- 314 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
MÜCEVHERLİ MİNARA
Mimar Sinan’ın “Kalfalık Eseri” olarak nitelendirdiği Süleymaniye Camisi’nde yer alan dört minare, İstanbul’un fethinden sonra tahta geçen 4 padişahı ve minarelerin üzerinde yer alan 10 şerefenin ise Kanunu Sultan Süleyman’ın 10. Padişah olmasını temsil etmektedir. Bu minarelerden bir tanesinin mücevherlerle karılan harçtan inşa edildiğini biliyor muydunuz? Külliyeleri ile birlikte 7 yılda tamamlanan Süleymaniye Camisi’nin temel kazısı 3 yıl sürer. Ardından da temelin oturması ve sağlamlaşması için inşaata bir süre ara verilir. Tabi ki Mimar Sinan’ı çekemeyenler boş durmaz “Ya Sinan bu camiyi bitiremeyecek, ya da hünkarın parası bu camiyi yaptırmaya yetmedi” şeklinde dedikodu yaymaya başlarlar. Dedikodular, Osmanlı Devleti ile rekabet halinde olan İran Şahı Tahmasb’a kadar ulaşır. Tahmasb beklediği fırsatı yakaladığı düşüncesiyle; kıymetli mallar yüklü bir kervan ile içi mücevherlerle dolu bir sandığı Kanuni Sultan Süleyman’a gönderir. Görünürde dostça bir yardım olan bu davranışıyla, kendi kudret ve zenginliğini göstermek, sonunda büyük eserin ancak kendi yardımı ile meydana geldiğini söylemek, övünmek isteyen Tahmasb; Kanuni’ye bu hediyeleri gönderme sebebini açıklayan mektubunda şunları yazar:
“Haber aldık ki camiyi tamamlamaya kudretiniz yetmeyip, yapılmasından feragat etmişsiniz. Sizin dostluğunuza dayanarak bu kadar mal, hazine ve cevahir gönderdik. Bu mücevherlerle inşaatı bitirmeye çalışın ki bizim dahi hayratınızda hissemiz ola.”
Osmanlı İmparatorluğu’nu küçük düşürmek isteyen İran Şahı’nın alaylı üslubuna ve siyasi taktiğine çok sinirlenen Kanuni Sultan Süleyman, öfkelenerek parayı elçinin huzurunda İstanbul Yahudilerine dağıtır.
Sandıktaki mücevherleri de yine elçinin huzurunda Mimar Sinan’a vererek: “Bu kıymetli diyerek gönderilen taşlar, caminin taşlarının yanında kıymetsizdir. Tez mücevherleri cami inşaatına götür ve harcın içine döküp iyice karıştır ki hiçbir altın ve mücevher harç içinde görünmesin” der. İşte bu karışım; Süleymaniye Camisi’nin üç şerefeli sol minaresinin yapımında kullanılır; güneş vurdukça ışıldayan bu minareye “Cevahir Minaresi” “Mücevherli minare” ya da “Güneş Minaresi” denir.
Fevzi GÜLTUNA
Kaynak: www.fatih. gov.tr.
Türkiye gazetesi Halime Gürbüz’ün (cevahir) makalesi
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.