- 449 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
İnsan oyunları
Çıkmaz bir sokak içim, çarptıkça duvarlara sarsıntılar bitmiyor.
Kayıp mı ettim kayboldum mu bilmiyorum,tek bildiğim çok acıyorum kördüğüm açamıyorum, birbirine dolanmış ipler yağlı urgan gibi boynumda sanki.
Boyumdan büyük yükleri taşımak artık ağır geliyor, yıllar geçtikçe o eski gücümü bulamıyorum. İlerleyen yaşım mı yaşadıklarım mı çözemiyorum.
Hayat vururken sillesini, önüne atacak ense kalmadı, ağaran saçlarım, bükülen belim, tükenen cümleler içinde bitap düştüm.
Birde yokluk var ki ,yakamı bırakmayan gitmeyen bitmeyen dinmeyen,alnıma çizgisini mühürleyen, dünde kalan eksik yaşanmışlıklar ne geceye ne güne sığdırmıyor.
Biliyorum çok yoruldum, fani dünyada neyin peşine düşeceğim, hangi gama yanacağım, hangi yaranın üstünü kazıyacağım. Boy sırasına dizemiyorum, kümelere ayırmaya havuzlara atmaya matematik yetmiyor. Çoğalıyor bölünüyor bin sayıya çarpılıyor, ama bir türlü toplanmıyor, hep eksi de eksiklikte.
Gövdemin bir yarısı yok, aklımın bir tarafı berteraf, kalbimin sızlayan yanı susmuyor,ruhumun azabı bitmek bilmiyor.
Yok karamsar cümleler değil bunlar, içime ayna bulamayışım, yönünü şaşıran benliğime pusula olmayışı. Her kulda dert vardır ya beteri var diyenler ,beterine rastlamadığımı bilmiyorlar.
Sanırım en kötüsü de bu, ağlayacak omuz, kederini dökecek bulamamak, ölüyorum desem, imdat diye seslensem koşacak olmaması, insanım ya yaralara dokunacak arıyorum, ama nafile..
Birilerinin rehberinde favori arama olmadığımı bilmek, günlerce aylarca sesim çıkmaza "ne oldu" diyecek sese hasretliğim.
Öldüren kimi zaman süründüren yalnızlığa, yokluk yitiklik eşlik ediyor. Geçmişe dönüp baktığımda yalnızlık benle hemhâl olmuş zaten, anlaşılmamak anlatamamak, her defasında boşver sözünün altı aranmamış.
Doldurulmamış içime attıklarım başka kalplerde, kendime sual ede ede usandım yanlış nerde, eskiğim doğru tamamlayan niye olmamış.
Hata nerede ayıp olan neydi, özüm mü sözüm mü? Sorgum hiç bitmedi, bitmedikçe itildim yalnızlık çukuruna, umudum canlandıkça tutulmayan ellerimin damarları kesildi.
Dilim kimseye ihtiyacın yok dese de, kurt kuş eş ararken ben nasıl aramayım, dedim ya beşerîyîm, yalana ne hacet!
Belkide hayat doğruları kabul etmiyor, dürüst olmak yaramıyor, kaydedeceksin dercesine doğrundan saptırmaya çalışıyor.
Ama o hayat bilmiyor ki ben buyum, kafam kesilse doğrumdan sapmam, eğriler yanıma varamaz, bu yüzden galiba yalnızlığa adandım, yaralarımdan vurulmamak için sınırları çekiyorum, bilinmesi kadarını sunuyorum.
Herşeye hepsine tamam da, karakter yüreği bilmiyor ki, iki uçta gidip geldiğimi başlardan sonu tanıdığımı, duyguların ikilemini takmıyor kişilik. Karakter güvenme mesafeni koy, kıvransan da diline getirme diyor.
Kalbim susma,Allah aşkına konuş dindir azabını diyor,arafa düştüğüm ise görülmüyor. Güçsüz bilinmeyim ,zayıflar ezilir diyen hayat, yutkunmayı öğretiyor.
Ağlama acırlar, içini açma içine gömerler sesleri sağır ediyor. Madem bende insanım, koşulsuz şartsız bahanesiz, nedensiz sevilmek hakkım değil mi ?
Anlatırsan değişirler, yargılarlar ayıplarlar kınadıkça incinirsin bağırtısı ne zaman susucak!
Yok mu bu âlemde ,cinsiyete yaşanmışlığa bakmadan derdinde kederinde acında yanında olacaklar, dinleyecek ama yargılamayacak akıl vermeden kırıp dağıtımadan, omuza konacak el yok mu?
Menfaat çıkar güdmeden, işine yaramış yâda yaramamış ama insanmış diyebilenler yok mu ?
Suskunluğu okuyacak, kırık gülüşte dökülen acıyı bilecek, titreyen sesteki hüznü çözecek yok mu ?
Nerde ınsanlık peki, merhamet kimde ne zaman unutuldu, kalp araflarda kalırken duyarsızlık ne ara ilke edinildi.
Benim gibi bir çok insan yalnızlığa atılmış, kararmış düşüncelerden, niyeti kötüleşenlerden kaçışı böyle bulmuş.
Yinede iyiliğe umudu bitmemiş benim gibi..
Keşke taş dağ olaydım da,hayalet gibi geçmeseydim yanınızdan...
Ayşegül Kahraman
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.