- 348 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
İnsan Nasıl Ortaya Çıkmıştı? 8
İttifakın başında BİR İŞ BİLİR, MESLEK SAHİBİ ilahlar, kendi melezlerine ve kendi torunlarına sofra kuruyorlardı. İlahlar totem alanda doğup büyümekle daha çok totem alana aittiler.
İlahların bu kabil totemdik özelliği melezin katışık olması karşısında ilahların saf ve katışıksız olmasına izafe ediyordu. Katışıksız olmayı melez torunlar ile ilahların kendileri arasına koydular. İlahların totem soy olmaları geçmişe atıftı. Bu atıf ilahla insan arasındaki sosyolojik bir bağ farkını gösteriyordu.
Tarihteki miladın tarihsel hiç bir karşılığı yoktu. Olsa olsa köleciliğin döngüsel ara zamanına vurguydu. Tarihsel milat inşa adına hiçbir değişme dönüşme ortaya koymuyordu. Aslında ön ittifakların inşası bir doğumdu. Yani bir milattı. İlahlar milat olan ittifak döneminin öncesinin ve şimdisinin depo hafızası olmakla ilahlar belletenlerdi. Öğretenlerdi. Öğreticilerdi. İttifak akdine, insana gözetmen gözcülerdi.
İlahlar insana totem dönemle geçmişi, ittifakla yakın tarihi; kısacası ilahlar insana kadar olan zamanda geçmişe dair insanın bilmediğini insana öğretenlerdi. İlahlar ittifak bağını güçlendirmek için totem grup öğreticiliği yerine, ilah öğreticiliğini önemle vurguluyorlardı. İlahlar ittifakı miladın başlangıcıydı.
İlah öğreticiliği ittifak ya da birleşmenin milat (doğum) öğreticiliğiydi. İlahlar miladi birleşme yapmanın sözleşmesini seremonine eden bir yaratılış hikâyesi anlatmaya başlamışlardı.
Bu bağlamla ilahlar ittifak bileşenlerine ait her bir grup ilahına ait dil sel kullanımın içinde olan iş, uğraş, eylem, araç gereç ile anlamı, anlama dek isimleri, manayı öğretenlerdi.
Bu gün nasıl kuantum düşünceyle mantıksal dönüşümü yaşıyorsak; ittifakın kendisi başlı başın bir dönüşüm olmakla birlikte ön ittifaklarla tek biçimden çok köklü mantığın dönüşmesi olmuştu.
İlahlar ittifaka gelirken teorik olarak bir grup işi meslek biliyorlardı. İlahların bir grup işi bilmesine karşın insan ittifak ortamında birçok grup işi içine doğmakla, insanlar birçok işe akıl erdiriyorlardı.
İnsanlar mesleklerin bilicisi bulucusu değildiler. İnsanlar mesleklerin icracısı öğrenicisi ve işin akıl erdiricisiydiler. Bu bağlamla ilahlar insana bilmediğini öğretenlerdi. İlahlar insanların iş ve meslek öğretenleriydi. İnsan ilahtan meslek öğrenen, iş görmeyi öğrenenlerdi. Şimdi insan bu minnetle soyu tükenmekte olan yaşlı ilahlara; sofra kuruyorlardı.
İttifak ile olup bitenleri, bugünkü anlamla özetlersek; hiç bir grup, hiç bir grup aiti kişi, diğerine üstün değildi. Hiçbir totem güç ve totem gücün kullanımı olan groteski ve totemi anlama olan ilk sel dinler-dil ve etnik oluşmaların ırksal lığı ile ilahların gördüğü mesleki işler; diğer bileşim gücüne nispetle bir üstünlüğe, bir ayrıcalığa sahip değildi.
Bu tarihi kırılmanın anlamı, totemi mana gücünün etkisine karşı ilah kararı olan, ilah iradesiydi. Kelimenin tam anlamıyla “takdiri ilahiydi”. Yani ilah takdiriydi. Bileşim gücünün ilahlar kararıydı.
Yine melezler, bileşimin gücü içinde çok köklü düşünmeyi ve farklı iş güç ile uğraşmayı öğrenmiştiler. Bileşim mantığı, insan düşüncesi değildi. Bileşimin mantığı gruplar arası takdiri ilahiydi. Bu nedenle insanlarda İlahi takdire bağlılık vardı.
Birleşme, tevhit; insan düşüncesi değildi. Üreten grubu dış dünya hinterlandı içine açan ilahlarla, ilah düşüncesiydi. İlah, grup içi cinsel birleşme ürünü totem hemcins görünüşlü fizikleydiler. İnsan totem grup dışındaki gruplar arası cinsel bileşimli doğumların ürünüydü.
Bu nedenle insanda da her bir totem grup ilahının fiziki yansıması vardı. Her bir grup özelliğinden bir parça görünüş taşımak melezi, o ilahlar aitliği içine çekiyordu. Gruplar arası biyolojik bileşimle gruplar arası türlü mesleğe dek mesleki düşünceler bileşimli kapasite, ittifak içi yansımayla insandaydı.
Gruplar arası ittifakı bileşimden doğan insan, bileşimin kolektif gücü olan bu kapasitör donanımla; bu tarihi ahitle ve bu tarihi milatla insan, sorumlu olduğu ittifak ve ittifakı uygarlığın içinde geliyordu.
İnsan hem hemcins ilahlardan bir parça ilah soydu. Hem gruplar arası hemcinslerden bir parça ilahlar soyuydu. Hem de ittifakı görev ve sorumlulukla bir uygarlık içine doğmanın uygarlık taşıyıcısı, olandı. İnsan hem saf haliyle totem soylu ilah değildi; hem de birçok parça bileşenli öznellikle, biyo fizikle; üreten birçok beceriyle ilahlardandı.
İnsan ile hemcinsler arasında ilahlar vardı. İnsan; birbirine karşı, karşıt bir totem güç etkisi taşıyan ilahlar bilinci bileşime; melez olmanın mana ve önemi olan anlamdı.
İlahlar insan gibi böylesi miladi bir melez misyonu (görevi) taşımıyorlardı. İlahlar genelde bir grup yetkisiyle melezine yetki verenlerdi. İnsanlar birçok yetkilenme sahibi bileşimlerle bu bileşim ürünü olan, bileşimi taşıyıcı kolektif ortam dalgalanmasıydılar.
İlahın üreten kolektif grup yetkisi vardı. Öncül olması dışında ilahın bir meslek yetkisi vardı. Ama ilahların birçok yetkileri yoktu. Ancak bileşime ait ilah gücünün, birçok yetkileri vardı. Daha insan yokken, hemcinsler ve ilahlar vardı. Daha insanın adı konmamışken İlahlar bileşimli ön ittifaklı ahitler vardı. İnsan, bileşen bu zaman ahdi içinde doğup dirilen bir anlam ve varoluştu.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.