- 382 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
DİNİMİZ VE DEĞER YARGILARIMIZ
Yazan: M. Sabri HABERVEREN
Yüzde 99’u Müslüman bir ülkede yaşıyoruz deriz. Birçoğumuz arkadaşlarımızla, dostlarımızla konuşurken ailelerimizin, anne ve babalarımızın Müslüman olduğundan söz ederiz. Ailelerimizin Müslüman olması, bizlerin Müslüman olması anlamına gelmez. Düşünün, Müslüman bir aileden geliyorsunuz ama çocuklarınıza Müslümanlık ile ilgili hemen, hemen hiçbir şey öğretmemişsiniz. Sonrada yeri geldiğinde Müslüman’ız diyorsunuz. Müslüman olabilmemiz için İman ve İslam’ın şartlarını bilmemiz ve bunları yerine getirmemiz gerekir. Anne ve babalarımızın Müslüman olması, “İman ve İslam’ın Şartları”nı bilmesi, bize elbette yarar sağlamaz. Bizimde bilmemiz, bunu çocuklarımıza, evlatlarımıza öğretmemiz şarttır. Bu yüzden dinimizi öğrenmemiz gerekir. Dinimizi öğrenip, çocuklarımıza öğretemezsek, bu işi birilerine ihale edersek, havale edersek, birçok acılar yaşamamız, evlatlarımızı kaybetmemiz kaçınılmaz olur.
Müslüman bir aileden geliyorsak elbette bizimde dinimiz, Müslümanlık olacak. Bu yüzden elbette, birtakım değer yargılarımız olacak. Oturup bir düşünün. Elinize bir kalem, bir kâğıt alın. Önce dininiz hakkında neler bildiğinizi, dininizin emrettiği ibadetleri ne kadar yapabildiğinizi, kurallarının neler olduğunu kâğıda sıralamaya çalışın. Kopya çekmeye kalkışmayın. Kimseyi kandıramazsınız. Kandırsanız, kandırsanız ancak kendinizi kandırırsınız. Dininiz hakkında ki sıralama bittikten sonrada, değer yargılarınızın neler olduğunu sıralayın. Uygun bir zamanda da ailenizle birlikte bu konuyu, yazdıklarınızı, sıralamanızı konuşun. Ortak bir paydada buluşmaya çalışın. Ailece bildiklerinizin, bilmediklerinizin ve eksiklerinizin neler olduğunu ortaya koyun. Bilmediklerinizi öğrenmek, eksiklerinizi tamamlamak için bu bilgilerin kaynağına yani Kuran’a başvurun.
Çünkü İslam’ın ilk emri, “İkra” yani Oku’dur. Kuranı okuyarak, dinimizi öğrenmemiz, biraz zahmete katlanmamız, din tüccarlarının tuzağına düşmemizi, din baronlarına, yobazlara alet olmamızı önler. Kayıtsız şartsız her söylenene evet demememizi, kişiliğimizi, şahsiyetimizi kaybetmemizi sağlar. Milletçe birinci çıkmazımız, emek sarf etmeyi, yorulmayı sevmememizdir. Sadece kulaktan dolma bilgilerle idare ettiğimiz için, kafamızda, birçok yanlış bilgi ve hurafeler mevcuttur. İşte ailenizle öncelikle bunları Kuran doğrultusunda tespit etmeniz, eksiklerinizi daha hızlı bir şekilde tamamlamaya yardımcı olur. Daha sonrada gerekirse sizde, çocuklarınız ile birlikte yeni baştan Müslümanlığı öğrenin. İnanın geç kalmış sayılmazsınız.
Bundan yıllar önce bir eve ders için gitmiştim. Kahve molası verdiğimizde, evin hanımı, bir iki yanlış söz söyledi. Rehberlik yapmak, sözü tatlıya bağlamak için, İman ve İslam’ın şartları ile ilgili bir iki soru sordum. Bilemeyince daha basit olsun diye “Abdest nasıl alınır?” dedim. İnanın cevap alamadım. Ailesinin ve kendisinin Müslüman olduğunu söyleyen, hatta bu konularda ahkâm kesen hanım, “dut yemiş bülbüle” döndü. Gerekli kitapları tavsiye edip, ayrıldım. Utandırmamak için, bir daha derse de gitmedim o eve… Sanırım ülkemizde yaşayan birçok aile, dini bilgiler açısından, bahsettiğim hanımın bilgisi seviyesinde bulunmaktadır. Umarım bu uyarılarıma kulak verir, gereğini yaparsınız.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.