzeyinin üstüne çıkar.
“Hayatta en hakiki mürşit ilimdir.”
Uygarlık yolunda ilerlemek, ilme yönelebilmek ve kısaca Atatürk’ün ilke ve devrimlerini anlamak ve gereğini yapmak ancak okumakla mümkündür. Atatürk bu amaçla, ilim yuvaları olan çeşitli okullar açmıştır. O’ nun ilim ve fen konusuna verdiğimiz önemi, korumalarının çoğunda görüyoruz;
“…Uygarlık için, hayat için, başarı için en gerçek yol gösterici ilimdir, fendir. İlim ve fenin dışında yol gösterici aramak gaflettir, cahilliktir, yoldan sapmaktır.”
Memleketimizi bir çember içine alıp dünya ile ilgisiz yaşayamayız, aksine yükselmiş, ilerlemiş, medeni bir millet olarak uygarlık sahasının üzerinde yaşayacağız. Bu hayat ancak ilim ve fenle olur. İlim ve fen neredeyse oradan olacağız ve milletin kafasına koyacağız ilim ve fen için sınır yoktur.
İnsanların hayatına egemen olan güç, yaratma gücüdür.
Bağnazlık ve tutuculuk, cahilliğe dayanır. İlim cahilliği mutlaka yener, o halde halkı aydınlatmak gerekir.
“Gerçek kurtuluşu istiyorsa, her şeyden evvel bütün kuvvetimiz, bütün hızımızla bu bilgisizliği yok etmeye mecburuz” diyor.
Bir adam, adı Mustafa Kemal Atatürk,zaman günümüzden seksen yıl önce ve haklı çıkıyor.
Bu adam dün haklı çıktı, bugün haklı çıktı ve yarın da haklı çıkacak…
Bu ülkenin hakiki yol göstericisi her daim o olacaktır.
İlimden ve bilimden şüpheniz olmadığı gibi bu gerçekten de şüpheniz olmasın…
YORUMLAR
aydınlığa selam vermeden geçmek olmazdı usta
ve O Ulu Önderi anmadan geçmekte tabi...
Andımız''ı hala faşistlik ve gericilile bir tutan dostlar olsa da
ve günün mahkemelerince yasak,
biz biliyoruz ki Devrimci bir eylemdir seksen yıl öncesinden bu güne okumak...
ve Devrim aydınlıktır elbet
milliyetçi geçinen karanlıkların da gözünde
kimsenin ne ırkı ne de milliyetiyle uğraşmayarak...
aydınlığa selamımla.